1.
hills like white elephants(tepeler, beyaz filleri sever), ernest hemingway'in ağustos 1927'de yazdığı kısa bir öykü olup amerikalı beyaz bir kadının hikayesini anlatır.
amerikalı kadın; uzaklara bakabilmekte, tepeleri beyaz fillere benzetmektedir. yanındaki herif, ise hiç uzaklara bakamamakta; devamlı "sorunun" oturduğu alanın sınırlarında gezdirmektedir bakışlarını. onun için uzakların anlamı kalmamıştır, sadece yakınındaki sorun çözülmelidir.
kadın; uzaklara, beyaz fillere benzeyen tepelere baktıkça geleceği düşünür biraz, karnının daha da büyüdüğünü; içindeki insanın da üstüne tepeler örtülmüş bir fil gibi sabırsız ayaklanmalarla debelendiğini, tekmeler attığını kurar. o herif kuramaz. hiç oralı olmaz. ona göre o tepeler sadece tepedir. kadın, tepelere o kadar yakın hisseder kendini ki sanki kucaklayacakmış gibi olur; fakat herif devamlı uzaklaştırmaktadır tepeleri.
en sonunda tepeler uzaklaşır. kadının gözlerinde beyaz filler ölür, karnındaki tekmeleri duyamayacaktır.''
amerikalı kadın; uzaklara bakabilmekte, tepeleri beyaz fillere benzetmektedir. yanındaki herif, ise hiç uzaklara bakamamakta; devamlı "sorunun" oturduğu alanın sınırlarında gezdirmektedir bakışlarını. onun için uzakların anlamı kalmamıştır, sadece yakınındaki sorun çözülmelidir.
kadın; uzaklara, beyaz fillere benzeyen tepelere baktıkça geleceği düşünür biraz, karnının daha da büyüdüğünü; içindeki insanın da üstüne tepeler örtülmüş bir fil gibi sabırsız ayaklanmalarla debelendiğini, tekmeler attığını kurar. o herif kuramaz. hiç oralı olmaz. ona göre o tepeler sadece tepedir. kadın, tepelere o kadar yakın hisseder kendini ki sanki kucaklayacakmış gibi olur; fakat herif devamlı uzaklaştırmaktadır tepeleri.
en sonunda tepeler uzaklaşır. kadının gözlerinde beyaz filler ölür, karnındaki tekmeleri duyamayacaktır.''

devamını gör...