hipertansiyon

kan basıncının normalden daha yüksek seyrettiği, sebeplerinin çok çeşitli olduğu bir hastalıktır.

(bkz: yüksek tansiyon)

halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinir.
tansiyonu 120/80 üzerinde olması olarak tanımlansada bazı kişilerin alışık olduğu tansiyonun üzerine çıktığında da rahatsızlık verir. mesela 90/60 alışmış biri tansiyonu 100/70 olduğunda rahatsız olabilir.
mide bulantısı, baş ense ağrısı, bütün kanaması, gözün kanaması vb. gibi belirtilerinden herhangi biri olabilir.
aşırı yorgunluk durumunda da oluşabilir.
yılda en az 2 veya 3 kez ölçtürmekte fayda var (eczaneler ölçüyor).
fark edildiği anda doktora başvurmak gerekir. uzun süre tedavi edilmezse kalp, böbrek, göz vb. organlara zarar verir. (bkz: hatta böbrek yetmezliğine) yol açar.

yüksek tansiyondur. 140/90 ve yükseği olarak belirlenir genelde. 180/120 aşırı yüksek tansiyondur. çok tehlikelidir. felç ya da kalp krizi geçiren insanlarda ilk belirtilerden birisidir/hatta tehlikenin habercisidir diğer semptomların yanında. o yüzden tansiyon /kalp hastalarının, özellikle takip etmesi gerekir, hatta günde farklı saatlerde ölçülmesi ve not edilmesi çok önemlidir.

doktorlara göre bende irsi olan hastalık 27 ye 19 ile bir hemşireye meslek sorgulatmisligim da vardır. nasıl yani e sen ölüsün şu an? ilacınızi aksatmadan için

babamda olan rahatsızlık. ölene kadar ilaç içmek zorunda.

çoğunlukla genetik olmakla beraber sağlıksız yaşam koşulları da sebep olabiliyor. evinize mutlaka bir dijital tansiyon aleti alıp düzenli ölçüm yapmanızı tavsiye ederim. yüksek değerler görüyorsanız mutlaka beden kitle indeksinizi hesaplayın, eğer 25'ten yüksek ise kilo verme sürecine girmenizi tavsiye ederim. kilo vermek, tuz kısıtlamasına gitmek ve hatta bazen su kısıtlamasına gitmek ilaca gerek kalmadan tansiyon değerinin düşmesini sağlamakta. bütün bunlar işe yaramıyorsa üzgünüm, ilaca bağımlı kalmak zorundasınız.

beyin ve kalbi bitiren dikkate alınması gereken ciddi bir rahatsızlıktır.

tansiyonun normal değerinden yüksek olması yani kan basıncımızın damar duvarlarına uyguladığı basıncın yüksek olmasıdır.
tansiyon yükseldiğinde genel olarak şikayetler başın enseden yukarıya doğru ağrıdığı, terleme, yüzde kızarıklık ve nefes almada zorluk görülür.

tansiyonun normal değeri 120/80'dir. 130/80 110/70 gibi değerlerde normal kabul edilir. küçük tansiyonun 90 olması tansiyonun yüksek olduğuna işaret eder. ayrıca ölçüm sırasında 200 civarlarında ufak atımlar duyulursa bu tansiyonun daha da yükseleceğine işarettir. *

aslında birçok hastalığa sebep olabilir bir şikayettir uzun vadede. damar sertleşmesi, anevrizma gibi. bu yüzden hipertansiyon hastaları dikkat etmeli ve tansiyonunun yükselmesine sebep olabilecek etkenlerden kaçınmalıdır. bu etkenler: tuzlu tüketme, hareketsiz yaşam, stres, fazla kilolar, alkol ve sigara kullanımı gibi.
tedaviye gelecek olursak hepimizin bildiği gibi dilaltı haplar. neden dilaltına veriliyor? daha evvel de belirtmiştim dilaltından emilim ve kana karışma hızı yüksektir. dilaltı alındıktan sonra idrara çıkma eğilimi başlar. idrara çıktıkça tansiyon normal seyrine iner.

evde ise tansiyonun düşmesi için bol sıvı tüketilmeli, özellikle limonlu su ve sık idrara çıkılmalıdır. tabii bu şekilde düşmeyecek tansiyonlarda vardır, baktınız olmuyor hemen acile. küçümsenmeyecek bir rahatsızlıktır.

(bkz: hipersar) desteği ile mücadele ettiğim sinsi hastalık.
edit: reçeteye (bkz: norvasc) da eklendi

22 ekim'de başlayan ve henüz tam olarak atlamadığım baş dönmelerimle beraber bir anda beni paniğe sevk eden sinsi katil. dil altı hapı alacak kadar yükselen tansiyonum, tuzu kesmem ve yürüyüş yapmamla birlikte bir dengeye girdi çok şükür. genelde 14'ün altında çıkıyor büyük tansiyon. küçükte pek bir oynama yok.

eğer siz de bu sinsi katilin pençesine henüz düşmediyseniz şiddetle tavsiye ediyorum yürüyüş yapın. günde en az 45 dk. yürüyün. göreceksiniz ki bir süre sonra tansiyon dengelenecek. tuzu da kesiyorsunuz tabi. geçmiş olsun bununla cebelleşen herkese.

bu babamda var acaba bende de ileri ki yaşlarda olacak mı genetikse sıçtık ilaç bağımlısı olacaz desene. evet.

kontrol altına alınmazsa uzun vade de gözlere zarar verir. ben yandım siz yanmayın.

gittim geldim dedirten tansiyon çeşidi. baş dönmesi, mide bulantısıyla birlikte sabahtan beri ciddi manada yokluyor. şimdiye kadar tansiyon problemim yoktu, ilerisini bilemiyorum.

amerikan kardiyoloji koleji'ne göre 130/80 mmhg, avrupa kardiyoloji derneği'ne göre 140/90 mmhg üstü tansiyon değerleri hipertansiyondur.

türk hipertansiyon uzlaşı raporu'na göre de 140/90 mmhg üstü hipertansiyondur.

(bkz: delix)

4 kişilik bir asansöre 14 kişi binince asansör kablolarında oluşan gerilim. eskiden kopar ve 15nci kattan zemine hızla inerdiniz. şimdi tıp gelişti. tansiyon ilaçları var.

tedavisine aslında tiyazid diuretiklerle başlanmalı ancak ilaç firmaları daha çok kar edebilmek için arb grubu ilaçlar satıyor.

sağlık bakanlığı uyuma.

kendisine sahip olduğumu tesadüfen annemin evinde hayatımda ilk kez ölçtürdüğüm tansiyonumun 17 çıkmasıyla öğrendim. meğer yıllardır süren baş ağrılarımın sebebi buymuş. geçen sene bir ilaç verdiler ama özel hastane olmasına rağmen hekimin ilgisi yetersizdi. ilaç da zayıf kaldı ve ben yapmamam gerek bir şey yaparak ilacı bıraktım. moralim bozulmasın diye tansiyonumu da ölçtürmüyordum.

girdiğim check-up tetkiklerinin kapsamında bulunan efor testi sonrasında tansiyon 21'i bulmuştu. kalp hastası olma ihtimalimden korkuyordum. neyse ki check-up doktorunun holter taktırmalısın tavsiyesinden sonra başka bir uzman kardiyolog imdadıma yetişti. ilk tetkikte dil altı vermelerine rağmen tansiyonum 17 civarıydı. seni tekrar efora sokacağım ama bu şekilde efor testine giremezsin dedi. daha kuvvetli bir ilaca başladım. artık ilaçlı hayata geçmiş bulunuyorum. anladığım kadarıyla kendimizi bir nevi hiv pozitif hastası gibi görmeliyiz. ilaç kullandıkça tehlike yok. tabi tuz başta olmak üzere bazı zararlı ve suni gıdaların azaltılması gerekiyor.

son entrye güncelleme. ismini vermeyeceğim bir hipertansiyon ilacının en üst dozunu alıyorum. yalnız bu ilacın şöyle bir durumu var. libidoyu tamamen bitiriyor. ben de çok imanlı hayat yaşıyorum, çocukluk saflığıma geri döndüm. aklıma artık pis düşünceler gelmiyor. yoksa aniden andropoza mı girdim diye düşünürken bu durumu öğrendim. rahatsız ediyor mu ? aslına bakılırsa hayır. kimseye karşı cinsel bir sorumluluğum yok. yedik, içtik, sattık, savdık. evlilik söz konusu olmadıkça kimseyle böyle bir attraksiyona girmeyi düşünmediğim gibi evlilik de bana uzak. yalnız ortalama insan ömrüne göre henüz orta yaş denilebilecek bir çağda insan daha kaç sene bu ilacı kullanacağını, söz konusu ilacın vücutta bir hasar bırakıp bırakmayacağını düşünüyor.