ilkokulda babanın mesleğini soran öğretmen

salaktır, öğretmen de değildir. işi düştüğünde arayabileceği işçi arıyordur. çok tanıdık böylelerini.

mantıklı olan hiçbir öğretmen, kırk tane çocuğun içinde bu soruyu sormaz. hiç kimseyi ilgilendirmiyor babamın ne yaptığı. durumu olmayan insanlara sanki çok yardım yaptılar da... çok meraklıysanız yaparsınız toplantı, velilere tek tek sorarsınız.

ben "babam fabrikada usta" dediğimde bölümünün ne olduğunu sorarlardı ben de "her şeyi yapabilir, her şey babamın işi" derdim ve öğretmenden müdürüne kadar hepsi babamın numarasını alıp bir iş olduğunda çağıracağını söylüyordu. dışarıdan gelen adam parayla yapacak ama ben öğrencileri olduğum için babam bedava yapacak güya. okul hayatım boyunca çoğu öğretmenin işçileri ezdiğine şahit oldum. zaten bir defa yaşadığım olayı burada da anlatmıştım. bu ülkede mesleğini hakkıyla yapan insan sayısı çok az ve bu öğretmenler bir çocuk yetiştiriyor. e tabii, önüne geleni torpille sokarsan olacağı bu. hakkıyla mesleğini yapacak olanlar bim'de kasiyer şu an. çok üzülüyorum artık. dört seneye öğretmen olursam -ki bu mesleği yapacağımı hiç sanmıyorum- öğretmenlik ne demekmiş bilmeyen herkese tek tek anlatacağım. hele o gecenin on ikisinde arayan veliler... işte onları mahvettim...

ilkokul birde "babanın mesleği nedir" diye soruyorsa çocuk şaşıracaktır. meslek sözcüğünü bilmez çünkü. baban ne iş yapıyor diye sorulması gerekir.

duyar dolu başlık.
oldu olacak, kimse kimseye bir şey sormasın böylece duyar kasmalık durumlar ortaya çıkmaz.
hepimiz ağaç gibi sessiz sessiz yaşayalım.

liseye kadar her dönemde soruluyor. ben hep kendi kafamdan bir meslek söylerdim. öğretmenler babamın olduğundan ve bir işte çalıştığından çok emin durarlardı. hiç de cesaret edip babam öldü diyemedim. birçok sorunla da karşılaştım bunun sonucunda. söylesem daha mı iyi olurdu? belki. ayrıştırılmak istemediğim için kendi yaptığım daha doğru geliyordu bana.

müdürümüz bir gün bizim arkadaş grubunu çağırdı yanına biz okuldan değil apartmandan arkadaştık hep beraber takılırdık falan bununla alakalı bir sorun olduğunu düşünüp gittik yanına arkadaşıma sordu baban ne iş yapıyor diye çocuk söyledi banyo küvet yapıp satıyor hocam diye ben de tekstil müdürü dedim diğer arkadaşım sigortacı hepimiz söyledik banyo işi yapan arkadaştan akıllı duş deniyor sanırım tam emin değilim onu istemiş babası da müdür diye hediye etmiş el mecbur benden de tişört istedi bu arada tişört diyip geçmeyeyim gereğinden fazla pahalı ve euro üzerinden satılıyordu bir oldu iki oldu derken babam geldi bunu müdürüne ver etiketi de gözüksün dedi normal fiyatı 300 euro olan tişörtün etiketine 30.000 yazmış hani istemesin artık utansın diye fakat müdür utanmadı yine istedi babam dedi ki git söyle müdürüne babam tekstili bıraktı inşaat işine girdi demir inşaat çubuğu var lazım olursa direkt beni arasın diye çocuk aklımla bunun ne olduğunu anlamadım ve söyledim daha sonra hiç çağırmadı beni yanına.

söylemeye utanan çocuklara "biraz sesli söyle arkadaşların duymadı" diyerek daha da gerici bir hale gelen öğretmen. (bkz: ağzına kürekle vurulası insanlar)

babam olmadigindan hatirliyorum, kreste veya ilkokulda ogretmen onumuzdeki ders babanizla ilgili 1 ders yazin, onu anlatin demisti.

hayir ne alakaysa ben de babam yok lan napicam diye baya strese girmistim. suan hatirlayinca uzuldum bak goruyomusun.

hasili en asil duygularin katili olan ogretmendir.

italyan lisesi'ne başladığım sene yani hazırlık sınıfındayken italyanca öğretmeni sormuştu e tabii italyancayı yeni yeni öğreniyoruz babam elektrik mühendisiydi ve yanlışlıkla meccanico dedim(meccanico araba tamircisi demek) sınıftakiler kıkırdamaya başlamıştı italyancacı da biraz güler gibi tahtaya yazacak oldu sonra yanımdaki söyledi onun ne olduğunu falan. tamam yanlış söylemiş olabilirim de araba tamirciliği çok mu komik bir şey anlayamadım. hani zaten "ingegnere meccanico" makine mühendisliği anlamına gelir o da ayrı konu.

2-3 sene sonrasında özel ders aldığım bir öğretmen vardı biraz boşboğazdı babam son çalıştığı yerden sonra iş bulamayıp emekliliğe ayrılmıştı. ben de emekli olduğunu söyledim kaç yaşında olduğunu falan mı sormuştu ne ben ama bimlemkaç yaşındayım çalışıyorum halen gibi salak bir laf etmişti. evet tamam bizim paramızla çalışıyosun da bir zahmet değirmeninin suyunun nerden geldiğini sorma.