1.
jamaika asıllı ingiliz yazar zadie smith'in 2000 yılında yazdığı ilk romanıdır. yazar bu romanla 2000 yılında yılın en iyi genç yazarı ulusal ödülü, the guardian çıkış romanı ödülü, 2001 yılında ise commonwealth en iyi ilk kitap ödülünü kazanmıştır. romanın konusu ikinci dünya savaşının sonlarında ingiltere adına aynı birlikte yunanistan topraklarında savaşırken dost olan archie ve samet'in ingiltere'ye döndükten sonra dostluklarına devam etmelerini ve evlendikten sonra eşlerinin ve çocuklarının da arkadaş olmasını anlatıyor. çocuklar 14-15 yaşlarına gelince ergenlik bunalımları, kuşak çatışmaları, farklı kültürlerin paradoksal tartışmaları, okulda mücadeleler başlıyor. roman son sayfalara doğru giderken vurucu bir dokunuş yapmak isteyen yazar archie'yi merkeze alıyor. ailesiyle birlikte bir basın toplantısını izlemeye giden archie gördüklerinden sonra ikinci dünya savaşında yaşadığı kritik bir anı hatırlar ve kendisinden hiç beklenmeyen bir şey yapar. bundan sonrasını romanı okumuş olanlar bilir veya okuyacak olanlar görecektir.
devamını gör...
2.
zadie smith’in everest yayınları’ndan çıkmış ödüllü romanı.
kitap kendini hızlı hızlı okutan bir kurguya sahipti. seneler arasında gidip gelen bir anlatım olsa da okudukça alıştım. karakterler üzerinden bölümler şeklinde ilerlemesi de okumayı daha kolay hale getirmiş.
konu olarak ilk bakışta bizim ülkemize yabancı gibi görünse de okudukça aslında ne kadar bize yakın olduğu anlaşılıyor. ülkemiz yapısı ve etnolojisi gereği hep kültürler arasında kalmış, ait olmaya çabalamış. ingiltere’ye giden göçmenlerin yaşadıklarına benzer.
karakterler ve olaylar karmaşık gibi görünse de temelde archie ve samet’in dostluğu geniş bir pencereden, aileler de dahil edilerek anlatılıyor. eşleri, çocukları ve özellikle çocukların büyürken yaşadığı ırk kaynaklı sorunlara dikkat çekiyor diyebilirim.
kitabı ırkçılık açısında değerlendiremeyeceğim. ayrıcalıklı yerimden konuşmak olur. ama yaşananlar ve hisler o kadar güzel anlatılmış ki gerçekliğini sorgulamak aklıma bile gelmedi.
beni derinden etkileyen karakter ırie oldu. birçok açıdan empati kurabildim. en sinirimi bozan karakter de samet oldu. bu kadar aptallık bünyeye zarar be sammy. ezikliği de cabası.
550 sayfa olmasına rağmen hızlı okunabilecek, güzel bir kitap.
kitap kendini hızlı hızlı okutan bir kurguya sahipti. seneler arasında gidip gelen bir anlatım olsa da okudukça alıştım. karakterler üzerinden bölümler şeklinde ilerlemesi de okumayı daha kolay hale getirmiş.
konu olarak ilk bakışta bizim ülkemize yabancı gibi görünse de okudukça aslında ne kadar bize yakın olduğu anlaşılıyor. ülkemiz yapısı ve etnolojisi gereği hep kültürler arasında kalmış, ait olmaya çabalamış. ingiltere’ye giden göçmenlerin yaşadıklarına benzer.
karakterler ve olaylar karmaşık gibi görünse de temelde archie ve samet’in dostluğu geniş bir pencereden, aileler de dahil edilerek anlatılıyor. eşleri, çocukları ve özellikle çocukların büyürken yaşadığı ırk kaynaklı sorunlara dikkat çekiyor diyebilirim.
kitabı ırkçılık açısında değerlendiremeyeceğim. ayrıcalıklı yerimden konuşmak olur. ama yaşananlar ve hisler o kadar güzel anlatılmış ki gerçekliğini sorgulamak aklıma bile gelmedi.
beni derinden etkileyen karakter ırie oldu. birçok açıdan empati kurabildim. en sinirimi bozan karakter de samet oldu. bu kadar aptallık bünyeye zarar be sammy. ezikliği de cabası.
550 sayfa olmasına rağmen hızlı okunabilecek, güzel bir kitap.
devamını gör...