varlığını yoklukta yok edip yokluğun varından var olan ve yeni varlığı ile kendisinden yapılanı zevk makamından seyr eden tekamülünü bitirmiş insandır.
onunla ettiğim sohbetleri özledim,o gitti ben bittim.
devamını gör...
o nûru görenler bir daha unutamaz ve tekrar görmek için can atarlar.
devamını gör...
çay içtiğimiz bir gece bana söyledikleri geldi aklıma...


insan-ı kamil,hakikate ermemiş her kalbi büyük bir sevgi ile kucaklar,gönlünden çok büyük bir şefkat duyar.
sebeplerinden biri de nedir bilirmisin evlat?

"muhammedi muhabbetten uzak düşmüş olanları,o sevgiden mahrum kalanları öksüz ve yetim görür"

ve ondan zuhur eder tüm muhteşemliği ile duhâ suresi
-o seni yetim bulup da barındırmadı mı?
-seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?
devamını gör...
tekâmülünü tamamlamış, kemâl makamına ermiş insandır. bu yol varlıktan yokluğa, yokluktan varlığa, sahteden gerçeğe, çokluktan tekliğe giden yoldur. bu yol illüzyonun farkına varış, bu varışla aslını görüştür. şehadet makamıdır kemâl. yolu bitirmiş olan insan-ı kâmil artık bildiği bu yolda bilmeyenlere rehberlik etme derecesine gelmiş ve öğretmeye başlamışsa, artık mürşid-i kâmil olmuştur.
devamını gör...
tasavvuf ve kökeni olan ruhçu öğretinin hurafesidir.

gerçekte tekamül veya evrim yoktur.

bu arada, ruhçuluk ve uzantısı tasavvuf demişken konuyla ilgili videolarımızı tekrar verelim:



devamını gör...
tasavvuf öğretisinde yer alan 7. ve son mertebe "kemal" mertebesidir. insan-ı kamil ise, bu mertebeye ulaşanlar için kullanılır.

bu mertebe özel bir hal dir.

allah(cc) kur'anı kerim de şöyle buyuruyor;

"bu gün dininizi ikmale erdirdim, ve size din olarak islamı seçtim." *

dikkat edilirse; ayette "dininizi tamamladım" tabiri yerine, "dininizi ikmale erdirdim" tabiri kullanılmıştır.


peki tamamlanmak ile ikmale ermek arasında ne gibi bir fark vardır?

tamamlamak; üzerine düşen görevi yerine getirmektir. görevin eksiksiz bitirilmesinin belirtildiği durumu ifade eder.

ikmale erdirmek ise; üzerine düşen vazifeyi tamamlamaktan ziyade, mükemmelleştirmektir.

tasavvufta insan yolcudur. bu yolcu; bazen sürünerek, bazen koşarak, bazen atlarla, bazen çarıksız, bazen gül kokulu bahçelerde, bazen kıldan ince kılıçtan keskin uçurumların arasında yolculuk eder.

yol ise; balçıktan başlayıp, allah'a varan menzildir. bu menzil bekabillah'tan başlayıp, fenafillah ile sonlanır. insan-ı kamil ise yol üzerindeki mumlardır.

bilinmelidir ki; her mum olduğunu iddia eden, mum değildir. çünkü; her ışık, mum ışığı değildir. her göz de; mum ışığı ile diğer ışıkları ayıracak kadar açık değildir.

bu işin sırrı; mum ışığını tanımaktır. mum ışığını tanıyanlar ise; sırrı devam ettirmek ile mükelleftir.
devamını gör...
varılacak bir mertebe değil, hatırlanacak bir mertebedir...
devamını gör...
budistlerin nirvanasınin tasavvufta ki karşılığı olarak düşünülebilir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insan-ı kâmil" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim