az önce fark ettiğim gerçektir.

işten geldim, içeri girer girmez hemen duşa girdim. duştan çıktıktan sonra kendime hafif aperatif bir şeyler hazırladım, peynir, reçel gibi gece gece midemi üzmeyecek şeyler işte bilirsiniz.. sonra içeride oturmuşum pc'de takılıyorum. bir yandan illuminati deşifre videoları izleyip insanların halen daha bu küresel sermayenin bir kuklası olduğuna şaşırıp emperyalizmi kınıyorum, diğer yandan da kekik aromalı kızılcık çayımı içiyorum. sonra dedim kız arkadaşımın instagram hesabını stalklayalım bakalım neler paylaşmış, kimler takip ediyor. bir baktım hep çayır çimen fotoğrafı. sonra bir süre bakıştık.

esra:
ben:
esra:
ben:
esra: yhaa beni düşünüyorsun değil miii <3
ben: tabii ki bir tanem <3

aslında o anda hani boşluğa dalar kalırız ya hindiler gibi. öyle bakakalmıştım, kafamda da "alarko kombii gerçek kombi gerçek konforr" reklam sözü çalıyor anasını satim.

ben: tatlım?
esra: evet bebeyim
ben: hiç düşündün mü?
esra: neyi bebeyim?
ben: nasıl desem... hani biz doğa fotoğrafları çekiyoruz ya.
esra: evet??
ben: ağaçlara neden telif ücreti vermiyoruz? onlardan izinsiz fotoğraflarını çekip kullanıyoruz çünkü.
esra: hahah sen delirdin galiba
ben: hayır merak ediyorum. mesela benim blogum var ya biliyorsun. adsense hesabım da açık.
esra: ee?
ben: bu google'dan reklam alıp para kazandığım anlamına gelir.

o sırada youtube'tan bir video açıldı "saddam hüseyin ölmedi! duyunca şok olacaksınız, youtube silmeden mutlaka izleyin" videosunu açmışım birden oynatmaya başladı, kapattım.

ben: bu sebeple onların fotoğrafını sitemde paylaşıp gelir kazanıyorum etik midir?
esra: haha neden etik değilmiş?
ben: bak mesela geçenlerde bir karikatürist telif atıp atıp duruyordu. yarın bir gün hayvan hakları gibi ağaç haklarını da konuşursak?
esra: ne olur?
ben: o zaman zor duruma düşeriz. bir çam ağacı tarafından mahkemeye verilmek kim ister ki? üstelik bir fotoğraf karesinde binlerce ağaç çıkabiliyor. bu da binlerce dava anlamına gelir. uğraş uğraşabilirsen.
esra: tatlım tamam da kendin diyorsun bak herhangi bir hakları yok.
ben: bu olmayacağı anlamına gelmez ki.
esra: yaa tunçç! sus artık boş yaptın yet-her!
ben: ağaç haklarını savunmak suç mu oldu şimdi? sen twitter'da duyar yapıyorsun iyi, ben burada ağaç hakları kutsaldır deyince auuvv. ne auvv??
esra: bak geliyor terlik!
ben: bu maskenin altında etten fazlası var. bu maskenin altında bir fikir varr!! ve fikirlere terlik işlemez bayan!

o sırada terliğini bir fırlattı arkadaşlar. diş etime geldi ve bir parça kanadı. baya korktu saftirik, sonra opiyim geçsin dedi kapattık konuyu. kadınların hiç ayarı yok vesselam.

neyse bu konuyu ben yakında kafa gazetesinde yazacağım arkadaşlar. özel sayı olacak bir sonraki sayımız. hayvan hakları var da, ağaç hakları neden yok. bugün kimse kimse hakkında izin almadan konuşamıyorken, birbirinin fotoğrafını sapıklık olduğu için çekemiyorken ağaçlarda neden serbest oluyor? bu ikili standarta son vereceğim ben. yazımı okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
(bkz: okuyamadım abi durumum yoktu)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"internette sürekli ağaç fotoğrafı paylaşmamıza rağmen ağaçların bir kez olsun telif atmamış olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim