islamcı mağduriyeti vs kürtçü mağduriyeti

şu anki konjonktürde kürtçü mağduriyeti açık ara şampiyon olur.

birbirleriyle kapışır, bazen de ortak paydada buluşurlar.

bir de kemalist mağduriyeti ekleyelim buna, ne olur ki?

iki tarafın da yahudilerden öğrendikleri mağduriyet.

hatta siyonistler diyeyim, daha net olsun. adamlar victim card'ın kitabını yazmış, filmlerini çekmiş, sonra o filmlere oscar, altın küre ödülleri falan vermişler. uzantıları da onlardan bir şeyler kapmışlar doğal olarak. bana inanmıyorsanız kate winslet ablamız bile siyonistleri çözmüş. onlarla dalga geçse de haklı olduğunu kanıtlamış. adrien brody utanmadan siyonistleri yalayıp yine ödül almış. hala antisemizotu diye bik bik konuşuyor. buradan
bkz ricky gervais
gelip ingiliz ağzıyla kemalist diyenleri görüyoruz. babanız siyonistler, kimseyi kandıramazsınız.

mesela cia-sal islam ajanlarının, türk çocuklarına casus iftirası atması.
mesela ingiliz güdümlü kafatasçı etnikçilerin, atatürkün yolundan gidenlere kemalist diyerek kriminalize etmeye çalışması.
hangisi daha büyük operasyon çocukluğu bilemedim sözlük.

hayatınızı "diğerlerini aşağılama" ve "karşı cinsi düşünme" dışındaki konulara harcamanızın herkesten çok size faydası olacaktır.
örneğin; bu başlık yerine kendinize veya konuyu okuyanlara faydalı bir şeyler yazsanız, emin olun hiçbir şey kaybetmezsiniz. diğer yandan, sizden olmayan herkesi sırayla aşağıladığınız başlıklar ne size bir şey kazandırır ne de aşağıladığınızı sandığınız kitleye bir şey kaybettirir.

(bkz: suça sürüklenen çocuk)

ekmek çalan çocukla cinayet işleyen çocuğu aynı kefeye koyup mağduriyet çıkartmaya çalıştılar.

“kutsal mazlumluk”tan “makyavelist despotizm”e akp otoriterliğinin psikopatolojisi - fethi açıkel

kutsal mazlumluğun psikopatolojisi - fethi açıkel

(bkz: woke culture/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: social justice warrior/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
mağdur edebiyatı: #3199513
(bkz: faşizm/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: faşizmin estetiği/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)

ikisi de sonsuzdur

ajandası aynı yerdedir

luayikçi sistemin tefecilikten, tekelcilikten kölecilikten; yoksul, işsiz, geleceksiz bırakması bazılarına hafif geldi heral!

ulan sırf tefecilikten silkelendiğinle bu ülke gibi 2 ülke daha kurardın.

versus mu?*

eskiden bu ülkede “islamcı mağduriyeti” diye bir şey vardı. o gerçekten yaşanmış bir durumdu. başörtüsü yasağı, imam-hatip mezunlarının önüne konan engeller, inancını açıkça yaşayamayan insanlar… devletin laiklik adına halkın bir kısmını dışladığı zamanlardan bahsediyorum. o dönem islamcılar gerçekten mağdurdular, sistemin dışında kalmışlardı…
ama sonra işler değişti. zamanla o mağduriyet söylemi iktidara taşındı. yani bir nevi, mağduriyet güce dönüştü. bugün geldiğimiz noktada “islamcı mağduriyeti” hâlâ ağızlarda dolaşsa da, artık inandırıcı değil çünkü güç el değiştirince, o eski mağduriyetin yerinde şimdi bir üstünlük hissi var…
kürt mağduriyeti ise bambaşka bir mesele. ve çoğunuzun görmek istemediği boyutta. bu ülkenin kuruluşundan beri bastırılmış, kimliği tanınmamış, dili yasaklanmış bir halktan söz ediyoruz. 90’ların faili meçhulleri, köy boşaltmaları, sonra umutla başlayan çözüm süreci derken, yeniden güvenlik politikalarına dönüldü. bugün hâlâ seçilmiş temsilcileri görevden alınabiliyor, ifade ettikleri fikirler “terör” diye damgalanabiliyor…
şöyle söyleyebiliriz; türkiye’de mağduriyetin ağırlık merkezi değişti…
eskiden “islamcılar eziliyor” denirdi, şimdi “kürtler hâlâ adalet arıyor” deniyor. ama asıl türkiye halkı mağdur. iradeleri hiçe sayılıyor…
bir taraf mağduriyetiyle iktidar oldu, diğer taraf ise mağduriyetinden hâlâ kurtulamadı…

ben “vs” yi tercih ediyorum. en sağlıklısı o gibi geliyor…*

hiç biri incel mağduriyeti ile kapışamaz...