#vizyondaki filmler
#netflix filmleri
2023 yılında izleyici ile bululan uluç bayraktar yönetmenliğinde bir netflix filmidir.
sadık adındaki bir dedektif karşısına çıkan kayıp vaka araştırmasını sürdürürken tanıştığı yeni insanlar ve gelişen olaylar sayesinde hayata olan bakış açısı farklı boyutlara ulaşacaktır.
sadık adındaki bir dedektif karşısına çıkan kayıp vaka araştırmasını sürdürürken tanıştığı yeni insanlar ve gelişen olaylar sayesinde hayata olan bakış açısı farklı boyutlara ulaşacaktır.
yönetmen:
uluç bayraktar
oyuncular:
nejat işler
nur fettahoğlu
şenay gürler
ilayda alişan
ilayda akdoğan
uluç bayraktar
oyuncular:
nejat işler
nur fettahoğlu
şenay gürler
ilayda alişan
ilayda akdoğan
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nikimyok" tarafından 05.03.2023 09:58 tarihinde açılmıştır.
1.
senaryosunu mehmet eroğlu ve damla serim'in yazdığı, yönetmenliğini uluç bayraktar ın yaptığı bir türk filmi. askında şubat ayının başında vizyona girecekti ama deprem felaketi yüzünden 3 martta izleyici ile netflix de buluştu. drama tadındaki bu filmin oyuncu kadrosunda nejat işler, nur fettahoğlu, esra ronabar, şenay gürler, rıza kocaoğlu, ilayda alişan ve barış falay var.
konusu
sadık ( nejat işler) hayatın sillesini yemiş , eski karısının ona attığı kazıkla kendini parmaklıklar arkasında bulmuş , hapisten çıktıktan sonra mesleğini de kaybetmiş bir avukat. şimdilerde detektiflik yapıyor.eski hayatından bir avukat arkadaşının ona verdiği bir kayıp vakası ile kendini bir dizi olayın içinde bulan sadık, tüm iyi niyetini kullanarak iyilik ve kötülük arasında o ince çizgide gidip geliyor.
filmde sadık karakterinin yanı sıra , komşu kızı fatoş (ilayda alişan), sadık’ın eski karısı rezzan (nur fettahoğlu), avukat arkadaşı (esra ronabar), arada yatağını, evini ve kedisini paylaştığı oyuncu arkadaşı (şenay gürler), kayıp çocuk tevfik in kız kardeşi pınar (ilayda akdoğan) ve yandan rollerde dedektif philip marlowe var .
fragman
konusu
sadık ( nejat işler) hayatın sillesini yemiş , eski karısının ona attığı kazıkla kendini parmaklıklar arkasında bulmuş , hapisten çıktıktan sonra mesleğini de kaybetmiş bir avukat. şimdilerde detektiflik yapıyor.eski hayatından bir avukat arkadaşının ona verdiği bir kayıp vakası ile kendini bir dizi olayın içinde bulan sadık, tüm iyi niyetini kullanarak iyilik ve kötülük arasında o ince çizgide gidip geliyor.
filmde sadık karakterinin yanı sıra , komşu kızı fatoş (ilayda alişan), sadık’ın eski karısı rezzan (nur fettahoğlu), avukat arkadaşı (esra ronabar), arada yatağını, evini ve kedisini paylaştığı oyuncu arkadaşı (şenay gürler), kayıp çocuk tevfik in kız kardeşi pınar (ilayda akdoğan) ve yandan rollerde dedektif philip marlowe var .
fragman
devamını gör...
2.
nejat işler abinin çok farklı oynadığı filmdir.
sigara içen, aforizma içeren konuşmalar yapan, karizmatik bakan, seks yapan, absürt hareketler sergileyen bir adamı canlandırıyor.
filmin mantığını beğendim ama bende yemedi şahsen.
mesela diyalogları ingilizce yazıp türkçeye çevirsen aşağı yukarı böyle diyaloglar çıkardı ortaya. çok kötü.
cringe ve gerçekten uzak karakterler konusu ise diyaloglara göre daha çok can sıkıyor.* her filmde z kuşağının karikatürize şekilde önümüze konulması harbiden çok rezil bir durum olmaya başladı.
basit metaforlar ve kör göze parmak göndermeler hoşuma gitmedi, çünkü kör göze parmak lan işte.
tabii ki filmin iyi tarafları da var. mesela yönetmen uluç bayraktar iyi bir iş çıkarmış. oyuncu yönetimi konusunda pek öyle düşünmeme rağmen iyi buldum kendisini. bazı merdiven sahneleri ve son sahne çok hoşuma gitti.
filmin abi karakteri iyi yaratılmış. gayet başarılı bir kötü karakter olmuş.
senaryonun merak ettiren tarafı güzeldi*
başta dediğim gibi filmin mantığını ve yapmak istediği şeyi sevdim ama maalesef yapamadıklarını düşünüyorum. hamburger ekmeğinin arasına bizim mangallık köfteyi koyduğun zaman tam hamburger olmuyor.
vaktiniz varsa ve biraz tiye alarak bir şeyler izlemeyi seviyorsanız izleyin.
ben andré bazin gibi film izler eleştiririm diyorsanız bu filmden uzak durun.
ben bu filmi olumluya giden yolda atılan çok minik bir adım olarak görüyorum. eyy türk netflix filmleri bir gün sende iyi olacan lan.
sigara içen, aforizma içeren konuşmalar yapan, karizmatik bakan, seks yapan, absürt hareketler sergileyen bir adamı canlandırıyor.
filmin mantığını beğendim ama bende yemedi şahsen.
mesela diyalogları ingilizce yazıp türkçeye çevirsen aşağı yukarı böyle diyaloglar çıkardı ortaya. çok kötü.
cringe ve gerçekten uzak karakterler konusu ise diyaloglara göre daha çok can sıkıyor.* her filmde z kuşağının karikatürize şekilde önümüze konulması harbiden çok rezil bir durum olmaya başladı.
basit metaforlar ve kör göze parmak göndermeler hoşuma gitmedi, çünkü kör göze parmak lan işte.
tabii ki filmin iyi tarafları da var. mesela yönetmen uluç bayraktar iyi bir iş çıkarmış. oyuncu yönetimi konusunda pek öyle düşünmeme rağmen iyi buldum kendisini. bazı merdiven sahneleri ve son sahne çok hoşuma gitti.
filmin abi karakteri iyi yaratılmış. gayet başarılı bir kötü karakter olmuş.
senaryonun merak ettiren tarafı güzeldi*
başta dediğim gibi filmin mantığını ve yapmak istediği şeyi sevdim ama maalesef yapamadıklarını düşünüyorum. hamburger ekmeğinin arasına bizim mangallık köfteyi koyduğun zaman tam hamburger olmuyor.
vaktiniz varsa ve biraz tiye alarak bir şeyler izlemeyi seviyorsanız izleyin.
ben andré bazin gibi film izler eleştiririm diyorsanız bu filmden uzak durun.
ben bu filmi olumluya giden yolda atılan çok minik bir adım olarak görüyorum. eyy türk netflix filmleri bir gün sende iyi olacan lan.
devamını gör...
3.
filmde anlaşılmayan kısımlar var diye gittim film boyunca başrolun izlediği filmi izledim. havada kalan anlamlandıramadığım kısımlarına rağmen fena değildi. göte bacaga bakan abinin hatta amcanın sevgiliye evrilişi irrite etmedi değil. albinik vampir kardeşlerin makyajları nişastayla yapılmış gibiydi. korkutmadı güldürdü pütür pütür. kendini oynamış hiç eser kalmamış eski halinde dedirten serkeş, depresif, yüreyen nargile. özlemişiz ercümenti dağıttı yargısını kesti hesabını saygısızlara.
devamını gör...
4.
2023 yapımlı uluç bayraktar imzası taşıyan filmdir.
filmi, her türden uçlarda marjinalize edilmiş karakter tipleriyle, durmadan yön değiştiren senaryo oyunlarıyla seyircinin şaşkınlık ve heyecan dürtülerine talip bir hollywood klişesinde buldum.
elbette her film ağzından ateş çıkarıp dünyayı kurtarsın ya da bizi uzun uzun düşündürsün demiyoruz. sadece ayaklarımızı uzatıp işte elimize ne gelirse ağzımıza tıkadığımız gevşeklikte eğlencelik filmleri de severiz. ama bu biraz zorlama olmuş ya da olmuş mu? ben bakındım sadece.
sinema gibi ürün ve tüketim genişliği en büyük sektörlerin birinde, orijinalliği ve özgünlüğü yakalamak hem çok zor hem çok kolay.
şöyle ki; en çok iş yapan yüksek bütçeli filmler tamamen bu klişelerden ibaret. daha birkaç hafta önce " avatar way of water" tanımımda da böylesi büyük bir işin böylesi güdük bir senaryoya ne diye sığdırılmaya çalışıldığına falan değinmiştim. ama klişe de olsa parayı basan, o klişeyi öyle bir cilalıyor ki pazarda yüzüne bakmadığın ama migrosta ışıl ışıl sana parlayan o kırmızı elmaya dönüşüyor.
bunun tam tersi orijinal ve özgün içerikler de tamamen düşük bütçeli bağımsız filmlerde. yani bakın herkesin ağzına sakız ettiği şu iran sinemasına, prodüksiyon olmasa telefonla çektiklerini falan sanırsınız ama güçlü ve doğal hikayeler, bu teknik kusurların üzerini örtüyor.
bu yüzden "iyi adamın 10 günü" biraz arada kalmış. klişeleri revize eden büyük bütçe yok, orijinal hikaye desen yok, öyle aman aman görüntü yönetmeliği yok. yani nedir? hiçbirini yapamayan en azından milletin ağzını açık bırakan üç beş kadın bulup koyuyor. bunda onlar bile vasat.
velhasıl olmamış buldum.
filmi, her türden uçlarda marjinalize edilmiş karakter tipleriyle, durmadan yön değiştiren senaryo oyunlarıyla seyircinin şaşkınlık ve heyecan dürtülerine talip bir hollywood klişesinde buldum.
elbette her film ağzından ateş çıkarıp dünyayı kurtarsın ya da bizi uzun uzun düşündürsün demiyoruz. sadece ayaklarımızı uzatıp işte elimize ne gelirse ağzımıza tıkadığımız gevşeklikte eğlencelik filmleri de severiz. ama bu biraz zorlama olmuş ya da olmuş mu? ben bakındım sadece.
sinema gibi ürün ve tüketim genişliği en büyük sektörlerin birinde, orijinalliği ve özgünlüğü yakalamak hem çok zor hem çok kolay.
şöyle ki; en çok iş yapan yüksek bütçeli filmler tamamen bu klişelerden ibaret. daha birkaç hafta önce " avatar way of water" tanımımda da böylesi büyük bir işin böylesi güdük bir senaryoya ne diye sığdırılmaya çalışıldığına falan değinmiştim. ama klişe de olsa parayı basan, o klişeyi öyle bir cilalıyor ki pazarda yüzüne bakmadığın ama migrosta ışıl ışıl sana parlayan o kırmızı elmaya dönüşüyor.
bunun tam tersi orijinal ve özgün içerikler de tamamen düşük bütçeli bağımsız filmlerde. yani bakın herkesin ağzına sakız ettiği şu iran sinemasına, prodüksiyon olmasa telefonla çektiklerini falan sanırsınız ama güçlü ve doğal hikayeler, bu teknik kusurların üzerini örtüyor.
bu yüzden "iyi adamın 10 günü" biraz arada kalmış. klişeleri revize eden büyük bütçe yok, orijinal hikaye desen yok, öyle aman aman görüntü yönetmeliği yok. yani nedir? hiçbirini yapamayan en azından milletin ağzını açık bırakan üç beş kadın bulup koyuyor. bunda onlar bile vasat.
velhasıl olmamış buldum.
devamını gör...
5.
bir uluç bayraktar filmidir.

filmin senaryosunu damla serim yazmıştır. film mehmet eroğlu'nun iyi adamın on günü isimli romanından uyarlanmıştır. filmde nejat işler, nur fettahoğlu, şenay gürler, ilayda alişan, ilayda akdoğan, erdal yıldız, barış falay, esra ronabar, rıza kocaoğlu, kadir çermik, gözde kaya ve yurdaer okur rol almıştır.
bu serinin hem filmlerini hem de kitaplarını çok seviyorum. üst düzey eserler olmayabilirler ama ben mike hammer hayranı bir çocuk olarak büyüdüğüm için bana çok etkileyici geliyor.
filmin ve serinin baş kahramanı sadık - zaman içinde isim değişecektir- iyi bir adamdır. evet, onun en temel özelliği iyi bir insan olmasıdır. bir de durmadan üşümesi ve durmadan sayı sayması.
iyi bir insan olduğu için ailesi yıkılır, barodan atılır ve hapse düşer. bunun üzerine de özel dedektif olarak çalışmaya başlar. bir kayıp vakasını araştırmaya başladığında kıvrak zekası ve deli cesareti başlarda onu daha karanlık bir dünyaya taşır.
bu iyi adamın on gün boyunca yaşadıkları ve kötü adama dönüşme serüvenini anlatan benim çok sevdiğim bir filmdir.

filmin senaryosunu damla serim yazmıştır. film mehmet eroğlu'nun iyi adamın on günü isimli romanından uyarlanmıştır. filmde nejat işler, nur fettahoğlu, şenay gürler, ilayda alişan, ilayda akdoğan, erdal yıldız, barış falay, esra ronabar, rıza kocaoğlu, kadir çermik, gözde kaya ve yurdaer okur rol almıştır.
bu serinin hem filmlerini hem de kitaplarını çok seviyorum. üst düzey eserler olmayabilirler ama ben mike hammer hayranı bir çocuk olarak büyüdüğüm için bana çok etkileyici geliyor.
filmin ve serinin baş kahramanı sadık - zaman içinde isim değişecektir- iyi bir adamdır. evet, onun en temel özelliği iyi bir insan olmasıdır. bir de durmadan üşümesi ve durmadan sayı sayması.
iyi bir insan olduğu için ailesi yıkılır, barodan atılır ve hapse düşer. bunun üzerine de özel dedektif olarak çalışmaya başlar. bir kayıp vakasını araştırmaya başladığında kıvrak zekası ve deli cesareti başlarda onu daha karanlık bir dünyaya taşır.
bu iyi adamın on gün boyunca yaşadıkları ve kötü adama dönüşme serüvenini anlatan benim çok sevdiğim bir filmdir.
devamını gör...