izmir'de kamyondan dökülen içeceklerin yağmalanması

memlekette kimse kalmadı ki yola dökülen bir şeye hücum etmesin. bunlar nasıl bir ırk, nasıl bir genetik. insan hiç utanmaz mı? eskiden millet toplar sahibine geri verirdi. bedava siyanür bulsalar içmek için onun da üzerine atlayacak bir kitle yetişiyor.

x gönderisi

izmir'de değil de daha çok hindistan'dan bir görüntü gibi gelen haber, istanbul depremi sonrası olacak kaotik senaryoyu buradan pay çıkararak düşünün.

(bkz: malum traş)

böyle haberleri duydukça 1995 yılında japonya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sırasında tsunamiye markette alışveriş yaparken yakalanan insanların marketi terk ederken aldıkları ürünleri yerlerine bırakıp marketten çıkmaları aklıma gelir. hani hep söyleriz ya aramızda bilmem kaç yıl medeniyet farkı var diye. bu farktan başka bir şey. başka bir evren bence.

t: ülkede yoksulluk ve arsızlığın harman olduğunu gösteren durumun haberi.

x.com/bosunatiklama/status/...

egemen sınıflarca yaratılmaya çalışılan vatandaş tipi bu zaten. dayatılan kültür, yüceltilen örnekler ve bunların vitrinlenen siyaseten geliştirilmiş modelleriyle: fırsatçı, işini bilen, buldu mu affetmeyen ganimetçi/yağmacı insan! tipi bu.
yoksa şaşırdınız mı.. ve şaşırmak için, ta özal'dan bu yana birde beklediniz öyle mi..
e aferin size.. !

it ,pohu acından yermiş. halkını sövüşletip kaynakları dışarı aktaran rejimden ne beklersin?

asayişsizlik, yoksulluk, cahillik, işsizlik.
taptığınız luayikçi sistemin gerçek hayata yansıması işte bu.

yalan mı?

birkaç gün alkole ucuz ulaşmanın ferahını yaşayan gençlerde bir aydınlanma olur da "ulan bizi burada okşuyorlar!!!!" diye düşünürler mi diye baktım da...
saç traşları falan.
bunlar gider yine gidip ampüle basar ya.
o kadar düşünebilme potansiyeli görmedim.

ense tıraşlarıyla şaşırtmamıştır.

hepsinin ense tıraşı aynı. şeytan diyor git tokadı patlat.

bu sitenin teyzeleri bile kırmızı tuborg yağmasına katılırdı siz kimi kandırıyosunuz..

sanırsın ölümsüzlük iksiri var şişelerde, götürüp yatalak analarına içirip hayatını kurtaracaklar. ulan maksimum 100-200 liradır o aldığınız içecekler. insan hiç olmazsa bundan utanır. lan ben napıyorum 200 lira için der. hadi o kaza yapan adamla empati kuracak kadar falan zekanız yok, bari kendinizi düşünün, biri görür rezil olurum falan düşünceniz de mi yok.

her geçen gün ülkeden daha çok nefret etme sebebi çıkıyor karşıma

arkadaşlar yanlış anlamayın ama oradan geçerken deseler ki abi koş kırmızı tuborg var beleşe, ben giderim. hiç sizleri kandırmayayım, yağma olarak da düşünmüyorum şu an bunu çünkü şirket o andan itibaren o ürünü atıl olarak görüyor. ben de madem sonumuz morg, yaşasın kırmızı tuborg şiyarıyla hareket ederim.

türkiye'nin gerçeğidir.
halk yoksul. bu yüzden beleş mezar görse girecek.
yıllar önce devrilen kamyondaki karpuzları da yağmalamışlardı çorum'da.

millet aç, aç...

izmir mi hani su her bir bireyi cimenlerde iciyor sokak lambası gibi aydın olan insanlaar mı?
ee medeniydi bunlar.

pardon? şu an halkı mı suçluyoruz? bence devlet yönetiminin sorgulanması gerekiyor. "sosyolojik ve antropolojik olarak hiç bir zaman böyle bir noktaya düşmemiş topluma ne oldu da böylesine bir extra davranış sergiliyor ? " sorusu üzerine düşünürsek, gerçek cevaba hızlıca erişiriz.

toplumun kültürünü ve yaşayış biçimini bozdular. bir halkın değerlerinin dibine dinamit koyacaksan, bunu ancak yasal- sosyal ve ekonomik haklarını alarak yapabilirsin. hepsi alındı zaten. sonuç ise, mutasyona uğramış, tabiri caizse "açlık kültürü" geliştirmiş bir nüfus.

ben bu dünyada en çok "açlık" ideolojisinden korkarım. açlık korkusu insana her türlü suçu işletir ve vahşiliği yaptırır çünkü.
insanların psikolojik limitlerinin en cok zorlandığı nokta "hayatta kalamayacaklarına inandıkları" noktadır. o noktadan sonra sadece hayatta kalmaya programlanır ve her türlü şartı- etik değerleri yıkarlar. yani "orman kanunları" devreye girer. yağmalamalar başlar, insanlar soyulur, evlerine girilir vb vb bir sürü suç zinciri oluşur. o noktaya ilerliyoruz. bakalım artık bu işi, buradan nasıl geri çevirecekler. bir sürü potansiyel suçlu ile yaşıyoruz. şartlar biraz daha zorlanırsa, hepimizin evini- ailesini koruması için önce silahlanma ruhsatı sonra ise iyi bir silah gerekecek.

buna tam olarak yağmalama diyemeyiz. o ürünleri insanlar almasa çöpe gidecekti. bırakın malum ırk olsa da olmasa da insanlar bedavaya kafasını yaşasın.

bir tanede şöyle bir haberi orta avrupa'dan okuyalım paso ortadoğu, kuzey afrika, siyasal islam neredeyse orada; "yağmacılık" ölücülük, simsarlık var.