yağma hasan’ın böreği gibi türkiye’nin yağmalanması
başlık "bystander" tarafından 28.03.2021 15:40 tarihinde açılmıştır.
1.
ülkemiz iktidardaki partinin tüm unsurları ile hızla yağmalanmaktadır.
önce yağma hasan’ın böreği konusunı bilmeyen z kuşağı için açıklama, bu deyim “hakkı olanın da olmayanın da kolayca faydalandığı, sahipsiz , hiç kimsenin korumadığı mal mülk kaynağı” olarak kullanılır. yani şu anda ülkemizin karşı karşıya olduğu gerçek durum gibi.
basit bir örnek verelim, milyonlarca vatandaşımız 2 bin 718 tl olarak açıklanan açlık sınırının sadece 107 tl üzerindeki asgari ücretle çalışırken iktidarın seçtiği isimler kamu kurumlarından çift ödemeler ile asgari ücretin on katına yakın maaşlar kazanıyor. emlak bank yönetim kurulu üyeleri aynı zamanda kredilendirme komitesinde görev yaptıkları için 2019 rakamlarıyla 15 bin tl huzur hakkının üzerine dört huzur hakkı daha alıyor. tpao’nun jersey adaları’ndaki şirketinin kadrosundaki 35 çalışan için devlet kasasından ayda 750 bin tl çıkıyor, işsiz kalmamalarına karşın bağlı ortaklıklarda görevlendirilenlere de fazladan ödemeler yapılıyor.
çok da detaya gitmek anlamsız, durum zaten ortada. şu aralar gündem olan pudra şekercisi kürşat’ın hikayesi aslında nasıl ülkecek soyulduğumuzun ip ucudur; yerel seçim sürecinden 2014 yılında ak parti kastamonu belediye başkan adayı olan tahsin babaş’ın seçim ofisinde grafiker olarak çalışan, photoshop’ta seçim çalışmalarını yapan, liseyi terk etmiş olan kürşat, bir milletvekilinin önerisiyle tahsin babaş’la çalışmaya başlıyor. bir tane bozuk arabası ile. sonraki süreçte tahsin babaş’ın seçimi kazanmasının ardından belediyede işe başlıyor. hemen kendisine bir müdürlük veriliyor. bu müdürlük görevinde yapacağını yapıyor. kastamonu’da esnaf, iş adamı kim varsa iletişime geçip belediye ile sıkıntılı işlerini hallediyor. zaten sonra belediye başkanın özel kalemi oluyor .belediyeye işe düşen kürşat’ın kapısını çalıyor. kürşat belediyenin ihalelerinden haberdar olduğu için istediği parayı bu ihalelerden kazanıyor. gelsin lüks yaşam arabalar vs vs. üniversitelerde eş dost rektör atamaları, devletin bütün kurumlarında vasıfsız akraba, arkadaş kayırmalar, ballı makamlar maaşlar bunların hepsi bizden çalınanlardır.
bir gün su elektrik doğalgaz parasını yatırmayın görün başınıza neler gelir, ana iktidar yanlısı soyguncu şirketlerin milyonlarca liralık vergi borçları siliniyor, affediliyor.
bu ve benzeri örnekler yerine ülke bütününe bakalım, 128 milyar dolarımız uçurulmuş durumda. bir önceki tcmb başkanı bunu sorgulamaya kalktığında derhal uçuruldu. son görevden almalar sürecinde bile iktidar içinden 450 milyon dolarlık bir kazanım elde ederek bunu yaptılar. bu noktada bir bilgi paylaşayım, tcmb pozisyonu gereği kimin yada kimlerin bu spekülatif alımı yaptığını bankacılık sistemi içinde görebiliyor. yani bu alımı yapan, gecenin bir yarısında ağbalın görevden alınacağını biliyordu. kimse bu miktarda bir alımı durup dururken yapmaz. ama ne yazık ki, kazanç elde edenlerin gücü bunu da örtmeye yetiyor. göz göre göre paralarımızı çalıyorlar.
istanbul havaalanı, köprü yol ihaleleri , devletin kararnamelerle ihale ve garanti verip, 5 müteahhit üzerinden soyulması, şimdi kanal istanbul’un devreye sokulması, hangi birini anlatayım ki. kütahya’ya inşa edilen zafer havalimanını kullanan yolcu sayısı 6 bin, hükümetin işletmeciye verdiği garanti ise aynı dönem için 1 milyon yolcu. euro bazında aradaki farkı bu sahtekarlara ödeyen hükümetin kaynağı yine bizim hakkımız olan vergilerden toplanan paralar. bizlere hizmet verileceğine birilerinin cebine gidiyor. böyle saçma bir planlama olabilir mi? böyle saçma bir taahhüt verilebilir mi?
sonuç olarak ülkemiz , ülkemize düşman, insanına düşman odaklarca ele geçirilmiştir ve yağmalanmaktadır arkadaşlar. çalınan bizim emeğimiz, bizim paramız daha önemlisi bizim geleceğimizdir.
burada tarihe not olarak bulunsun istedim.
önce yağma hasan’ın böreği konusunı bilmeyen z kuşağı için açıklama, bu deyim “hakkı olanın da olmayanın da kolayca faydalandığı, sahipsiz , hiç kimsenin korumadığı mal mülk kaynağı” olarak kullanılır. yani şu anda ülkemizin karşı karşıya olduğu gerçek durum gibi.
basit bir örnek verelim, milyonlarca vatandaşımız 2 bin 718 tl olarak açıklanan açlık sınırının sadece 107 tl üzerindeki asgari ücretle çalışırken iktidarın seçtiği isimler kamu kurumlarından çift ödemeler ile asgari ücretin on katına yakın maaşlar kazanıyor. emlak bank yönetim kurulu üyeleri aynı zamanda kredilendirme komitesinde görev yaptıkları için 2019 rakamlarıyla 15 bin tl huzur hakkının üzerine dört huzur hakkı daha alıyor. tpao’nun jersey adaları’ndaki şirketinin kadrosundaki 35 çalışan için devlet kasasından ayda 750 bin tl çıkıyor, işsiz kalmamalarına karşın bağlı ortaklıklarda görevlendirilenlere de fazladan ödemeler yapılıyor.
çok da detaya gitmek anlamsız, durum zaten ortada. şu aralar gündem olan pudra şekercisi kürşat’ın hikayesi aslında nasıl ülkecek soyulduğumuzun ip ucudur; yerel seçim sürecinden 2014 yılında ak parti kastamonu belediye başkan adayı olan tahsin babaş’ın seçim ofisinde grafiker olarak çalışan, photoshop’ta seçim çalışmalarını yapan, liseyi terk etmiş olan kürşat, bir milletvekilinin önerisiyle tahsin babaş’la çalışmaya başlıyor. bir tane bozuk arabası ile. sonraki süreçte tahsin babaş’ın seçimi kazanmasının ardından belediyede işe başlıyor. hemen kendisine bir müdürlük veriliyor. bu müdürlük görevinde yapacağını yapıyor. kastamonu’da esnaf, iş adamı kim varsa iletişime geçip belediye ile sıkıntılı işlerini hallediyor. zaten sonra belediye başkanın özel kalemi oluyor .belediyeye işe düşen kürşat’ın kapısını çalıyor. kürşat belediyenin ihalelerinden haberdar olduğu için istediği parayı bu ihalelerden kazanıyor. gelsin lüks yaşam arabalar vs vs. üniversitelerde eş dost rektör atamaları, devletin bütün kurumlarında vasıfsız akraba, arkadaş kayırmalar, ballı makamlar maaşlar bunların hepsi bizden çalınanlardır.
bir gün su elektrik doğalgaz parasını yatırmayın görün başınıza neler gelir, ana iktidar yanlısı soyguncu şirketlerin milyonlarca liralık vergi borçları siliniyor, affediliyor.
bu ve benzeri örnekler yerine ülke bütününe bakalım, 128 milyar dolarımız uçurulmuş durumda. bir önceki tcmb başkanı bunu sorgulamaya kalktığında derhal uçuruldu. son görevden almalar sürecinde bile iktidar içinden 450 milyon dolarlık bir kazanım elde ederek bunu yaptılar. bu noktada bir bilgi paylaşayım, tcmb pozisyonu gereği kimin yada kimlerin bu spekülatif alımı yaptığını bankacılık sistemi içinde görebiliyor. yani bu alımı yapan, gecenin bir yarısında ağbalın görevden alınacağını biliyordu. kimse bu miktarda bir alımı durup dururken yapmaz. ama ne yazık ki, kazanç elde edenlerin gücü bunu da örtmeye yetiyor. göz göre göre paralarımızı çalıyorlar.
istanbul havaalanı, köprü yol ihaleleri , devletin kararnamelerle ihale ve garanti verip, 5 müteahhit üzerinden soyulması, şimdi kanal istanbul’un devreye sokulması, hangi birini anlatayım ki. kütahya’ya inşa edilen zafer havalimanını kullanan yolcu sayısı 6 bin, hükümetin işletmeciye verdiği garanti ise aynı dönem için 1 milyon yolcu. euro bazında aradaki farkı bu sahtekarlara ödeyen hükümetin kaynağı yine bizim hakkımız olan vergilerden toplanan paralar. bizlere hizmet verileceğine birilerinin cebine gidiyor. böyle saçma bir planlama olabilir mi? böyle saçma bir taahhüt verilebilir mi?
sonuç olarak ülkemiz , ülkemize düşman, insanına düşman odaklarca ele geçirilmiştir ve yağmalanmaktadır arkadaşlar. çalınan bizim emeğimiz, bizim paramız daha önemlisi bizim geleceğimizdir.
burada tarihe not olarak bulunsun istedim.
devamını gör...
2.
ülke çoktan bitti, üstüne bir de koca bir toplumun özellikle de gençlerin umutlarını yağmaladılar cila niyetine.
devamını gör...
3.
eskiden ( geçen seneye kadar) her akşam uyumadan evvel satılan fabrikaları, santralleri, işletmeleri okuyup öyle uyurdum. ülkeye umudumu yitirince, onu da bıraktım. okumayı bıraktığım gece, bu ülke için son kez ağladım.
devamını gör...
"yağma hasan’ın böreği gibi türkiye’nin yağmalanması" ile benzer başlıklar
yağma
1