1.
belgesel tarzında programlarda yaşlıları gösterirler bazen. genellikle bir karı kocayı koyarlar, ekranın altına da bilmem kaç yıllık evliler* yazarlar.
kocanın yani şimdiki tabirle 'eski toprak' kişisinin karısını eliyle itmesini, bazen 'hafif' *vurmalarını, laf arasında aşağılayıp hakaret etmelerini çekerler. arka tarafta ekip de ehehh ne kadar tatlılar didişiyorlar diye aptal aptal gülerler. bunlar sadece tv de karşımıza çıkanlar. çevremde de çok var. eminim çoğu insanın çevresi böyle had bilmez, kaba, geçimsiz yaşlılarla doludur.
eğitimli, hoşgörülü olanları çok severim. masal gibi bir anlatırlar konuşmaya o sohbetin tadından yenmez. kendi gençliklerindeki sosyal hayatı öyle güzel anlatırlar ki hayran olurum. ama işte bunların nüfusu da epey azınlıkta.
insan olduğu için saygı duyarım öbür türlü sırf benden elli yıl önce doğdu diye saygı falan duymam.
kocanın yani şimdiki tabirle 'eski toprak' kişisinin karısını eliyle itmesini, bazen 'hafif' *vurmalarını, laf arasında aşağılayıp hakaret etmelerini çekerler. arka tarafta ekip de ehehh ne kadar tatlılar didişiyorlar diye aptal aptal gülerler. bunlar sadece tv de karşımıza çıkanlar. çevremde de çok var. eminim çoğu insanın çevresi böyle had bilmez, kaba, geçimsiz yaşlılarla doludur.
eğitimli, hoşgörülü olanları çok severim. masal gibi bir anlatırlar konuşmaya o sohbetin tadından yenmez. kendi gençliklerindeki sosyal hayatı öyle güzel anlatırlar ki hayran olurum. ama işte bunların nüfusu da epey azınlıkta.
insan olduğu için saygı duyarım öbür türlü sırf benden elli yıl önce doğdu diye saygı falan duymam.
devamını gör...
2.
bizzat benim dedem olur kendisi. kendi torunları, çocukları da dahil olmak üzere herkese bağırmak ve hakaret etmek potansiyeline sahiptir.
devamını gör...
3.
yaş almak bazı insanları olgunlaştırır bazılarını ise bencilleştirir. yaşam deneyimlerini süzüp ondan bir şeyler öğrenmemiş çok insan var. yarım yüzyıl bilinçli yaşayıp da insanların, durumların, olayların farklı yönleri olduğunu fark etmemişler var. işte onlar yaşlandıklarında az zamanlarının kaldığını da düşünerek, kendilerinde hak görerek iyice kaba ve bencil oluyorlar.
devamını gör...
4.
ve yaşlandıkça daha da kabalaşıp daha da hadsiz bir hal alırlar. uyarmakla dobralığı, saygıyla tahammülü karıştırır ve sizden her yaptığına, yaşına hürmeten saygı bekler. saygı; yaşa değil, hak edene gösterilir efendim.
devamını gör...
5.
dünyanın sahteliklerini yemeye doğmayan ac gözlü, ölüm korkusunu dışarıya bu şekilde yansıtan, yaşlı olduğunu kabullenmek istemeyen itici bir grup insan.
devamını gör...
6.
bir gün kardiyoloji serviste yatan belden aşağısı tutmayan kısacası uzatmaları oynayan yaşlı erkek hastanın, refakatçisi olan karısını doktorun yasakladığı yiyeceklerden getirmediği için yattığı yerden bastonla dövdüğüne şahit oldum. kadının da eli ayağı tutuyor, bir iki adım atsa ulaşamayacak ama o dayağı yiyip dışarı çıkıp sessizce ağlıyor. bazı insanlar asla iflah olmaz.
devamını gör...
7.
gençliğinde istediği hayatı yaşayamamış kişilerin içinde her gün çalan "son pişmanlık neye yarar" şarkısından bize aktardığı kısım.. en çok da çokça eğlenenlere muttlulara tahammül edemezler.
devamını gör...
8.
hayatının en verimli dönemi olan gençliğinde kendini geliştirememiş, yaşlanınca da öyle kalmış insandır. (bkz: ot gelip saman gitmek) muhtemelen çevresindeki herkese karşı böyledir. dışarıdayken denk geldiği herhangi birine, evdeyken ailesine... huysuzluklarıyla ve kendi isteklerini dayatma çabalarıyla insanları bezdirirler. sonra da yaşlarından dolayı hürmet beklerler.
devamını gör...