bu yaz öyle birini tanıdım ki aklımı başımdan aldı. zeki, çevik, konuşkan, pozitif, güler yüzlü, saygılı ve flörtöz.
uzaktan uzağa zaten beğeniyordum ama birebir tanışınca daha da etkilendim. o da beni sevdi, laf arası paslaşmalarımız vardı hepsini anlar hepsine karşılık verirdi. mutluydum.
etrafına saygılı yaklaşmasıyla, insanlara kim olurlarsa olsun yardımcı olmaya çalışmasıyla veya hatalarımı söylerken kırmadan dökmeden doğrudan söylemesiyle dedim ki evet bu kesinlikle ciddi düşünülebilecek biri.
giyimime kuşamıma dikkat eder, takıların rengine kadar inceler güzel iltifatlar ederdi ve evet elbette çok hoşuma giderdi ayrıca bir erkeğin bu kadar ince detaylara önem vermesi pek rastlanılan bir şey de değildi.
yanlış anlaşmaların olduğu bir günde yüzümü asmıştım ve hiç konuşmamıştım oysa o hep iletişim kurmaya çalışmıştı. aradan geçen hafta sonundan sonra hafta başında beni yakaladı ve nedenini sormuştu. hafta sonu bunu düşünmüştü. beni önemsediğini düşünmüştüm, hoşuma gitmişti.
ver her daim küçük bakışmalar, gülüşmeler, göz kırpmalar ve şakalar..
gel zaman git zaman o ortamdan ayrılma zamanım gelmişti, bana veda ederken samimice sarıldı ve sosyal medya hesabını verdi.
hesabına ulaştığım için sevinçliydim artık ona daha yakındım ama hesabını incelediğimde eşcinsel hesapları takip ettiğini gördüm. o an yaşadığım hayal kırıklığı ve boğaz düğünlenmesi bana gerçekten acı vermişti.
bir hafta sonra bir sebep gösterip ziyaretine gittim, beni görünce pek sevindi, sıkıca tutup sarıldı o kadar yakındı ki göğsü göğsüme değiyordu. yine giydiklerime iltifat etti. güzelce lafladık konuştuk ama içim buz gibi olmuştu. müsait bir anda onu tenha bir yere çekip sordum sen gerçekten böyle misin diye ama elbette inkar etti. etse bile gerçek gün gibi ortadaydı.
eşcinsel veya biseksüel olmasına değil böyle olduğu halde benimle ilgilenmesine, benimle flört etmesine, beni umutlandırmasına ve gözümün içine baka baka yalan söylemesine çok kızdım.
bu da böylece yaşadığım en ilginç hayal kırıklıklarının arasına girmiş oldu.
devamını gör...