kaçak göçmenlere karakolda dayak atıp mazot içirmek

bak sınırdan almazsın, doversin, polonya nin yaptığı gibi üzücü de olsa soğuktan donmalarina izin verir devletliğini gösterirsin, sınırı geçmek isteyene uyarıp ateş eder gerekirse öldürürsün bütün bunlar benim için sorun değil. mazot içirmek ne lan?

bunları * sınırda vurmak devletin hakkı ve bana karṣı görevidir. ülke sınırının nedeni ve tanımı bu zaten.

bu görevi yerine getirmekten korkan bir yapı oluṣturdular. imkanlarını da ellerinden aldılar.

sonuç: kapalı kapılar ardında göstermelik iṣkence. senede onbinlercesini geçir, üç tanesiyle insanlık suçu ṣovu yap.

şereften, haysiyetten, insanlıktan çıkmışlığın resmidir. her önüne geleni, sınavla asker yapar, içinde vicdan, merhamet, haysiyet gibi duyguların varlığına bakmazsan olacak olan budur. bir de şu var ki o askerlere, o emri kim verdi? gram şerefiniz yok. allah hepinizi kahretsin!.. türk ordusuna sürülmüş kara bi lekedir. yargılansalar n'olcak?

yunanistan sinirlarini korumakta çok etkili,adamlarda bir arap irki göremezsiniz, sinirdan ayak uzatamiyorlar,yiyorsa geç ,gecmesini beklemeye gerek yok gecmeden engelle...

içeri alınmış mültecilerin yaptıklarını hatırlayınca pek de üzülmedim açıkçası. he askerime işkenceyi yakıştıramadım, o an orada vursalarmış hepsini, canlı bomba mı neci belli değil sınırımızı koruduk der geçerdik. burdan avrupa'ya ekmek çıkmaz, onlar napıyor sınırdan gelenlere dönüp bir kendilerine baksınlar. kaç kişi almışlar şuana kadar. tüm avrupa'yı toplasan bir bizimki kadar etmez herkes önce kapısının önünü süpürsün.

bir de bunlar nasıl kurtulmuş o da tuhaf. madem mazot içip öldürdü asker, görgü tanıklarını neden bırakmışlar ki. birini öldüren hepsini öldürür diğerlerinde vicdan mı yapmışlar. durduk yere birini rastgele seçip mazot mu içirmiş asker. pek ikna edici gelmedi de.

tanımları okudukça insanların hukuk devleti istemediğine kanaat getirdim. adalet hepimize lazım, yapmayın böyle.