kadın cinayetleri neden diğer cinayetlerden ayrılıyor

yazık... oysa cinayetin kadını erkeği olmaz. o veya bu sebepten bir kadının, bir erkeğin veya bir çocuğun öldürülmesi kabul edilemez.
ne yazık ki ülkemizde sadece kadın cinayetlerine dikkat çekiliyor.
sanki diğerlerinin bir önemi yokmuş gibi.

bu ülkede haftada 127 cinayet işlenirken bu 127 cinayetin 6 tanesi kadın cinayeti, geriye kalan 119 tanesi ise kadın cinayeti değil. 119 tane can, habere konu olmuyor, çünkü kadın değiller.
her hafta 119 kişi öldürülüyor, 119,119 can...

edit: gerçekten anlamanız mı zayıf, bu entry kadınlar öldürülsün mü diyor? bu mu?
119 tane diğer can sanki öldürülmemiş gibi, sadece 6 kadının ölümü haber değeri taşıyor..
anlamamanızı anlıyorum.

www.google.com/amp/s/www.so...

çünkü kadınlar;kadın oldukları için eski sevgilileri, eşleri ,abileri ,babaları, akrabaları, yoldan geçen herhangi birisi tarafından öldürülüyorlar.

boş bir soru cümlesi. kadınların cinayete gitme sebepleri toplumun(çoğunlukla erkeklerin önderlik ettiği)onlara yüklediği suni vazifeyi yerine getirmemeleri. örnek vermek gerekirse bir kadın, bir erkeği dışarı çıktığı yada eve ekmek getirmediği için öldürürse bu erkek cinayeti olur. ancak bir erkeğin yine erkek bir birey tarafından mali sebepler yüzünden öldürülmesi bu durumu erkek cinayeti haline getirmez. yani buradaki mesele nicelik değil nitelik. kadınlar sudan sebepler yüzünden değil kadın oldukları için öldürülüyorlar. bu durum cinayetleri kadın cinayeti, şiddeti erkek şiddeti haline getirir.

çünkü kadın cinayetinde devlet, "yaw o vakitte orada ne işi varmış", "yaw onu neden giymiş", "yaw kocasına neden öyle davranmış" gibi saçma sapan şeyler söyleyerek suçluların alması gerekenden daha az ceza almasını sağlıyor. e bu durum da adaletsiz olduğu için, insanların dikkatini çekiyor. yoksa biz de biliyoruz erkeklerin de öldürüldüğünü.

çünkü bir insan boşanmak istediğinde öldürülüyorsa, zihnimiz o insanın erkek olduğuna ihtimal dahi vermiyor. bir insan "namus" davasına kurban gittiğinde öldürülen erkek mi diye düşünmüyoruz bile. bir insan tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde "bugün yine hangi erkek öldü" diye izlemiyoruz haberi. bu cinayetlerin hepsinde öldürülenin kadın olduğunu biliyoruz. bu yüzden yazdığım her cümleye bir insan diyerek başladım ki okuyanların da zihninde "o bir insan" eylemi öğrenince bir kadına dönüşüyor. bu cinayetler bir insana değil bir cinsiyete saldırı halini aldı çünkü. görüyoruz ki ayşe, fatma değil kadınlar öldürülmek isteniyor.

kadınları da, o geri kalan 119 kişiyi de öldüren erkekler. kadınlar öldürülmeden önce erkekler tarafından sürekli şiddet görüyorlar, eziliyorlar, aşağılanıyorlar. bu yüzden kadınlar * erkeklerden daha değerli. erkekler birbirlerini saçma sapan sebepler yüzünden öldürüyor ama; bir erkeğin bir kadını öldürmek için bulduğu sebepler kabul görülemez sebeplerden oluşuyor. kadınlar boşanmak istediği için, artık şiddet görmek istemedikleri için, namus bekçisi aramadıkları için, seslerini çıkardıklarında öldürülüyor.
bu olaya erkeklerin daha çok ses çıkarması gerekirken böyle bir başlık görmek...

çünkü kaynayan kurbağa deneyi gibi bir ülkeyiz.
eskiden şehit olduğunda yas ilan edilirdi. şimdi 2 güne unutuluyor.
unutturuluyor.
cinayetler hep oldu, olmaya devam edecek. sıradanlaştı.
son zamanlarda kadın cinayetleri artış gösterdi. bu tepkiler aslında ondan.
çünkü insanlar biliyorlar bu cinayetlerde giderek normalleşecek.
kurbağa ölmeden suyun sıcaklığını kısmak lazım.

herkes için eşit adalet lazım.

kadınların erkeklerden -genelleme yaparsak- güçsüz olması, ve birçok din ve kültür(biz de dahil) kutsal/önemli görülmesi. veyahut analık vazifesinin kutsiyeti.

boşandıktan sonra eski eşi tarafından öldürülen erkek yok. sevgilisinden ayrılınca yüzüne kezzap atılıp, tecavüz edilerek öldürülen erkek yok.
dolmuşta tek başına kalınca şoför tarafından kaçırılıp işkence ve tecavüz edildikten sonra vücudu parçalara ayrılan erkek yok !
kadınlar ataerkine kurban ediliyor.
bu yüzden bu cinayetleri kadın cinayetleri olarak adlandırıyoruz.
bunu anlamak zor olmasa gerek.

bir erkek, bir erkeği öldürürse erkek cinayeti denir.
bir kadın, bir erkeği öldürürse erkek cinayeti olur.
bir erkek, bir kadını öldürür ise kadın cinayeti olur.
yani öldürülen cinsiyet ön plana alınır.
biraz boş bir başlık olmuş gibi.
maktulün cinsiyetini öğrenmek ilk adımdır.

çünkü türkiye'de kadınlar tarafından öldürülen erkek sayısı yalnızca yılda birkaç tanedir ve onların da çoğu nefsi müdafaa esnasında öldürülür fakat erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı yılda 400'ü aşmıştır. ortada resmen bir cinskırım var. olay kadınların öldürülmesi değil, kadınların erkekler tarafından öldürülmesi! ayrıca erkekleri öldürenlerin tamamına yakını da erkek. başlığı açan kişi gerçekten cevabı çok basit sorular üzerinde duruyor. bu tür şeyleri birçoğumuz düşünmüştür zamanında fakat bu kişi o evreyi aşamamış. halbuki ufak bir araştırma ve sorgulamayla kavranacak şeyler. biraz araştırma yapsan böyle başlıklar açmak zorunda kalmayacaksın. bu arada soru şeklinde başlık açmak yasak değil miydi ben mi yanlış biliyorum?
tanım: cevabına ufak bir araştırma ve sorgulamayla ulaşabileceğiniz bir sorudur.

en basit haliyle; "kadın cinayetlerinin alt metninde kadınların yüzlerce yıllık mücadelesine rağmen eşitlik ilkesinin sağlanmaması nedeniyle kadınlar üzerinde erkek egemen kültürün yarattığı erkin kullanılması vardır da ondan sevgili insan kardeşim!" şeklinde yanıt verilebilecek bir sorudur.

toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan ve kadınların sırf kadın oldukları için öldürüldükleri cinayetler, birçok alanda “namus, “töre” gibi gerekçeler üzerinden anlamlandırılmaktadır. kadınların en çok duygusal ilişki yaşadıkları partnerleri veya eşleri tarafından öldürülüyor olması, bu cinayetleri diğer cinayetlerden ayıran en önemli farklılıklardan biridir.
yani kadın cinayeti bir cinsiyetin diğer bir cinsiyete yaptığı toplumsal baskıdır . bunu yapabileceklerini onlara düşündüren şey ise toplumun cinsiyetleri sosyal ve ekonomik olarak eşit görmemesidir. bunu bir örnekle açıklayabiliriz.

5 mayıs 2015 tarihinde taksim’de evine giren hırsız
tarafından önce tecavüz edilen sonra boğularak öldürülen değer deniz cinayetine değinmiştir:
“eve hırsızlık amacıyla giren bir erkek, evde
erkek olduğu zaman erkeğe tecavüz edip öldürüp evden çıkmayı akıl etmiyor. ama
toplumsal cinsiyet eşitsizliği erkeğe öyle imkanlar veriyor ki söz konusu kadın olunca
yapabileceğini düşünüyor. hırsızlık için girmiş olsun, fark etmez. kadınla mı karşılaştı, o
zaman tecavüz de edebilirim ve hatta öldürebilirim diyor”

işte bu düşünce kadın cinayetlerini diğer cinayetlerden ayırır.

kadınlar kadın olduğu için öldürülüyorlarmış, onun için kadın cinayeti gündem oluyormuş.

kadınlar kadın oldukları için öldürülmeseydi demek ki cinayetin de bir önemi değeri kalmayacaktı öyle mi. pozitif ayrımcılığınızı sevsinler sizin.

kankiler ne boş yapmışsınız ya. kadın cinayeti denme sebebi erkeklerin karşısındaki erkek olsa işleyemeyeceği cinayeti sırf karşıdaki kişiyi kendinden zayıf, kendi namusu vs görmesinden ötürü o kişinin hayatını elinden almayı kendine hak görmesidir. yoksa zaten biz her cinayete karşıyız, bence herkes sevişsin rahatlasın. dövüşmen guzum yani.

erkekler ölürse bir toplum yok olmaz. aksine savaşta erkler toplumu korumak adına savaşa gider ölür. kadınlar zayıf yaradılışlı demiyorum ama kadınlar erkeklerden fiziken zayıf olduklarından fiziki olarak korkmaya eğilimliler. bu eğilim sürekli şiddete maruz kalmaları durumunda ( en büyük şiddet ölümdür) akıl sağlıklarının yitirilmesine yol açar. bu da toplumu yok eder zira çocukları büyüten kadındır.

korku ile çocuk büyüten kadın bu korkunun çocuk tarafından içselleştirilmesine neden olur. bunun sonucunda korkarak büyüyen çocuk ya zayıf karakterli bir bire y olur ya da korkusunu yansıtıp psikopat olur.

toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan cinayetler olduğu için.
siz hiç namus için, reddedildiği için, boşanmak istediği için vs. için öldürülen erkek gördünüz mü?

çünkü kadınlarımız kadın oldukları, karşıdaki kişiyi reddettikleri, boşanmak istedikleri, ayrılmak istedikleri, yemek yapmadıkları gibi bomboş sebepler yüzünden abileri, babaları, eşleri tarafından öldürülüyorlar. kadınlarımız her gün ölüyor. tekrar söylüyorum: kadınlarımız ölüyor.

çünkü bu cinayetler artık sosyolojik bir kavram haline gelmiştir. "kadın cinayeti" demek öldürülen kişinin yalnızca cinsiyeti kadın demek değildir. bu toplumda kemikleşmiş konuların cinayet sebebi haline geldiği ve yine bir kadının bu sebeplerle öldürüldüğünü bize anlatır.
bunlar başta namus olmak üzere ataerkil bir toplumda erkeğin kadın üzerinde birçok konuda hak sahibi ve yaptırım gücü olduğu algısına dayanır.
kadın erkeğin görüşüne göre bunlara ters düştüğünde öldürülebilir hatta ceza indirimi alabilir. tüm bunlar akıl ve mantık dışıdır, hastalıklıdır ama yine de vardır. bu yüzden sosyolojik bir sorundur ve bir hastalık ismi gibi ismini buradan alır.

cinayet cinayettir.
ama sudan sebeplerden dolayı insanlar eşlerini dövüyor, vahşice öldürüyor.
kuvvetini deniyor.
ağır tahrik vardır yoktur onu konuşmak benim işim değil emniyeti var yargısı var ama kız evladımız var bu konuda kesinlikle taraf olabilirim.