kadın cinayetleri politik midir sorunsalı
başlık "vaska" tarafından 30.12.2020 17:07 tarihinde açılmıştır.
1.
politik değildir adalet çok fazla esnemiştir.
devamını gör...
2.
hiçbirşey ile ilgili yoktur, ne insanlıkla, ne osmanlıcılıkla veya adı her neyse. hiçbir tanımı, mantığı, açıklaması yoktur, net ve kısa.
devamını gör...
3.
dört beş yıl önce okuduğum bir haberde kadınlara cinayetin %1600 arttığı yazıyordu. bu rakam muhtemelen çok daha yukarılardadır. aynı iktidarın yönettiği bir ülkede 18-20 yılda kadın cinayetleri bu kadar dehşet seviyede yükselmişse; sistematik bir şekilde siyasetçiler vasıtasıyla kadınlara karşı nefret dili ve ayrıştırıcı söylemler toplumu kutuplaştıracak bir şekilde artmışsa, verilen cezalar caydırıcı değilse hatta onca kanıta rağmen suçu işleyenler ellerini kollarını sallayarak herkesin gözü önünde serbest bırakılıyorsa, elbette kadın cinayetleri politiktir. sadece kadınlara değil, çocuklara ve hayvanlara da işlenen suçlar tavan yaptı. insanlar insanlıklarını ve vicdanlarını yitirdi.
bazı istatistikler:
kadın cinayetleri türkiye'de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur.
kadın cinayetlerini durduracağız platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.
kadın, barış ve güvenlik endeksi araştırmasına göre kadınlar için yaşam kalitesinin en yüksek olduğu 167 ülke arasında türkiye 114. sırada, dünya ekonomik forumu'nun hazırladığı 2020 küresel cinsiyet eşitsizliği raporunda ise türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer alıyor.
(link:tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%...)
bazı istatistikler:
kadın cinayetleri türkiye'de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur.
kadın cinayetlerini durduracağız platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.
kadın, barış ve güvenlik endeksi araştırmasına göre kadınlar için yaşam kalitesinin en yüksek olduğu 167 ülke arasında türkiye 114. sırada, dünya ekonomik forumu'nun hazırladığı 2020 küresel cinsiyet eşitsizliği raporunda ise türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer alıyor.
(link:tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%...)
devamını gör...
4.
son yaşananlardan sonra tekrar gündeme getirmemiz gereken sorundur. çoğu cinayet artık basitçe bir hayatta kalma güdüsü ile işlenmiyor. insan yaşamına çok süre önce dahil olmuş ve devlet organının şu ya da bu şekilde kontrolünü sağlayabildiği her suç politik bir değer kazanmıştır. hayatımızdaki en büyük otorite olan devlet, yıllar boyu her türlü araç gibi şiddeti de elinde bulundurur ve bu araçlardan süzülerek yetişen bireyler ise bu devletin onayından geçmiştir. dolayısıyla; iktidarın gücünün yettiği her şey politiktir. bu iktidar yalnızca devlet değil, din alanında ve ekonomik alanda da bulunabilir.
kadın cinayetleri bölümüne gelirsek, son iktidarın tekelinde türkiye bu sorunu hiç olmadığı kadar patavatsızca ele alan ve çözümler konusunda adım dahi atmayan bir ülke haline gelmiştir. 7 yılda yüzde 1600 artan cinayetler için "abartılıyor" diyen 12. cumhurbaşkanı olsun, "tecavüzcü kürtaj yaptırandan daha masum" diyen milletvekili olsun, "anası tecavüze uğruyorsa çocuk niye ölsün, günahı ne? anası ölsün." diyen eski ankara belediye başkanı olsun, "kadınsa iffetli olacak. mahrem namahrem bilecek. herkesin içerisinde kahkaha atmayacak." diyen dönemin başbakan yardımcısı olsun; bu sözleriyle kadınların geceleri dışarıdayken arkasından bir ses duyduğunda yaşadığı korkunun tecavüz tehdidinde bulunan hatta ve hatta bunu uygulayıp masum bir insanın hayatını karartan erkeklerin içine düşmesini engellemiştir. insani yönden yaptıklarının iğrenç bir şey olduğunu düşünmeseler bile, gülünç sebeplerle cezaları indirilen hatta salıverilen katilleri gördükçe "ya hapse girersem?" korkusunu dahi yaşamamaya başlayan bir güruh oluşmasının politik olmadığı düşüncesi saçmadır.
kısacası; kadın cinayetleri politiktir, ama sadece politik değildir. ata-erkil yapının ve oturmuş kültürün de oluşturduğu bir problemdir.
kadın cinayetleri bölümüne gelirsek, son iktidarın tekelinde türkiye bu sorunu hiç olmadığı kadar patavatsızca ele alan ve çözümler konusunda adım dahi atmayan bir ülke haline gelmiştir. 7 yılda yüzde 1600 artan cinayetler için "abartılıyor" diyen 12. cumhurbaşkanı olsun, "tecavüzcü kürtaj yaptırandan daha masum" diyen milletvekili olsun, "anası tecavüze uğruyorsa çocuk niye ölsün, günahı ne? anası ölsün." diyen eski ankara belediye başkanı olsun, "kadınsa iffetli olacak. mahrem namahrem bilecek. herkesin içerisinde kahkaha atmayacak." diyen dönemin başbakan yardımcısı olsun; bu sözleriyle kadınların geceleri dışarıdayken arkasından bir ses duyduğunda yaşadığı korkunun tecavüz tehdidinde bulunan hatta ve hatta bunu uygulayıp masum bir insanın hayatını karartan erkeklerin içine düşmesini engellemiştir. insani yönden yaptıklarının iğrenç bir şey olduğunu düşünmeseler bile, gülünç sebeplerle cezaları indirilen hatta salıverilen katilleri gördükçe "ya hapse girersem?" korkusunu dahi yaşamamaya başlayan bir güruh oluşmasının politik olmadığı düşüncesi saçmadır.
kısacası; kadın cinayetleri politiktir, ama sadece politik değildir. ata-erkil yapının ve oturmuş kültürün de oluşturduğu bir problemdir.
devamını gör...
5.
koskaca bir nesile yapacakları kötülüklerin en büyüklerini yapıyorlar. toplumu ne hâle getirdiklerinin farkına bile varamıyoruz. bu kadar insanın psikolojisini bozuyorlar. evet kadın cinayetleri politiktir. gereken adaleti sağlamazsan her şey senin suçundur. bu kadar cahil insanın başkanlık yaptığı bir ülkede yaşadığımıza şükür eder olduk. kadınların kıyafetlerinden tutun gülüşüne kadar kısıtlamaya çalışıyorlar. ben gece bir ses geldi diye rahatsız olmak zorunda değilim. kendimi nasıl savunurum diye düşünmek zorunda da değilim. önünden geçtiğim sokakta ölen kadının haberini duymak istemiyorum artık. bu durumu bu kadar basitleştirmek kimsenin korkmamasına neden oluyor. takım elbise ile gitse indirim alan mahkemelerde ölen binlerce kadının hakkını savunamıyoruz.
üstüne üstlük hâlâ kadınları suçlamak için bahaneler üretiyorlar. o saatte orda olmamalıymış, öyle giyinmemeliymiş, o insanla birlikte olmamalıymış...
iğrenç zihniyetiniz yüzünden nerdeyse hiçbir gencin hayallerinde yok bu ülke. siz değişmezsiniz ama sizi destekleyen insanların değişmesi dileğiyle.
üstüne üstlük hâlâ kadınları suçlamak için bahaneler üretiyorlar. o saatte orda olmamalıymış, öyle giyinmemeliymiş, o insanla birlikte olmamalıymış...
iğrenç zihniyetiniz yüzünden nerdeyse hiçbir gencin hayallerinde yok bu ülke. siz değişmezsiniz ama sizi destekleyen insanların değişmesi dileğiyle.
devamını gör...
6.
(bkz: kenar-ı dicle’de bir kurt aşırsa koyunu gelir de adl-i ilahi sorar ömer’den onu)
her ne kadar hz. ömer'e ait olduğu öne sürülen bu cümle o'na ait değilse de anlam bakımından her dönemin yöneticilerinin yönetici olmakla ne kadar büyük bir sorumluluk altına girdiklerini göstermesi bakımından dikkate şayan bir cümledir.
ne yazık ki "kadın cinayetleri politiktir/politik değildir" tartışma konusu hermeneutiksel tartışmalarının gölgesinde kalmış ve kalmaya devam etmektedir. bir hukuk devletinde yaşama ve güvenlik hakkı hem anayasal düzenlemelerle güvence altına alınmış hem de kanun koyucu bu hususa yöneticilere "ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordinasyonu sağlamak, belirlenen politikaların uygulamasını izlemek, değerlendirmek ve raporlamak" görev ve yetkisini vermiştir.
işbu noktada "kadın cinayetleri politiktir" argümanı, işlenen kadın cinayetlerinin (geniş bir yorumla) yöneticilerin bilgi, istek ve yönlendirmeleri doğrultusunda işlendiği iddia edilip, ispatlanabiliyorsa yerinde bir argümandır. öte yandan mevcut yasal düzenlemelerle ilgili mevzuatta ve/veya uygulamada eksik, yanlış hükümler/uygulamalar varsa veya daha fazla caydırıcı hüküm/ağırlaştırılmış ceza hükmü yoksa ve bunların varlığı durumunda söz konusu cinayetlerin sayısı tamamen ortadan kaldırılamasa bile en azından sayı olarak düşürülebileceğinden bahisle, bu konuda adım atmayan, irade göstermeyen yöneticilerin sorumluluğu olduğu öne sürülebilecektir. nitekim işlenen cinayetler bağlamında; "namus” kavramının öne çıkarılmak suretiyle erkek egemen ve ataerkil anlayışları dikkate alarak, erkeğin hemen her durumda ezberlenmiş savunma yöntemlerini kullanmak suretiyle “namus” gerekçesini esas alıp, kadına uyguladığı şiddet ve tehditte bu savunmayı bir kurtuluş ve haklılık yöntemi olarak göstermesi kabul edilemez. “somut olayın özellikleri” ibaresi, hukukçuların revaçta tuttuğu ve her dosyanın ayrı değerlendirilmesi gerektiği anlayışına dayanak alınmaktadır. türk dil kurumu tarafından “bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet, dürüstlük, doğruluk” olarak tanımlanan namus, erkek tarafından cinsiyetçi ve mülkiyetçi bir anlayışla kadına uygulanan şiddetin haklı gerekçesi veya ceza indiriminin önemli bir dayanağı yapılamaz. kasten insan öldürme suçunda, mağdurun kadın olmasının tek başına nitelikli hal olarak düzenlenmesi gerektiğini ileri süren görüşler tarafından “namus” kavramının öne çıkarılmak suretiyle ceza indirimine gidilmesi görüşü reddedilmektedir. tck m.82, 86 ve 87’de, anayasa m.10/2’nin öngördüğü pozitif ayırımcılık çerçevesinde kadına karşı şiddetin önlenmesi ve en ağır şekilde cezalandırılması amacıyla tck m.82, 86 ve 87’de nitelikli hal düzenlemesine gidilmesi gerektiği tartışmasızdır. bu sebeple, 5237 sayılı türk ceza kanunu’nun kadına karşı işlenen cebir ve şiddet içerikli suçlar yönünden “cezaların caydırıcılığı” özelliği bakımından yeterli olmadığı söylenebilir." link
ancak (genelde) kadın cinayetlerinin "politik" olması için ardında mutlaka politik bir sebep olmalıdır. boşanmak isteyen eşini öldüren insanın bu cinayeti politik bir çabayla işlemediği hususu tartışmasızdır. 1960-70'lerde abd'de kkk zenciler eşit haklar istiyor diye linç edip, öldürülürken, evlerini yakarken bunu politik bir sebepten yapıyorlardı. yine abd'de marthin luthen king'in öldürülmesi politiktir. hindistan eski başbakanı indra gandi, pakistan eski başbakanı benazir butto suikastları ise politik bir kadın cinayetidir. ancak bir boşanmak üzere olan veya boşandıktan sonra dahi sorunlarını halledememiş olan bir kocanın (eski) karısını öldürmesi olayı ancak cinayettir.
işbu noktada türkiye'de toplumun her kesimi ortaya çıkan cinayetin sebeplerini, olayların öncesini, erkeğin ve kadının toplumsal ve bireysel konumunu kendi zaviyesinden tartışarak cinayeti ideolojikleştirir ve/veya politize ettiği yadsınamaz acı bir gerçektir: örneğin, bir kadın cinayetinin ardından "o da kuyruk sallamasaymış", "evli adamla birlikte olmasaymış", "mini etek giymeseymiş", "o saatte orada ne işi varmış" gibi yorumlar yapılır. vakıa işlenen cinayeti katil açısından "namus" için yaptığına" , kadın açısından mini etek giymek, gece saat saatte dışarıda olmak gibi sebeplerle "ölmeyi hak ettiğine" dair meşrulaştırma hikayeleri üretilir. asıl sorun budur, çünkü cinayet, cinayettir. bunun "kadın cinayeti", "lgbt+ cinayeti", "gazeteci cinayeti" vb. şekilde sınıflandırılması doğru değildir. burada doğru olan bir katilin hangi saikler altında bu cinayeti işlediği, hangi iyileştirme modelleri ile bunların önlenebileceği ya da sayısında ciddi bir düşüşün sağlanabileceğidir. işbu noktada kadın cinayetleri gibi her türlü cinayet de tartışmasız politikanın düzenleme yapması gereken alan içine girer.
ezcümle başlık, "kadınlar belirli bir 'politik' amaca ulaşmak için öldürülüyor" anlamında değil, ancak toplumsal bir sorun olma ve bunların önlenmesi konusunda yapılabileceklerin tartışılması bağlamında bu cinayetlerin politikanın konusu içine girdiği ve öldüren kadınlarla ilgili olarak yöneticilerin yerine getirmesi geren sorumlulukları olduğunu öne sürmek bağlamında ise yerindedir.
her ne kadar hz. ömer'e ait olduğu öne sürülen bu cümle o'na ait değilse de anlam bakımından her dönemin yöneticilerinin yönetici olmakla ne kadar büyük bir sorumluluk altına girdiklerini göstermesi bakımından dikkate şayan bir cümledir.
ne yazık ki "kadın cinayetleri politiktir/politik değildir" tartışma konusu hermeneutiksel tartışmalarının gölgesinde kalmış ve kalmaya devam etmektedir. bir hukuk devletinde yaşama ve güvenlik hakkı hem anayasal düzenlemelerle güvence altına alınmış hem de kanun koyucu bu hususa yöneticilere "ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordinasyonu sağlamak, belirlenen politikaların uygulamasını izlemek, değerlendirmek ve raporlamak" görev ve yetkisini vermiştir.
işbu noktada "kadın cinayetleri politiktir" argümanı, işlenen kadın cinayetlerinin (geniş bir yorumla) yöneticilerin bilgi, istek ve yönlendirmeleri doğrultusunda işlendiği iddia edilip, ispatlanabiliyorsa yerinde bir argümandır. öte yandan mevcut yasal düzenlemelerle ilgili mevzuatta ve/veya uygulamada eksik, yanlış hükümler/uygulamalar varsa veya daha fazla caydırıcı hüküm/ağırlaştırılmış ceza hükmü yoksa ve bunların varlığı durumunda söz konusu cinayetlerin sayısı tamamen ortadan kaldırılamasa bile en azından sayı olarak düşürülebileceğinden bahisle, bu konuda adım atmayan, irade göstermeyen yöneticilerin sorumluluğu olduğu öne sürülebilecektir. nitekim işlenen cinayetler bağlamında; "namus” kavramının öne çıkarılmak suretiyle erkek egemen ve ataerkil anlayışları dikkate alarak, erkeğin hemen her durumda ezberlenmiş savunma yöntemlerini kullanmak suretiyle “namus” gerekçesini esas alıp, kadına uyguladığı şiddet ve tehditte bu savunmayı bir kurtuluş ve haklılık yöntemi olarak göstermesi kabul edilemez. “somut olayın özellikleri” ibaresi, hukukçuların revaçta tuttuğu ve her dosyanın ayrı değerlendirilmesi gerektiği anlayışına dayanak alınmaktadır. türk dil kurumu tarafından “bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet, dürüstlük, doğruluk” olarak tanımlanan namus, erkek tarafından cinsiyetçi ve mülkiyetçi bir anlayışla kadına uygulanan şiddetin haklı gerekçesi veya ceza indiriminin önemli bir dayanağı yapılamaz. kasten insan öldürme suçunda, mağdurun kadın olmasının tek başına nitelikli hal olarak düzenlenmesi gerektiğini ileri süren görüşler tarafından “namus” kavramının öne çıkarılmak suretiyle ceza indirimine gidilmesi görüşü reddedilmektedir. tck m.82, 86 ve 87’de, anayasa m.10/2’nin öngördüğü pozitif ayırımcılık çerçevesinde kadına karşı şiddetin önlenmesi ve en ağır şekilde cezalandırılması amacıyla tck m.82, 86 ve 87’de nitelikli hal düzenlemesine gidilmesi gerektiği tartışmasızdır. bu sebeple, 5237 sayılı türk ceza kanunu’nun kadına karşı işlenen cebir ve şiddet içerikli suçlar yönünden “cezaların caydırıcılığı” özelliği bakımından yeterli olmadığı söylenebilir." link
ancak (genelde) kadın cinayetlerinin "politik" olması için ardında mutlaka politik bir sebep olmalıdır. boşanmak isteyen eşini öldüren insanın bu cinayeti politik bir çabayla işlemediği hususu tartışmasızdır. 1960-70'lerde abd'de kkk zenciler eşit haklar istiyor diye linç edip, öldürülürken, evlerini yakarken bunu politik bir sebepten yapıyorlardı. yine abd'de marthin luthen king'in öldürülmesi politiktir. hindistan eski başbakanı indra gandi, pakistan eski başbakanı benazir butto suikastları ise politik bir kadın cinayetidir. ancak bir boşanmak üzere olan veya boşandıktan sonra dahi sorunlarını halledememiş olan bir kocanın (eski) karısını öldürmesi olayı ancak cinayettir.
işbu noktada türkiye'de toplumun her kesimi ortaya çıkan cinayetin sebeplerini, olayların öncesini, erkeğin ve kadının toplumsal ve bireysel konumunu kendi zaviyesinden tartışarak cinayeti ideolojikleştirir ve/veya politize ettiği yadsınamaz acı bir gerçektir: örneğin, bir kadın cinayetinin ardından "o da kuyruk sallamasaymış", "evli adamla birlikte olmasaymış", "mini etek giymeseymiş", "o saatte orada ne işi varmış" gibi yorumlar yapılır. vakıa işlenen cinayeti katil açısından "namus" için yaptığına" , kadın açısından mini etek giymek, gece saat saatte dışarıda olmak gibi sebeplerle "ölmeyi hak ettiğine" dair meşrulaştırma hikayeleri üretilir. asıl sorun budur, çünkü cinayet, cinayettir. bunun "kadın cinayeti", "lgbt+ cinayeti", "gazeteci cinayeti" vb. şekilde sınıflandırılması doğru değildir. burada doğru olan bir katilin hangi saikler altında bu cinayeti işlediği, hangi iyileştirme modelleri ile bunların önlenebileceği ya da sayısında ciddi bir düşüşün sağlanabileceğidir. işbu noktada kadın cinayetleri gibi her türlü cinayet de tartışmasız politikanın düzenleme yapması gereken alan içine girer.
ezcümle başlık, "kadınlar belirli bir 'politik' amaca ulaşmak için öldürülüyor" anlamında değil, ancak toplumsal bir sorun olma ve bunların önlenmesi konusunda yapılabileceklerin tartışılması bağlamında bu cinayetlerin politikanın konusu içine girdiği ve öldüren kadınlarla ilgili olarak yöneticilerin yerine getirmesi geren sorumlulukları olduğunu öne sürmek bağlamında ise yerindedir.
devamını gör...
7.
kadın cinayeti işlenmesi politik değildir, fail bireydir. ama devletin kadın cinayetleri için ciddi yaptırım uygulamaması ve bunun güveniyle "zaten seni öldürsem üç beş sene yatar çıkarım" gibi korkunç cümleler sarf eden güruhun artması kesinlikle politiktir.
devamını gör...
8.
kadın cinayetleri politik falan değildir uzaktan yakından alakası yok. müslüman ülkelerde dini inanışlar gereği kadınlar 2.sınıf vasat sözü geçmeyen geri planda kalmış canlılar olarak görülür. her ne kadar bunu kabullenmeseniz bile bu işin özeti budur. mesela en son kadın voleybol milli takımı şort giydiği için bile linç edildi. kadın cinayetlerinin bu ülkede tek bir şartla bitebilir bu suçu işleyenlerin sorgusuz sualsiz öldürmek şartıyla olur. diğer türlü namus kelimesinin arkasına saklanıp her kadın öldüren tip cezaevinde krallar gibi yaşıyor. öldürenin yanına kar kalıyor.
devamını gör...
9.
politik olsaydı politikaya girmez miydi? istanbul sözleşmesi tek gece feshedilir miydi?
kadınlar siyasetin umrunda mı ki, kaç tane kadın bakan var bu ülkede? ben söyleyeyim 1!
o da aile ve sosyal politikalar bakanı.
kadın cinayetleri erkekleri ilgilendirmiyor, çünkü cinayeti işleyen onlar.
politik olması gerektiği halde halının altına süpürülen bir konu. daha fazla yazmanın bir şeyi değiştireceğini bilseydim yazmaya devam ederdim...
kadınlar siyasetin umrunda mı ki, kaç tane kadın bakan var bu ülkede? ben söyleyeyim 1!
o da aile ve sosyal politikalar bakanı.
kadın cinayetleri erkekleri ilgilendirmiyor, çünkü cinayeti işleyen onlar.
politik olması gerektiği halde halının altına süpürülen bir konu. daha fazla yazmanın bir şeyi değiştireceğini bilseydim yazmaya devam ederdim...
devamını gör...
10.
eğer politika istanbul sözleşmesini tek gecede feshedebiliyorsa, politik olduğunu tartışabiliriz biz de.
tabi bazı politikacılar başörtüsüz kadınların cinayete kurban gitmesine pek seviniyor. neyse.
tabi bazı politikacılar başörtüsüz kadınların cinayete kurban gitmesine pek seviniyor. neyse.
devamını gör...
11.
politik kelimesini bilmediğinizi gösteren sorunsal.
hiçbir kadın a veya b partisine oy verdi diye öldürülmüyor veyahut a veya b partisi iktidarda diye öldürülmüyor.
hükümetin bununla ilgili gerekli önlemi almaması başka bişey, cinayetin sebebinin politik olması çooook başka bişey.
medya "kadın cinayetleri politiktir" diyerek daha çok ses getirmeyi amaçlıyor, ancak tamamen alakasız bir durum var.
bakın mesela bir örnek vereyim.
ispanya'daki real madrid - barcelona maçı sadece derbi değildir, politik bir derbidir.
çünkü real madrid kraliyetin maddi ve manevi olarak desteklediği takımken, barça ispanya'daki özerk bölge olan katalonya'nın takımıdır.
yani arka planda politik bir durum vardır.
ancak gs-fb maçı politiktir diyemeyiz.
çünkü değildir.
ne takımın ne de taraftarın politika ile alakası yoktur.
aynı durum kadın cinayetleri için de geçerli.
kadın cinayetleri nasıl oluyor da politik oluyor?
katillerin veya öldürülenlerin politika ile ne tür bir ilgisi var?
bu söylem sorunları ve çözümleri gereksiz şekilde hedeften saptırmaya sebep oluyor.
hiçbir kadın a veya b partisine oy verdi diye öldürülmüyor veyahut a veya b partisi iktidarda diye öldürülmüyor.
hükümetin bununla ilgili gerekli önlemi almaması başka bişey, cinayetin sebebinin politik olması çooook başka bişey.
medya "kadın cinayetleri politiktir" diyerek daha çok ses getirmeyi amaçlıyor, ancak tamamen alakasız bir durum var.
bakın mesela bir örnek vereyim.
ispanya'daki real madrid - barcelona maçı sadece derbi değildir, politik bir derbidir.
çünkü real madrid kraliyetin maddi ve manevi olarak desteklediği takımken, barça ispanya'daki özerk bölge olan katalonya'nın takımıdır.
yani arka planda politik bir durum vardır.
ancak gs-fb maçı politiktir diyemeyiz.
çünkü değildir.
ne takımın ne de taraftarın politika ile alakası yoktur.
aynı durum kadın cinayetleri için de geçerli.
kadın cinayetleri nasıl oluyor da politik oluyor?
katillerin veya öldürülenlerin politika ile ne tür bir ilgisi var?
bu söylem sorunları ve çözümleri gereksiz şekilde hedeften saptırmaya sebep oluyor.
devamını gör...