1.
hafıza, daha çok düşüncelerimizi harekete geçirici, düşüncelerimizi kışkırtan, hakkında düşünülmesi gereken şeyin insanî geri çağrılması olarak bilinen; sadakat, içten bağlılık, duygusal travmalar, acı çekmek gibi daima yoğunlaştırılmış yaşanmışlıkları içinde saklar.
hâl böyle olunca geçmiş, kadınlar için adeta bir beslenme şekli oluverir; vücudun gıdaya olan ihtiyacı ne ise kadınlar için de düşüncede iz bırakan her şey bağlılık, teşekkür etmek ya da nefret etmek gibi özel anlamları ile birlikte saklanır.
kadınlar geçmişlerine virgül koyarak ilerler yaşamda; tıpkı cümlenin sonuna nokta gelmeyen bir şiir gibi -kapanmayan bir yarayla yaşamak, o yaranın her vesilede yeniden açılmasına olanak tanıyarak; ölmeyecek kadar yaralı kalarak; hakiki trajik bir varoluşun kucağında şimdiyi yaşarken geçmişin içinde boğularak.
kadınlar unutmaz, evet, çünkü nerede bir virgül, açık bir yara varsa kaderimiz bizi oraya sürüklüyor. işin trajik yanı da ışığa doğru yürüdüğümüzü sanıyoruz her seferinde, sonra o hedefsiz yürüyüşten yoruluyoruz. daha ileri gitmeye cesaretimiz ya da yüzümüz olamadığından değil, bilakis! ışık yok. varacak en yakın zemin, geçmiş ile şimdinin karşılıklığı içinde, ruhumuzun hudutlarına dokunma yanılsamasıyla dolu bir evren. içine gömüldüğümüz alaşağı edildiğimiz bir evrende unutmamak bizim için bir yasa, her şeyin erkeğin emrine verildiği bir dünyada unutmak ise, gecenin içinde yavan bir dağılma.
hepsi bu kadar... hepsi bu...
ne hazin teselli....
hâl böyle olunca geçmiş, kadınlar için adeta bir beslenme şekli oluverir; vücudun gıdaya olan ihtiyacı ne ise kadınlar için de düşüncede iz bırakan her şey bağlılık, teşekkür etmek ya da nefret etmek gibi özel anlamları ile birlikte saklanır.
kadınlar geçmişlerine virgül koyarak ilerler yaşamda; tıpkı cümlenin sonuna nokta gelmeyen bir şiir gibi -kapanmayan bir yarayla yaşamak, o yaranın her vesilede yeniden açılmasına olanak tanıyarak; ölmeyecek kadar yaralı kalarak; hakiki trajik bir varoluşun kucağında şimdiyi yaşarken geçmişin içinde boğularak.
kadınlar unutmaz, evet, çünkü nerede bir virgül, açık bir yara varsa kaderimiz bizi oraya sürüklüyor. işin trajik yanı da ışığa doğru yürüdüğümüzü sanıyoruz her seferinde, sonra o hedefsiz yürüyüşten yoruluyoruz. daha ileri gitmeye cesaretimiz ya da yüzümüz olamadığından değil, bilakis! ışık yok. varacak en yakın zemin, geçmiş ile şimdinin karşılıklığı içinde, ruhumuzun hudutlarına dokunma yanılsamasıyla dolu bir evren. içine gömüldüğümüz alaşağı edildiğimiz bir evrende unutmamak bizim için bir yasa, her şeyin erkeğin emrine verildiği bir dünyada unutmak ise, gecenin içinde yavan bir dağılma.
hepsi bu kadar... hepsi bu...
ne hazin teselli....
devamını gör...
2.
halının altına süpürür. vakti geldiğinde geri çıkarır.
devamını gör...
3.
kadinlarin muhtesem hafızaları var olduğu için değil kadınlar kendisine yapılan davranışlardan incinir ve kırılırsa onu ne kadar zaman geçerse geçsin unutmaz....
devamını gör...
4.
bugüne kadar unutan erkeğe de denk gelmediğimden “insanlar unutmaz” diyerek artırıyorum. hiçkimse unutmaz. sadece yüzünüze vurmak için en zayıf anınızı beklesin diye rafa kaldırırlar..
devamını gör...
5.
erkekler unutur. hatırlamaz bile. pihuu. o değil de unutmayani çok tehlikeli beyler, kadınların unutmadığını unutmayın o size yeter.
devamını gör...
6.
unutmaz ve unutturmaz!!
devamını gör...
7.
hayat zor bir yer.
"tırnak" içinde söylüyorum bu topraklarda daha zor bir yer.
(toplumun kendisiyle alakalı)
o sebeple bu işin kadını veya erkeği yok. insan unutmaz, hatta hiç unutmaz.
sadece üzerinden geçen tüm birikimlerinin o kafasının arka planına attığı şeyin üstünde kabuk bağlamasını bekler, öyle de olur ama kötülüklerden yana ve intikam için varsanız, deşer ve yarayı kanatırsınız.
yok ben hayatıma devam ediyorum her şey geride kaldı ama bunu da unutmadan tecrübe çuvalıma koyayım derseniz devam edersiniz, unutmazsınız ama ilişmezsiniz de.
bir abi tavsiyesi;
çok büyük travmalarınız varsa bilemem ama hayatınızı önünüze bakarak kurmayı deneyin her daim.
ne kadar başarılı olunur bireysel olarak bilemem tabi.
çünkü kimin en derinde ne yaşadığını uzun yıllar birlikte olsanız dahi bazen anlamanız çok uzun sürebilir.
"tırnak" içinde söylüyorum bu topraklarda daha zor bir yer.
(toplumun kendisiyle alakalı)
o sebeple bu işin kadını veya erkeği yok. insan unutmaz, hatta hiç unutmaz.
sadece üzerinden geçen tüm birikimlerinin o kafasının arka planına attığı şeyin üstünde kabuk bağlamasını bekler, öyle de olur ama kötülüklerden yana ve intikam için varsanız, deşer ve yarayı kanatırsınız.
yok ben hayatıma devam ediyorum her şey geride kaldı ama bunu da unutmadan tecrübe çuvalıma koyayım derseniz devam edersiniz, unutmazsınız ama ilişmezsiniz de.
bir abi tavsiyesi;
çok büyük travmalarınız varsa bilemem ama hayatınızı önünüze bakarak kurmayı deneyin her daim.
ne kadar başarılı olunur bireysel olarak bilemem tabi.
çünkü kimin en derinde ne yaşadığını uzun yıllar birlikte olsanız dahi bazen anlamanız çok uzun sürebilir.
devamını gör...