kadınlar yaptıkları günlerde ne konuşuyor ve neden o kadar mesut görünüyor sorunsalı

bir erkek olarak içinden çıkamadığım, gözlem yapmakla yetindiğim esrarengiz olgu. bu ne gevezelik, be ne heyecan, bu nasıl bir ortak cosku ve esrime hali. ha bir de az yiyin arkadaşım.

çocukları ve eşleriyle olan mevzuları anlatıyorlar. spesifik gibi görünen fakat hemen hemen her evde yaşanan olayları "sadece bizde yaşanmıyormuş" coşkusuyla hep bir ağızdan konuşuyorlar. coşkun bir ortam olarak görülmesinin bir diğer nedeni de herkesin aynı anda sürekli konuşması. ilginç bir şekilde anlaşabiliyorlar da.
nerden mi biliyorum?
bir gün boyunca arka odada aç, susuz, sigarasız, tuvaletsiz yaşamaya çalışmak gibi bir hata yapmıştım.

herkesin birbirine anlatacağı onca şey oluyor. araya dedikoduda sıkışıyor tabii. tatlıydı, börekti, çörekti derken; mutlaka her günde var olan şen şakrak bir ablamız sürekli espiri yapıp güldürüyor, neşelendiriyor ortamı. kimi uzun uzun süzüyor birbirini, kimi kederli, kimi cilveli.. gelsin altınlar mutlu yarınlar konsepti..

aldıkları elbiseleri yapılan yemeklerin tarifleri sen bunda ne kullandın gibi yeni işe giren ya da okul kazanan çocukların tebrikleri güne katılmayan diğer kadın hakkında yapılan dedikodular gibi konulardır.

kant felsefesi ve dostoyevski romancılığı umumiyetle söz konusu ediliyor. bilimsel gelişmeler üzerine kıyasıya tartışmalar yürütüldüğü de oluyor.

genelde kendileri, kocaları ve çocuklarını anlatırlar. iyi hadiseler abartılarak kötüler küçültülerek anlatılır. karşıdaki sıkılınca lafın ortasından kendininkini anlatmaya başlar. kimse diğerini dinlemez aslında. dinler gibi görünür ve lafın bitmesini bekler. böylece kendi de kusabilecektir.
ben günlere kusma günü diyorum. dolup dolup taşmak üzere olan kadınların climax yeri. pek çok evliliğin günler sayesinde kurtulduğuna inanıyorum.

kadın beyni ve erkek beyni farklı çalışıyor. erkeklerin aksine kadınlar yaşadıklarını anın tüm duygusunu detaylarıyla anlatmayı sevdiği için nispeten daha uzun uzun anlatıyor.

erkeklerde ise dil daha çok haber verme işlevine sahip. bu yüzden kadınlar gibi ses tonu düzeyi, tonlama, seçilen kelimeler, cümlenin uzunluğu kısalığı vs gibi detaylara girmiyorlar.

bir erkek geç geleceğim diyorsa eve geç geleceğini haber veriyor ama kadınlar için her zaman bu kadar açık bir durum olmayabilir.

kocalarını gömüyorlar.

o diyor benim herifin elinden iş gelmez, o diyor bülbül güle konmayalı günler oldu ah anacım ah, o diyor benimki pazardan domates bile seçemez.

sonra başlıyorlar kakkırikikkiri gülmeye, yerken kısırları, kekleri...

ben arta kalan kısırın lezzetine bakarım.

peki ya başlık altına kadın kılıklı erkeklerin toplanıp gözlem dizmesi? *
cevabı her konudan konuluşuluyor, bolca dedikodu yapılıyor ve buda bünyeye iyi geliyor olan sorunsaldır.

akıllara aşağıdaki repliği getiren sorunsal:

yalıyor mu kız?

cümle o kadar tuhaf geldi ki bir mesaj mı verilmek istenmiş, ya da malum eylem mi gizlenmiş diye düşündüm...

kadınlar 'sekis' yaptıkları günlerde ne konuşuyor ve neden o kadar mesut görünüyor sorunsalı olarak düşündüm..
altın günü aklıma gelmedi. ne yalan söyliyim... herhalde ben de bir problem var şu sıralar.

her zaman ne konuşuyorlarsa onu konuşuyorlar şeklinde cevaplanabilecek soru. neden o kadar mesut göründüklerine gelince de; o günlerde yapılan yemekleri görseniz sizin de anında yüzünüzde güller açar.

günler, özellikle ev hanımlarının gerçek anlamda sosyalleşebilecekleri tek zamandır. annesi ve kadın akrabalarının büyük çoğunluğu ev hanımı olan ve ailede düzenlenen günlere itina ile katılan bir kadın olarak merakınızı elimden geldiğince gidermeye çalışacağım. öncelikle bu kadınların yalnız olduğunu bilmeniz gerekiyor. zamanında eşleriyle farklı şekillerde, gençliklerinin baharında alelacele evlenmiş/evlendirilmiş bu kadınlar kocalarıyla pek tabi iletişim kuramıyorlar. işleri yok ve evi çekip çevirmeye tüm günlerini harcadıkları için pek bir hobileri de yok. monoton ve mutsuz bir hayatları olan bu kadınların eğlenebildikleri, sosyalleşebildikleri ama en önemlisi kendi gibi olan arkadaşlarıyla/akrabalarıyla vakit geçirebildikleri tek zaman bu günlerdir. ve hobileri olmadıkları için bu günlerde hayatlarından, başkalarının hayatlarından ve eğer zamanında anneleri ya da başka bir kadın onlara örgü öğretmişse örgüden,çocuklarının çeyizlerinden bahsederler. işte o çok merak ettiğiniz kadın günleri böyle. en azından benim çevremde bu şekilde.

konuşmak kadınlara erkeklere nazaran daha iyi geliyor. kadınlar konuşarak bağ kurarlar ve devamında güven hissederler. mesela ilkokuldaki bir kız çocuğu başka bir kızın kafasına vurarak anlaşmaya çalışmaz ama erkek çocuk yapar. kadınlar çok konuşuyor mevzusu doğru o yüzden mağara adamı erkeklerde konuşarak anlaşmak 1. sırada değil.. maalesef medeni olabilmek erkekler için daha zor kadınlara default geliyor resmen..
işin sosyalleşme kısmı da var tabii. yalnızlığı abdülhamid'i savunur gibi savunacaklar olsa da sosyalleşmek insanı hızlı sürede deşarj eden nadir şeylerden. özümüzde sosyaliz genşler.

tatlının ve tuzlunun garip uyumuyla hazırlanmış bir masa ve terapi gibi gelecek olan sohbetler... öncelikle son günlerini nasıl geçirdiklerine dair kısa bir fasıl geçer ardından hafiften bir dert yakınmalar başlar. evliliğin başlarında ve devamında eşinin ailesiyle yaşadığı bir sorun varsa ya da çok özel olmayan bir sorun, sırayla hepsi anlatır. bir yerden sonra dert yarıştırmaya geçer olay. hepsi "ben çok çektim" demeye getirirler.

içeriden bildiriyorum, kadın günleri şer yuvasıdır. tamamen sahte balondur.

konular genellikle; nereden neyi ne kadara aldığı, emsalsiz kocalarını övmeler, dünyada benzersiz bebelerini övmeler, erken kalkanın dahi arkasından başlayan dedikodular, laf arasında laf sokmalar, abartı makyaj ortamdan bağımsız aşırıya kaçan giyim ve elbette evinin prensesleri geçidi.

birbirlerinin yüzlerine gülüp, içerden kıskanan, çekemeyen eve gidip kocasını darlamaya hazır bünyeler. sağlıklı bireylerin uzak durması gerekir. nerede birbiri ile alakasız çok kadın varsa oradan uzak durucaksın çarpılırsın

bir merak konusu.

"ne yaptıkları günlerde?" diye düşünen tek fesat ben miyim? hani ne bileyim, yapmak, ardından mutlu görünmek falan deyince... bu başlıkta bir sıkıntı var gibi sanki.

içlerinde düşündükleri merak ettikleri ne varsa döktükleri gün normalde anlatmayacağın birşeyi bile o günün etkisiyle anlatabilirsin. yeteneklerini göstermek için ne kadar güzel yaptıkları yemek,tatlı varsa yapıyorlar.

ukrayna rusya savaşını ve trabzonspor'un şampiyonluğunu konuşuyorlar.