kafelerdeki inanılmaz fiyat artışı

eskiden millet zevkine gider kafeye iki yemek yer bir şey içer masadan kalkardı. şimdi iki gün üst üste kafeye gidip bir şeyler yiyeyim desen dünyanın parasını ödersin.

türk toplumunun akp rejimi ile beraber soyguncu olmayı öğrendiği bir gerçektir. herkes dolandırıcılık peşinde. koskoca paketine 150/200 tl verip aldığımız çay'ın bardağını 70-85tl bareminde satmaya başladılar. üstelik içtiğiniz bardak türüne göre fiyatı atıyor. %90'ı su olan bu içeceğin porselen kupada fiyatı 80-120tl bandında değişiyor. ince belli bardakta içtiğiniz versiyonu 65-80 bareminde. menülerin, tatlıların yanına bile yaklaşamıyorsunuz. adam gibi bir yemek yiyeyim deseniz , size geleceği barem min. 1500tl. hele et ve tavuk menülerinin 800-900tl bandında fiyatlandırıldığını düşünürsek, sadece 2 kişilik et/ tavuk porsiyon yemeğiniz 2.500tl'yi buluyor. üstüne biraz daha koysanız, kurbanlık koyun satın alırsınız.

ama ülkede bu kadar koyun varken, hayvana ne hacet var. herkes düzenli sağılıyor zaten.

semt börekçisinde kıçı kırık kır pidesi 20-30 lira olmuş , safi alba yağı + un ,içinde eser miktarda tavuk ciğeri kıyma+ soğan yada kor peyniri veya patates ..
çay 10-15 limonata 20-25 liradan başlıyor .
esnafa sorsan haklı bir işçi işçi maliyeti 30 bin lira, geçen çekmeköy'de sürekli uğradığım bir börekçi (meclis -cadde üstü değil ,semt börekçisi) abi türkmen ve suriyeli işçi aldım doğruyu söyleyeyim düşük maaşla (çok eski müşterisiyim) ,müşteri kesildi ,2 işçi 60-70 bin liraya mal oluyor yemesi içmesi yolu ,sigorta vergi dedi ,kirayı sormadım ama kesin 20-30 bin liradan aşağı değildir ,internet mecbur faturalar,araç,motor ,ıvır zıvır kapıyı sabah aç,5000 lira günlük masraf en az. ustada kendisi sabah 4 de ayakta. arada hanımı geliyor . temiz ve lezzetlide yapar böreği ,pideyi..
sabah müşterisi kurtarırsa amenna , düşünün 7 gün çalışıyorsun sabah 5 akşam 4-5 . işçide 6,5 'da geliyor.
bu küçük 6-7 masalık dükkan ,kaldırımda da 2-3 masa ,herşeyi kar olsa ne olur.
100 müşteri gelecekte nay nay nom.
ben büyük işletmeleri düşünemiyorum bile lüks sınıf lokantada çalıştım zamanında ,tabişişirme yapamn vardır hep olacak şunu görün evde 3 kişilik bir tencere etli taze fasulye ,300 liraya mal oluyor .
iyi müşterisi olan yer zaten fiyatı normal tutar..

kafe kafe gezen bir insan değilim ancak ayda yılda bir uğradığım için daha da şok oluyorum. bir tost yüz küsür, çay 30, salata 190, kahveler 80 ortalama. tatlılar 200 ve incecik dilimler, kendi başlarına ayakta duramayan kağıt gibiler. doğu düzgün bir tatlı bir kahve içerseniz tek kişi üç yüz lira minimum. haftada iki kere giderseniz 600. aylık 3000 gibi bir şey. bir de haftada bir kez dışarıdan yeseniz o da ayda 7000 tutabilir. bunlara lüks diyenlere tekrar hatırlatalım, bu saydıklarımı yaparken başkasına bir şey ısmarlamıyor, kuru kahve ve kağıttan hallice tatlı dışında bir şey yemiyorsunuz. kendine bunu bile çok gören insanlar var. onlara da bilenler hatırlatsın bir simit ne kadar olmuş.

ben de kafe sahibiyim. kiradan tutun da aldığımız her ürüne fahiş zam geldi. 59 dilim kesilmiş kaşarın fiyatı 265 tl oldu. sucuk markaya göre değişiyor. sadece elektrik faturası bile bir ev kirası kadar geliyor. eğer benim gibi bir de kira ödemek zorundaysanız yandınız. bu zamaları halka yansıtmak zorunda kafe sahipleri bu sadece kafeler için geçerli değil tabi ki. fiyat artışı her sektörde var. 3 ay sonra benim kira kontratım doluyor. muhtemelen ben de kapatır emekliliğin tadını çıkarırım.

hazır yemek sektörü, dünyanın her yerinde serbest piyasa ekonomisinin tam anlamıyla yaşandığı, on binlerce farklı işletme olması nedeniyle herhangi bir centilmenlik anlaşmasına, tekelleşmeye kapalı, fiyatların da tamamen talebe göre belirlendiği bir sektördür.

fiyatların devlet eliyle belirlendiği bir sektör olmadığı gibi, temel ihtiyaçlara yönelik bir sektör de değildir, başka bir deyişle, ikamesi olan bir hizmet sunar. beslenmek için şart değildir.

dünyanın her yerinde bu böyledir. işletmeler, fiyatı talebe göre maksimize etmeye çalışır. talep, işletme giderlerini karşılamamaya başlandığı an da işletme faaliyeti sonlandırılır.

ülkemizdeki durum nedir? horeca sektörü pandemi dönemindeki 2 yıl haricinde halen ve hep büyümektedir.bu büyüme nominal bir büyüme de değil, nüfus artış hızına oranla çok daha hızlı bir büyüme.
arz artışına rağmen fiyatların artması, hatta bu artışın başlıktaki gibi çok fahiş olması, bu artışın talep enflasyonu kaynaklı olduğunu gösterir.

daha net izah etmek gerekirse, eskiden millet keyfine dışarıda yiyip içerken şimdi yiyemiyor durumu söz konusu değil.

olay şudur ki, millet yüzde 1-1.5 aylık faizle kart borcuyla yaşarken, eş zamanlı olarak maaşlara son dönemde her yıl yüzde 100 ve üzeri zam gelirken yaşanan talep patlamasının ve enflasyonun ceremesini çekiyoruz.

dışarıda rahatça yiyip içemeyecek bir ekonomide, hepimiz dışarıda rahatça yiyip içiyoruz.
işletme maliyetiyle şunla bunla ilgisi yok. işletmeciler olması gerektiği gibi kazancını maksimize etmeye çalışıyor.

bu fiyatlar, bu gidişata ve istatistiğe göre bu sektörde daha da artacak. en azından gerçek bir kemer sıkma politikası uygulanana kadar.

talep arzın değerini belirleeeeeerrrrrrr

talep kısılmadan enflasyonist davranış dizginlenemeeeeeeeez

ekonomi bie davranış bilimidiiiiiiiiiiiir

1 papua yeni gine kinası, 8,57 türk lirası oldu.
anlayana sivrisinek jazz…

o fiyatlara rağmen kahvelerin de tatlıların da tadı berbat bir de

herkes zam yapıyor ben yapmazsam enayi durumuna düşerim kafası yaşayan esnafın ibneliginden başka bir şey değil.

bayramda safranbolu'da idik bir kahve 50 tl. iyi dedim kendi kendime ne kadar ucuz. istanbul'da en dandik yerde 80'den başlıyor 250'ye kadar yolu var. lan bı kahvenin paketi 30 tl hala. toptan alsan belki 10 tl. ne kadar maliyeti olabilir ki? olsun 1 tl hadi bilemedin 2 tl. bunu 80 tl ye satmanın ibnelikten başka hiçbir açıklaması olamaz..

gitmaa kafeye sende! evinde çay demle iç. maharnağı bişir ye, günde 16 sağat çalış ve şükret. hem ehlisunni hem de kemalist ol.