kahve içmeyi bırakmak

günlük kafein doz aşımına sebebiyetse doğru harekettir, günde 4 espresso duble shot ile başlayıp, sayısız bardak filtre kahve içen benim yaptığım eylem.
psikolojim neden bu kadar pusluymuş insan şimdi anlıyor, aynı oranda sigarayı da baya bir azaltmama vesile oldu.
daha mutlu ve pozitif hissediyorum, kafein yoksunluğu belirtileri var tabi, ama çok büyük engel taşımıyor.
yerini doğal bitki çaylarına bırakmış durumda, halsizlik ve vücudda ısı düşüklüğü ara ara olmakta, bunları da aşacağım muhtemelen.

söz konusu bile olamaz!

devamlı içmeyen biri için zor değildir.

mide yanmasına elveda!

bırakamıyorum

benim gibi kahvekolikler için dünyanın sonu gibi bir şey. bir de kitabın yanına başka ne içicez?

çay içmeyi bırakmaktan farklı değildir. kitap okumak, kahve içmek gibi karizmaya artı puan yazdırdığı düşünülen şeylere olan bağımlılık iddiaları cidden komik geliyor bana. ''düşüyor mu böyle?'' diyerek okuyorum. kahve bağımlısı olabileceğiniz bir şey değil öyle kolay kolay. içmezsin olur biter. kitabını da çay içerek okursun. bir mesele değil bu.

bırakmam, bırakmayı da düşünmüyorum.
o el salvador'dan gelen çekirdeklerin yeni çekilmiş taze kokusuyla sıcacık bir kaç yudum kahve...
bu keyfi niye bırakayım yahu?

abartanlar bıraksın, o ayrı.

kahve içmeyi bırakmak mı?

yıllar evvel bir arkadaşımın kahve içme davetini ben çok kahve içiyorum ya malum, biraz azaltmaya karar verdim diye cevapladığımda insan bunu kendine neden yapar ki? * demesiyle benim için neredeyse hiç uygulanmadan vazgeçilen, genellikle çok kahve içen insanların bu durumlarından şikayetçi olmaları üzerine aldıkları karardır.
kahvemi yudumlayarak soruyorum bu kararı alanlara bir insan bunu kendine neden yapar ki?

istanbul'da mümkün değil en azından benim için.

belki gittiğim yerde. bir gün.

aniden seks seks seks.

sıcak kahve içmeyi bırakmak şeklinde tezahür eden alışkanlık değişimi. soğuk kahve ile devam.

(bkz: impossible is impossible)