yazar: jean-christophe grangé
yayım yılı: 2012
polisiye roman türünün bilinen yazarlarından jean-christophe grangé tarafından kaleme alınan roman, olivier passan adındaki bir başkomiserin fransa’nın bir ilinde vahşice cinayetler işleyen bir katilin peşine düşmesini konu alır.
passan, özellikle hamile kadınları yakalayıp karınlarını yararak çıkardığı fetüsleri yakan bu korkunç katilin geçmişinde terk edilip yurtlarda büyüyen sorunlu bir çocuk olduğunu öğrenir. araştırmaları sonucu katilin başka sırlarını da öğrenen passan için olaylar karmaşık ve enteresan bir hal almaya başlar.
yayım yılı: 2012
polisiye roman türünün bilinen yazarlarından jean-christophe grangé tarafından kaleme alınan roman, olivier passan adındaki bir başkomiserin fransa’nın bir ilinde vahşice cinayetler işleyen bir katilin peşine düşmesini konu alır.
passan, özellikle hamile kadınları yakalayıp karınlarını yararak çıkardığı fetüsleri yakan bu korkunç katilin geçmişinde terk edilip yurtlarda büyüyen sorunlu bir çocuk olduğunu öğrenir. araştırmaları sonucu katilin başka sırlarını da öğrenen passan için olaylar karmaşık ve enteresan bir hal almaya başlar.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "daddy" tarafından 20.01.2021 02:06 tarihinde açılmıştır.
1.
okuduğum grange romanları arasında sonu belki de en mantıklı biten romanlarından bir tanesi, çünkü grange'ın harika bir yazma yeteneği olsa da, bir öyküyü sonlandırmayı beceremediği izlenimine kapılıyordum ben... gizemi her zaman doruk noktasına ulaştırır lakin sonunda kendi çıtası yüzünden okuyucu pek tatmin olmazdı... bu romanda en azından "eh işte..." desek de tatmin olabiliyoruz. gelin size spoiler vermeden romandan biraz bahsedeyim...
romanın konusunu zaten üstte daddy ağabeyimiz yazmış, tekrar etme gereği duymuyorum. roman çok gizemli ve tok ilerlerken, insanı bazı noktalarda ters köşeye yatırmayı denemiş lakin ortada bir sorun var; okuyucu ters köşeye yatmıyor... çünkü anlıyor insan, "bu ters köşelik bir karakter..." diyor.
dahası da var, japon kültürünü anlatmayı denemiş ama 2 tane akira kurosawa filmi izleyenin bile bilebileceği şeyleri anlatmış, eski romanlarında afrika'nın siyaseti, arjantin'in kanlı soğuk savaş zamanında verdiği bilgilerin onda birini bu romanda verse çok zengin bir roman olabilirmiş diyor insan... karakterler de çok üstünkörü yazılmış gibi, gerek polis passan, gerek eşi naoko, gerek en başından beri gizemi yüklemeyi deneyip başaramadığı diğer karakterler gibi...
vasat bir roman olduğunu düşünüyorum, romanın nadir iyi yanlarından birisi harika çevirisiyle su gibi akması, bunun dışında gizemi çok iyi olsa da insanda çok büyük merak uyandırmıyor, son sayfaya gelip katili ve katilin nedenlerini öğrenmekten ziyade başladık da bitsin artık moduna giriyor insan...
romanın konusunu zaten üstte daddy ağabeyimiz yazmış, tekrar etme gereği duymuyorum. roman çok gizemli ve tok ilerlerken, insanı bazı noktalarda ters köşeye yatırmayı denemiş lakin ortada bir sorun var; okuyucu ters köşeye yatmıyor... çünkü anlıyor insan, "bu ters köşelik bir karakter..." diyor.
dahası da var, japon kültürünü anlatmayı denemiş ama 2 tane akira kurosawa filmi izleyenin bile bilebileceği şeyleri anlatmış, eski romanlarında afrika'nın siyaseti, arjantin'in kanlı soğuk savaş zamanında verdiği bilgilerin onda birini bu romanda verse çok zengin bir roman olabilirmiş diyor insan... karakterler de çok üstünkörü yazılmış gibi, gerek polis passan, gerek eşi naoko, gerek en başından beri gizemi yüklemeyi deneyip başaramadığı diğer karakterler gibi...
vasat bir roman olduğunu düşünüyorum, romanın nadir iyi yanlarından birisi harika çevirisiyle su gibi akması, bunun dışında gizemi çok iyi olsa da insanda çok büyük merak uyandırmıyor, son sayfaya gelip katili ve katilin nedenlerini öğrenmekten ziyade başladık da bitsin artık moduna giriyor insan...
devamını gör...
2.
okuduğum grange romanları arasında sonu belki de en mantıklı biten romanlarından bir tanesi, çünkü grange'ın harika bir yazma yeteneği olsa da, bir öyküyü sonlandırmayı beceremediği izlenimine kapılıyordum ben... gizemi her zaman doruk noktasına ulaştırır lakin sonunda kendi çıtası yüzünden okuyucu pek tatmin olmazdı... bu romanda en azından "eh işte..." desek de tatmin olabiliyoruz. gelin size spoiler vermeden romandan biraz bahsedeyim...
romanın konusunu zaten üstte daddy ağabeyimiz yazmış, tekrar etme gereği duymuyorum. roman çok gizemli ve tok ilerlerken, insanı bazı noktalarda ters köşeye yatırmayı denemiş lakin ortada bir sorun var; okuyucu ters köşeye yatmıyor... çünkü anlıyor insan, "bu ters köşelik bir karakter..." diyor.
dahası da var, japon kültürünü anlatmayı denemiş ama 2 tane akira kurosawa filmi izleyenin bile bilebileceği şeyleri anlatmış, eski romanlarında afrika'nın siyaseti, arjantin'in kanlı soğuk savaş zamanında verdiği bilgilerin onda birini bu romanda verse çok zengin bir roman olabilirmiş diyor insan... karakterler de çok üstünkörü yazılmış gibi, gerek polis passan, gerek eşi naoko, gerek en başından beri gizemi yüklemeyi deneyip başaramadığı diğer karakterler gibi...
vasat bir roman olduğunu düşünüyorum, romanın nadir iyi yanlarından birisi harika çevirisiyle su gibi akması, bunun dışında gizemi çok iyi olsa da insanda çok büyük merak uyandırmıyor, son sayfaya gelip katili ve katilin nedenlerini öğrenmekten ziyade başladık da bitsin artık moduna giriyor insan...
romanın konusunu zaten üstte daddy ağabeyimiz yazmış, tekrar etme gereği duymuyorum. roman çok gizemli ve tok ilerlerken, insanı bazı noktalarda ters köşeye yatırmayı denemiş lakin ortada bir sorun var; okuyucu ters köşeye yatmıyor... çünkü anlıyor insan, "bu ters köşelik bir karakter..." diyor.
dahası da var, japon kültürünü anlatmayı denemiş ama 2 tane akira kurosawa filmi izleyenin bile bilebileceği şeyleri anlatmış, eski romanlarında afrika'nın siyaseti, arjantin'in kanlı soğuk savaş zamanında verdiği bilgilerin onda birini bu romanda verse çok zengin bir roman olabilirmiş diyor insan... karakterler de çok üstünkörü yazılmış gibi, gerek polis passan, gerek eşi naoko, gerek en başından beri gizemi yüklemeyi deneyip başaramadığı diğer karakterler gibi...
vasat bir roman olduğunu düşünüyorum, romanın nadir iyi yanlarından birisi harika çevirisiyle su gibi akması, bunun dışında gizemi çok iyi olsa da insanda çok büyük merak uyandırmıyor, son sayfaya gelip katili ve katilin nedenlerini öğrenmekten ziyade başladık da bitsin artık moduna giriyor insan...
devamını gör...