karadeniz'de bir köye yerleşmek

akıl işi değil sanırım, pek duymadığım trend. yağmur, çamur, sel, heyelan.

yaşadığım hayat tam olarak bu karadenizi seviyorum yağmuru çok seviyorum köy hayatı bol yeşillik istediğini dik ek doğal yaşam çok güzel büyük şehirde yaşayıp saatlerce trafik derdi çekip kirli bir hava solumak istemezdim.

karadenizde köye yerleşmek çok da gerekli değildir kanımca. karadeniz daha çok gezinme ve keşfetme yeri gibi geliyor bana. yaşantısını sürdürürken rahat edebilmek için karadenizde doğup büyümesi lazım insanın.

#2735141, sana karadeniz olsun da çamurdan olsun *.

zor iş gerçekten de. hem rutubeti, hem güneşten yana fakirliği, hem sosyopolitik yapısı, hem otoban denilen canavarla * bütün sahilin içine edilmesi, denizlerin hunharca kurutulması, heslerle derelerin iğdiş edilmesi... o'su... bu'su.

doğayı kendine bırakmadılar, bozdular, mahvettiler. öyle bir yeşili, öyle bir siyah/mavi denizi, ayaklarınıza kadar inmiş bulutları, çağlayanları, yaylaları, çayla; fındıkla süslenmiş dağları ara ki bulasın şimdi.

romantikleştirilmesi saçma olan bir olay. bende karadenizliyim. evet köyde yaşamak çok güzel. ama hiçbir tecrübeniz yoksa dünyanın en zor işlerinden biri. pinterest fotoğraflarına bakıp ayy ne güzel demekle olmuyor. sürekli yağan yağmur, yakman gereken bir soba, ilgi isteyen toprak, bostan, hayvan. mental olarak hazırlıklı iseniz başedilebilir bir ortam. ama hiç daha önce köy hayatı görmemiş birinin tutupta karadeniz'in bir köyüne yerleşip hayat sürmesi biraz zor. alışkın olmama rağmen beni bile bir süre sonra yoran bir eylem.

neminden geçilmez, lazlarla uğraşırsınız, dağda da bakkal çakkal bulamazsınız. kargolarınızı da ilçe merkezinden alırsınız.
çok uçup kaçmayın.
hayırlı forumlar.

ancak bir karadenizlinin kendi köyüne yerleşmek suretiyle yapacağı eylem. yoksa zaten diğer insanlara "yabancı" gözüyle bakıp aralarında barındırmazlar.* maalesef artvin şavşat'ın bir köyüne yerleşip işletme açmaya kalkan youtuber bir çifti* resmen köyden kovdular, tüm yatırımları boşa gitti. buradan kısacası, karadenizli değilseniz, oralara yerleşmeye de, yatırım yapmaya da kalkmayın sakın, aman diyeyim.

jess'in de dediği gibi boşuna hayallenmeyin, karadenizliler yerleşmeci adam/kadın aramıyor. karadeniz'de gezin ve evinize geri dönün.

köylerde yaşayanlar bile diğer köydekini yabancı görür. aslında bunu kötüye yormayın. yaşanması zor bir coğrafya. yöre haklı sizi kendi coğrafyasından koruyor diye düşünün.

gidin bir ege kasabasına yerleşin ya da antalya'ya yerleşin.

allahtan bir gün kafam atarsa diye yerleşecek bir köyüm var...

sadece karadeniz'deki köylere özgü bir şey değil anlatılan. okul kitaplarımızda anlatılan "misafirperver türk, ya da anadolu köylüsü" yalandır. bir kış günü, kar fırtınasından kaçmak için sığındığımız aksaray'ın bir köyünde, köy odasında bizi soymaya kalkışmışlardı. ceplerimizde bir şey bulamayınca da ertesi gün bize hilton otelinde yatmışız gibi fatura çıkarmışlardı. trabzon'un köyünde mecburi hizmet yapan bir doktor, uçarak gittiği yerden "aman beni kurtarın" diye kaçmıştı. "bunlar karşıdaki insanla konuşmuyor, kendi kendileriyle konuşuyor. sürekli yere bakarak konuşuyor ve sürekli dedikodu yapıyor" demişti. kardeşim kars'ın bir köyünde yaptı doktorluk mecburi hizmetini. o da benzer şeyler anlatmıştı.
kısaca "köyde yaşama" fantezinizi gözden geçirin. yoksa her gün camı taşlanan natalya'ya dönersiniz.

ferrarisini satan bilge tiyatrosu mu oynayacağız bugün de? yok kalsın zaten ferrarim de yok , bilge de değilim. ortalama şehirli tipsen şehrinde kal derim. ata toprağın değilse bu saatten sonra ne sen oranınsın ne orası senin.