karıncalar bir savaş vardı
başlık "noraliyanın koltugu" tarafından 27.09.2021 23:01 tarihinde açılmıştır.
1.
john steinbeck ve boris vian tarafından yazılmış tiyatro oyunu.
tek perdede olup bitiyor her şey ama nasıl kasvetli nasıl gergin nasıl şahane bir performans. gece gece aklıma düşmüşken bir iki satır yazayım dedim.
mert turak tek kişilik dev kadro ile sahnede, bir askeri canlandırıyor. savaşın ne demek olduğunu bilmeyen, insanların hangi amaçla bu kanlı sahneyi canlandırmaya devam ettiğini anlamayan bir asker. aslında her şey bir oyunmuş gibi başlıyor bu asker için. arkadaşları ile beraber eğitimlerini alıp, yalnızlıklarına ve geride bıraktıklarına beraber yanıyorlar. umutları var onların geri dönmek... ta ki savaş günü gelip çatana kadar. öyle bir gün ki hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. sonunda savaşın ortasında, o kan gölünün içinde dayanamayıp kaçmaya başlıyor askerimiz. ve mutlu son değil tabii ki. kaçarken bir anda o tiyatro sahnesinden kocaman, insanın canını acıtan, hayalkırıklıklarını besleyen bir çıt sesi geliyor.
evet asker mayına basmıştır ve kabus dolu saatleri başlar. delilik, teslimiyet, umutsuzluk, sevdiği kız zihninde teker teker dönmeye başlar. öyle ki izlerken ben de ayağımı oynatamadım. sanki benim ayağımın altında da bir mayın vardı.
mert turak'ın enerjisi mükemmeldi. nasıl o kadar hareket edip konuşabildi aklım almıyor. kısacası eğer izlemediyseniz bu tiyatro oyununu kaçırmayın derim.
tek perdede olup bitiyor her şey ama nasıl kasvetli nasıl gergin nasıl şahane bir performans. gece gece aklıma düşmüşken bir iki satır yazayım dedim.
mert turak tek kişilik dev kadro ile sahnede, bir askeri canlandırıyor. savaşın ne demek olduğunu bilmeyen, insanların hangi amaçla bu kanlı sahneyi canlandırmaya devam ettiğini anlamayan bir asker. aslında her şey bir oyunmuş gibi başlıyor bu asker için. arkadaşları ile beraber eğitimlerini alıp, yalnızlıklarına ve geride bıraktıklarına beraber yanıyorlar. umutları var onların geri dönmek... ta ki savaş günü gelip çatana kadar. öyle bir gün ki hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. sonunda savaşın ortasında, o kan gölünün içinde dayanamayıp kaçmaya başlıyor askerimiz. ve mutlu son değil tabii ki. kaçarken bir anda o tiyatro sahnesinden kocaman, insanın canını acıtan, hayalkırıklıklarını besleyen bir çıt sesi geliyor.
evet asker mayına basmıştır ve kabus dolu saatleri başlar. delilik, teslimiyet, umutsuzluk, sevdiği kız zihninde teker teker dönmeye başlar. öyle ki izlerken ben de ayağımı oynatamadım. sanki benim ayağımın altında da bir mayın vardı.
mert turak'ın enerjisi mükemmeldi. nasıl o kadar hareket edip konuşabildi aklım almıyor. kısacası eğer izlemediyseniz bu tiyatro oyununu kaçırmayın derim.
devamını gör...