#ödüllü filmler
komedi / drama / aile
10 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

kütahya'nın tavşanlı ilçesinde geçen,iki yakın arkadaşın sinemaya olan tutkularına hayran kaldığım,yer yer güldüren ahmet uluçay filmi.

hayatın en acımasız taraflarından biri de,tutku denen şeyin herkeste olmayışı.
ne zaman birinin gözlerinde görsem o ateşi,dünyanın en ayrıcalıklı insanına dönüşüyor.
devamını gör...
mükemmel bir ahmet ulucay filmi.
film abartmıyorum izlediğim en naif filmlerden biri.nasil cekebiliyorlar böyle filmler ya.bu kadar sıcak,bu kadar samimi bir film.valla hayranlık uyandırıyor.
senaryo akıyor.diyaloglar yazılmamış yaşanmış.muazzam.
çekimlerde iki arkadaşın yürürken kamera arkasından geliyor.ya bu nasıl güzel bir sahnedir.abartmadan anlatamıyorum arkadaşlar filmi izlemeniz lazım.
türk forrest gump gerçekten.
izleyin dostlar.
devamını gör...
bir ahmet uluçay filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ülkemde iyi filmlerin değeri bilinmez pek. hele seyirci nezdinde hiç bilinmez. karpuz kabuğundan gemiler yapmak da böyle bir film. gişede başarı kazanamamış ama tüm zamanların en iyi türk filmleri arasında sayabileceğim bir filmdir. birçok ödülün de sahibi olan 2004 yapımı filmin senaryosunu canım ahmet uluçay yazmıştır.

bir köy yerinde sinema tutkusu ile yanıp tutuşan iki çocuğun hikayesidir anlatılan. onlarınki bir hayaldir. büyük bir hayal. kasaba hayatının tekdüzeliğine kafa tutan dev bir hayal.

ahmet uluçay’ın kendisi de tamamen kendi olanakları ile çoğunluğu amatör olan oyuncularla çekmiştir bu filmi. aslında ahmet abi de karpuz kabuğundan bir gemi yapmıştır bize.

hissetmeyen bilmez sinema tutkusunu. ama bu filmi izleyip de hissetmemek mümkün değildir. izlediğim en samimi filmlerden biridir. o kadar gerçek bir film.

ahmet uluçay bu dünyayı yalnız bırakıp gitmeden önce aklında bir başka film vardı. bozkırda deniz kabuğu. çekemedi o filmi. zamanı yetmedi ahmet uluçay’ın bu kadar güzel bir beynin onu ölüme götürmesi beni çok üzdü. hala da üzülürüm.

ama ben o filmi de izlemiş sayıyorum kendimi. ve ahmet uluçay’ı ayakta alkışlıyorum.
devamını gör...
hatır için izlemeye çalıştığım, azad edilerek bıraktığım film.
anne, ortanca ve küçük kızın aynı çocukla olan münasebetinin iğreti ettiği ve dolayısıyla yarısında bıraktığım yapım.
hayır yani baya baya modern bir zihnim de var ama ahlaksızca geliyor. üstü kapalı da olsa çocuğa yapılan tacizi hoş görebileceğim bir dünya yok benim. alt metinde gerçeklik yansıtılıyor, insanlar böyle varlıklar düşüncesi daha da rahatsız ediyor. bu kısım çok kişisel bir yorum çünkü ben hayattaki yanlışları ya da çarpıklıkları yansıtan eserleri sevmiyorum. yüzüme tokat atan bir sanat eseri olacaksa bunu mümkünse trajedilerde olduğu gibi izleyene açık açık göstererek değil de hissettirerek yapsın.
bunun dışında imkansızlıklar içinde film gösterimi hayal eden çocukları anlattığı için sanırım senaristin hayatından da esinlenilmiş diyebilirim ama yalnızca bir kısım için, zira izleyemedim.
devamını gör...
ne kadar çabalarsan çabala yazılmadıysa o alnına gerçekleşmeyecek hedeflerin peşinde koşmanın zararlarının yüzümüze vuran bir film. ödül töreninde bile rahmetli yönetmen filmi iyi yaşatamadığı fakirlik çektirdiği hanımının olduğunu söylemesi bile yetmez mi kendi hayatını çektiğini anlatmaya. filmde rahatsız olduğum kısım imrek teyzenin güzel piç diye diye çocuğu sevdiği sekansı. bir iki üç yetmedi tekrarı repliğinin.
devamını gör...
karpuz kabuğundan gemiler yapmak..

2004 yapımı türk dram filmi, kütahya'da çekilmiş, yönetmeni ise ahmet uluçay
yapımcılardan biri ise ezel akay

tek istedikleri bir kamera ve film çekmek olan iki dostun hikâyesi anlatılıyor. yönetmenin kendisinin de oynadığı filmleri çok severim, bu filmde de ahmet uluçay berber rolünde oynuyor...

biri berber çırağı, diğeri ise filme adını veren karpuza atıfla, karpuzcunun yanında çırak olan mehmet ve recep'in hikâyesi bu...

recep'in kendinden yaşça büyük bir kıza beslediği safça duygular, aşık olması, nihâl'in başlarda ondan hoşlanmaması ama o da hoşlanmaya başlayınca çocuğu kendisinden uzak tutmak için ona kötü davranışı, kavuşmanın ve aşkın eskiden ne kadar zor ve güzel olduğunu anlattı bize ahmet uluçay...

recep'in sırf sevmediği biri saçını sevdi diye gidip saçlarını kestirmesi bile etkileyici geldi.

sinemayı bu kadar sevmeleri ama yoksul görüldükleri için fotoğrafçının nasıl olsa alamazlar diye düşünüp kameranın fiyatını bile söylememesine kırıldıkları sahne de öyleydi... karpuzcunun tezgahını satmak zorunda olduğu sahne de duyguluydu.

ama beni on ikiden vuran şey ise recep ve nihal'in kavuşamadan, sade bakışarak anlaşmaları, öylece ayrılmaları oldu..

dostluk, sevgi, ayrılık, hicran dolu, ama etkileyici, özgün bir filmdi, iyiki çekmişler, ama ne yazık ki gösterime çekildikten 3 yıl sonra girebilmiş, belli ki maddi imkânsızlıklardan...

ahmet uluçay ise filmden 5 yıl sonra hayatını kaybetmiş...
ne denir ki... film her şeyi anlatıyor..

o değil de, bir zurna sesi insanı nasıl bu kadar hüzünlendirebilir?*

karpuz kabuğundan gemiye binersen, işte böyle çabuk inersin...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

devamını gör...
gariban ve yüreğe dokunan bir hayat yaşamış büyük usta ahmet uluçay'ın 2004 senesinde kısıtlı imkânlarla çekmiş olduğu dokunaklı bir filmdir.

iki arkadaşın maceralarını, birinin bir kıza sevdalanmasını ve kavuşamadan ayrılmalarını;
ayrılığı anlatıyor.
karpuz kabuğundan gemiye binersen, işte böyle çabuk inersin...

yönetmen ve çocuk oyuncu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"karpuz kabuğundan gemiler yapmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim