kendini ispatlayan genç iş bulur

ıspatladim zaten. ıssizim.

diğer bir deyişle, biraz köle olsun sonra bakarız demektir, sistem namussuzdur

kendi şımarık evlatları bayağı bayağı iddealı heral! her gün yeni bir sektöre giriyorlar.

allah " yeri ya gulum" demiş, değil mi sayın başgan!

hukukta ispat külfeti karşılıklıdır. sadece gençten niye ispat isteniyor. işveren işverenliği nasıl haketmiş ona da bakalım.. özel hastane sahibi imam, genç hekimden neyi ispat etmesini istiyor. ya da hemşireden, laboranttan, teknisyenden.. yirmiiki yaşındaki inşaat şirketi sahibi o ihaleyi nasıl alıpta iş vermek için genç mühendisten kendini ispat etmesini istiyor.. dimi yani..

öğrenmeye açık olmak fazlasıyla yeterlidir, biraz da temel konuları bilmek

"biz bir aileyiz"in öz kardeşi söz.
biz bir aileyiz diyen patrona ne söyleniyorsa bu lafı söyleyene de aynı şey söylenmelidir.

ispatlama ayağına aylarca süren deneme mevzusu adam s**kmektir arkadaşlar. torpil varsa bu ispat mevzuları hep yalan dolan.

referansların karsisinda hicbir ispatin hükmü yok ne yazik ki! ülkenin neredeyse tamami duyarsizlik,birbirini kaziklama ve torpille iliskili.

şimdi efenim, iş nedir, genç kimdir, kendini ispatlamaktan kastedilen nedir.. konularında, reisle aynı frekansta değilseniz, size inandırıcı gelmeyebilir. (demek istiyor ki, mesela soğan oğlan, genç midir, kendini ispatlamış mıdır, işini kapmış mıdır. kim hayır diyebilir. doğu perinçek ve oğlu, gözel kulaklı feyzioğlu, nedim şener..vd. hangisi işsiz..) bilmeden ezbere konuşmayın yaa..

reyise bu sözü bir liboş söyletmiştir. liboşlar çok sever böyle sözleri ve böyle sözlerle gençleri kandırmayı.
mesela uluslararası bir firmanın ankara şubesinin maliye departmanına girmek istersiniz. almanca ve ingilizceniz, master ve doktoranız vardır. it departmanıyla görüştükten sonra sizi baş it'in odasına alırlar. baş it kendisine ceo demektedir. aslında şerefsiz denilmesi daha doğrudur ama şimdilik susulur. ceo on beş günde 14 gün çalışıldığını çalışma saatlerinin de sabah 7.30 akşam 19.30 olduğunu söyler. itin ölmeye gittiği yerdeki iş yerine kendi olanaklarıyla gelip gideceğini söyler. maaş asgari ücrettir. bunun da üçte birini firma verecek, işçi kalanını işkur'un bilmem ne kampanyasından kendisi alacaktır. sigorta vardır elbette. ama yemek işini işçi kendisi halledecektir.
isteyen olursa firmanın adını veririm. beraber gittiğimiz kız çocuğu renkten renge girdi. ben dayanamayıp sordum: saat kaçla kaç arasında silkiyorsunuz çalışanları diye. sonra da kıza gel bu şerefsizlerle çalışılmaz deyip çıktık odadan.
evet liboşlar dayanması gerekir miydi üç dört ay?

(a101).

kendini ispatlayan gençler;