kezban

kaba saba davranan, görmemiş kız modeli.

bir kadın ismi.

bir kadın ismidir. argo da kaba, kendini beğenmiş gibi manalarda kullanılır.

hiçbir kızın sahip olmak istemeyeceği isimdir. çünkü hakaret anlamında kullanılmaktadır.

kezban; farsça “ev hanımı”, “hamarat hanım” manasına gelen ked-bânû kelimesinin türkçeleşmiş şeklidir.

türk kadın ismidir son dönemde dalga alayci klişelere maruz kalmış isimdir.

kendini bilmez insanların hakaret olarak kullandığı bir kadın ismidir.

dünyalar güzeli kezban

yönetici kadın, kahya anlamdadır. hakaret, alaycı, kendini bilmez anlamlarında kullanılması saçma olduğu kadar cahillik göstergesidir.

"kezban" kelimesi, yıllardır, gereksiz kaprisleri ve egoları ile vasatın üzerine çıkamayan iğrenç kızları tasvir etmede cuk oturmuştu. az kelimeyle çok şey çağrıştırma dinine tapan biri olarak, daha iyisi yapılamazdı dedim buna.

çok güldük, eğlendik, tüm alternatifleri türettik ama artık sıktı.

apaçilerin, bu jargona hakim olduğunu göstermek için yerli yersiz kullandığı laf oldu.

troll ve faşist kelimeleri gibi içi boşaltıldı.

trendin dışında kalmadığını ispatlamak için çok çılgın reaksionlar gösteren kızları türetti. "kezbansın sen" dedikten sonra, sadece öyle olmadığını ispatlamak için soyunan kadınlar var. nasıl bir pazarlaması yapıldıysa bu kelimenin artık. hep entellerin bok yemesi işte değerli dostlar.

varoşlar, tüm bu boşlukları iyi görüp, çinçin mahallesindeki evlerinde kendilerini mutlu ettiler. outro lex dinlediler.

bir eliyle nietzsche aforizması yazarken diğer eliyle fakir penisi okşayan solcular, bu kelimenin sosyolojik analizi üzerine yazılar yazdı ve çok ekmek yedi.

artık tüm bunlara bir şey yapmalı yönetim. bu kadar içi boşaltılan bir kelimeyi hakeden bir kız bile olsa, sırf bu klişeleştirmeye olan nefretimden diyemiyorum. mağdur oluyorum.

t: kadın adı.
t-2: görgüsüz ve cahil kadınları aşağılamak için kullanılan kelime.

norm ender'in bir şarkısı.

paris'e de giden hülya koçyiğit'in canlandırdığı yeşilçam karakteri.

kesinlikle bıyıkları vardır.

kadın erkek farketmez doğallığı savunup, iki tane kıl tüy, makyajsız surat gören beyinlerin yaptığı yakıştırma. neyseki artık duymuyoruz böyle aptal yorumlar ya da ben çevremi çok güzel temizlemişim.

bu isim unutuldu sanıyoduk yine birileri hortlatmış.

herkes için kullanıldığından bilinen anlamından uzaklaşıp laçkalaşan sıfat.
her erkeğin kendisiyle sevgili olmak, flört etmek, ilişkiye girmek istediğini zanneden dişilere denir. perran kutman zamanında bir kezban tanrıçasını çok güzel canlandırmıştı.

kemal sunal'ın 100 numaralı adam filminde biraz yürüsek önerisine verilen cevap da kezbanlığa örnektir.
ancak her hal ve harekete bu yakıştırmayı yapanlara hak verdiğim konu, bu kezban kısmının genelde hal ve hareketlerinin benzer olmasıdır. başıma gelen bir hadise:
-kitap fuarına nerden gidebilirim sen de gideceğini kitaplarla ilgilendiğini söylemiştim
+(kesin bana buluşma teklif edecek) ayyy inan vallaha* hiç bilmiyorum
...
(sınav sonuçlarımız basılı olarak verilirdi 200-300 öğrenciden aramak zahmetli olurdu) kendi sınav sonucumun çıktısını bulurum kendisi de şansa benim altımdadır. onunkini de aldım verdim, bir dahaki sefere yine onun sonucunu buldum hazır bulmuşken al seninkini de vereyim dedim.
akşam bana mesaj atar:
+bir daha benim sınav sonuçlarımı alma, verme, ilgilenme tamam mı ben kendim alırım ...
...
+yaa şey ben ateistim aslında
-hııı öyle mi burçlara inanıyorsun başak burcuyum falan diyorsun
+ne alâkası var
-mitolojideki yunan tanrılarının yıldızlarının etkin olduğu aylarda doğduğunu bu tanrılara ait özellikleri vs...
+sana yemin ederim inanmak değil de bu tür şeyleri bilmek
...
-iyi de senin iki lafından biri vallahi billahi, yemin ederim vs... olmadığını iddia ettiğin bir tanrı için mi yemin ediyorsun?
+vallaha çok zor adamsın yaa, seni rahatsız ediyorsa görüşmezsin olur biter
-gördün mü bak *))

halamın ismidir, keziban olarak da telaffuz edilir.

hareketli bir barış manço şarkısı.
baba parası yiyip babasının yüreğine ateş düşüren, düz ovada yolunu şaşıran, dünyalar güzeli kezbanın bir bakışına yollara düşüp sarı sarı bileziği koluna takan bir hayırsız evladı konu alır.

anacığımın adı.