1.
türk psikiyatr, yazar ve sunucu olan gülseren budayıcıoğlu’nun bir başka eseridir.
bu sefer psikiyatrimizin hastası, küçük yaşlarda öz babasının tacizine uğramış bir kadının kendi ayaklar üstünde nasıl durduğunu ve bu yaşa gelene kadar nasıl içindeki taşla baş ettiği anlatılmaktadır.
ana kahramanımız ayşe kötü bir ailede kötü bir çocukluk geçirerek büyümüştür. ayşe’nin en büyük dostu, destekçisi, aşkı ise her hafta sonu teyzesiyle gittiği ayakkabıcı da tanıştığı,orada çalışan olan alidir. yıllar geçse de, birbirlerinden ayrılsalar da ali ne yapıp edip bu çöp kız ayşeyi koca istanbul da bulmuş ve tekrar bir araya gelmek için elinden geleni yapmıştır. ancak tanıdığı ayşe değişmiştir. ve bu yüzden ayşenin korkuları vardır.bu yüzden ali’nin onu artık istemeyeceğini düşünür çünkü geçmişinde olanlardan utanmaktadır ve bunu aliye nasıl açıklayacağını bilemez. ayşe bu olanları çözmek tekrar bir araya gelmek için aliyi de gülseren hanımdan psikiyatrik tedavi almasını küçüklükten bu yana başına gelen her şeyi anlatmasını ve gülseren hanımdan yardım etmesini ister ancak öyle bazı korkularının geçeceğini söyler. ve ali sevdiği biricik ayşe için bunu kabul eder. artık ikisi de birlikte olabilmek için buraya gelirler. ikisi de sorunlarını çözmek için uğraşırlar. ancak olaylar bu kadar değildir. küçük yaşlardan bu yaşlara kadar ayşe’nin başından geçenler,tanık oldukları ve her seferinde yıkılmasına sebep olan bir çok olay vardır. ve bunlar ayşe’nin hayatına her zaman engel olmuştur ancak kitabın sonunda mutluluğu yakalar.
aslında yazara karşı çok fazla önyargılıydım. çünkü hastalarının hikayelerini, ne kadar hastalarından izin alsa da yayınlamak, bunları dizi,film,kitap haline getirmek benim etik değerlerime uymuyor. ancak yazdıkları ve insanların başından geçen olaylar umarım gerçekten bazı insanlara ders ve destek niteliğinde oluyordur.
çok güzel ancak bir o kadar da hüzünlü ayşe’nin öyküsü hem de sizleri ağlatabilecek kadar.
keyifli okumalar.
bu sefer psikiyatrimizin hastası, küçük yaşlarda öz babasının tacizine uğramış bir kadının kendi ayaklar üstünde nasıl durduğunu ve bu yaşa gelene kadar nasıl içindeki taşla baş ettiği anlatılmaktadır.
ana kahramanımız ayşe kötü bir ailede kötü bir çocukluk geçirerek büyümüştür. ayşe’nin en büyük dostu, destekçisi, aşkı ise her hafta sonu teyzesiyle gittiği ayakkabıcı da tanıştığı,orada çalışan olan alidir. yıllar geçse de, birbirlerinden ayrılsalar da ali ne yapıp edip bu çöp kız ayşeyi koca istanbul da bulmuş ve tekrar bir araya gelmek için elinden geleni yapmıştır. ancak tanıdığı ayşe değişmiştir. ve bu yüzden ayşenin korkuları vardır.bu yüzden ali’nin onu artık istemeyeceğini düşünür çünkü geçmişinde olanlardan utanmaktadır ve bunu aliye nasıl açıklayacağını bilemez. ayşe bu olanları çözmek tekrar bir araya gelmek için aliyi de gülseren hanımdan psikiyatrik tedavi almasını küçüklükten bu yana başına gelen her şeyi anlatmasını ve gülseren hanımdan yardım etmesini ister ancak öyle bazı korkularının geçeceğini söyler. ve ali sevdiği biricik ayşe için bunu kabul eder. artık ikisi de birlikte olabilmek için buraya gelirler. ikisi de sorunlarını çözmek için uğraşırlar. ancak olaylar bu kadar değildir. küçük yaşlardan bu yaşlara kadar ayşe’nin başından geçenler,tanık oldukları ve her seferinde yıkılmasına sebep olan bir çok olay vardır. ve bunlar ayşe’nin hayatına her zaman engel olmuştur ancak kitabın sonunda mutluluğu yakalar.
aslında yazara karşı çok fazla önyargılıydım. çünkü hastalarının hikayelerini, ne kadar hastalarından izin alsa da yayınlamak, bunları dizi,film,kitap haline getirmek benim etik değerlerime uymuyor. ancak yazdıkları ve insanların başından geçen olaylar umarım gerçekten bazı insanlara ders ve destek niteliğinde oluyordur.
çok güzel ancak bir o kadar da hüzünlü ayşe’nin öyküsü hem de sizleri ağlatabilecek kadar.
keyifli okumalar.
devamını gör...