1.
sigmund freud'un, arthur schopenhauer’den ilhamla oluşturduğu kuramdır. gelin biraz ayrıntılarına göz atalım. insan ilişkilerinin bir haritasını çıkaran freud’a göre, ilişki kurma kabiliyetleri açısından insanlar 4'e ayrılıyormuş. bu insanlar 4 çeşit kirpi ve 4 çeşit aşık olarak nitelendirilebilir.
(1) başka insanlara, onların vereceği acıları hissetmediği bir noktaya kadar yaklaşabilenler, (2) yüreği kanasa da ilişkilerini sürdüren ve acılara aldırmayanlar, (3) acılara dayanma gücü olmadığı için kendilerini geri çeken aşırı temkinliler ve son olarak (4) kendi kendine yetebilenler ve kimseye sıkıntı vermemek/çekmemek için yalnız yaşamayı tercih edenler.
psikanalizin babası sayılan freud'un bir kirpi takıntısı olduğu da söylenmekte. çalışma masasında bir kirpi biblosu bulunurmuş ve gözünü ondan hiç ayırmazmış. *
bu konudaki rivayet de şu şekildeymiş: seminer vermek üzere abd’ye giden freud yolculuk öncesinde şöyle bir espri yapmış: “amerika’ya giderken en büyük umudum, yolda su katılmamış vahşi bir kirpiye rastlamak ve ona ilişki kurmanın sırlarını öğretmek…” *
ayrıntılı edebi örneklerle zenginleştirmek için kaynak
(1) başka insanlara, onların vereceği acıları hissetmediği bir noktaya kadar yaklaşabilenler, (2) yüreği kanasa da ilişkilerini sürdüren ve acılara aldırmayanlar, (3) acılara dayanma gücü olmadığı için kendilerini geri çeken aşırı temkinliler ve son olarak (4) kendi kendine yetebilenler ve kimseye sıkıntı vermemek/çekmemek için yalnız yaşamayı tercih edenler.
psikanalizin babası sayılan freud'un bir kirpi takıntısı olduğu da söylenmekte. çalışma masasında bir kirpi biblosu bulunurmuş ve gözünü ondan hiç ayırmazmış. *
bu konudaki rivayet de şu şekildeymiş: seminer vermek üzere abd’ye giden freud yolculuk öncesinde şöyle bir espri yapmış: “amerika’ya giderken en büyük umudum, yolda su katılmamış vahşi bir kirpiye rastlamak ve ona ilişki kurmanın sırlarını öğretmek…” *
ayrıntılı edebi örneklerle zenginleştirmek için kaynak
devamını gör...
2.
aslında, insanların birbirleriyle ''sosyal mesafeyi koru'' ile ilgili bir kuramdır.
hikayemiz şöyle;
---bir kış günü, kirpiler soğuktan tir tir titrerken, birbirlerinin sıcaklıklarından yararlanmak için yaklaşırlar.
---anam o da ne yaklaşmalarından mütevellit, dikenleri birbirlerine batar, canları yanar.
--- dikenlerin birbirine batmaması için uzaklaşırlar
---böylece, dikenlere katlanılacak mesafeyi bulup, soğuktan korunabilecekleri ''uygun mesafe''yi böylelikle bulurlar.
hayatımızdaki monotonluk ve sıkıcılık bizi bir araya getirirken, itici ve katlanılmaz davranışlarımız bizi birbirimizden uzaklaştırır.
birbirimize tahammül edeceğimiz ortak mesafeyi ise, nezaket ve görgü kuralları ile sağlarız.
nezaket ve görgü kuralları, sıcaklık ihtiyacını ''kusurlu'' bir biçimde bize verirken, dikenlerimizin batması hissedilmeyecektir.
mesafenizi koruyunuz efem, birilerine batıp, kimsenin canını yakmayınız...
hikayemiz şöyle;
---bir kış günü, kirpiler soğuktan tir tir titrerken, birbirlerinin sıcaklıklarından yararlanmak için yaklaşırlar.
---anam o da ne yaklaşmalarından mütevellit, dikenleri birbirlerine batar, canları yanar.
--- dikenlerin birbirine batmaması için uzaklaşırlar
---böylece, dikenlere katlanılacak mesafeyi bulup, soğuktan korunabilecekleri ''uygun mesafe''yi böylelikle bulurlar.
hayatımızdaki monotonluk ve sıkıcılık bizi bir araya getirirken, itici ve katlanılmaz davranışlarımız bizi birbirimizden uzaklaştırır.
birbirimize tahammül edeceğimiz ortak mesafeyi ise, nezaket ve görgü kuralları ile sağlarız.
nezaket ve görgü kuralları, sıcaklık ihtiyacını ''kusurlu'' bir biçimde bize verirken, dikenlerimizin batması hissedilmeyecektir.
mesafenizi koruyunuz efem, birilerine batıp, kimsenin canını yakmayınız...
devamını gör...
3.
insanlara karşı belli bir mesafede durmamız gerektiğini hatırlatan kuramdır.
'fazla samimiyet tez ayrılık getirir' sözünü yineler. insanlar yalnızlıktan hiçbir zaman hoşnut değildir. bu yüzden etrafı ona benzeyen ya da yanına çekilen insanlarla doludur. çünkü insan tabiatı gereği paylaşmak ister. bu paylaşımlar bazen bağımlılık getirir. fazla verilen değer kişinin bencil kimyasını tetikler. görünen o ki, insan yalnız kalmadığı zamanda hoşnut değildir. bu kuram aynı zamanda ikilemdir.
'fazla samimiyet tez ayrılık getirir' sözünü yineler. insanlar yalnızlıktan hiçbir zaman hoşnut değildir. bu yüzden etrafı ona benzeyen ya da yanına çekilen insanlarla doludur. çünkü insan tabiatı gereği paylaşmak ister. bu paylaşımlar bazen bağımlılık getirir. fazla verilen değer kişinin bencil kimyasını tetikler. görünen o ki, insan yalnız kalmadığı zamanda hoşnut değildir. bu kuram aynı zamanda ikilemdir.
devamını gör...
4.
insanın sosyal bir varlık oluşu olgusuna olan hümanist yaklaşımların geneli doğuştan sakat olduğu için bir şey ifade etmediğini düşündüğüm, hakkını teslim etmeye yanaşmadığım kuram.
devamını gör...
5.
insanlarla bu devirde siyaset din futbol gibi şeyler konusmazsaniz aa ne kadar çok ortak noktamız varmış gibi mi. yoksa valla birbirlerinden alsiveris yapmıyor insanlar öyle bir ayrılık oluyor.
alttan alta kinlenmeler oluyor. hangimizde olmuyor.
ortak iş mecburi insan iliskilerinin olduğu yerde böyle kirpi kuramına uymak herkes için en iyisi evet.
alttan alta kinlenmeler oluyor. hangimizde olmuyor.
ortak iş mecburi insan iliskilerinin olduğu yerde böyle kirpi kuramına uymak herkes için en iyisi evet.
devamını gör...
6.
daha çok schopenhauer ile bilinen ama freud'un da kullandığı bir metafor. özetle; yakın ilişki zordur, çok sokulursak birbirimize zarar vermememiz imkansızdır.
“soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü." arthur schopenhauer -"parerga ve paralipomena: kısa felsefi denemeler" 1851.
schopenhauer, insanlar arasında da bu tür bir ikilemin yaşandığını söyler. bir kişi bir başkasıyla sıkı fıkı bir ilişki kurmayı ister ama yakınlaşma, potansiyel olarak çatışma ve provokasyon riskini taşır. çünkü insanın da davranışları ve sözleri "ok" gibi can yakıcı olabilir.
“soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü." arthur schopenhauer -"parerga ve paralipomena: kısa felsefi denemeler" 1851.
schopenhauer, insanlar arasında da bu tür bir ikilemin yaşandığını söyler. bir kişi bir başkasıyla sıkı fıkı bir ilişki kurmayı ister ama yakınlaşma, potansiyel olarak çatışma ve provokasyon riskini taşır. çünkü insanın da davranışları ve sözleri "ok" gibi can yakıcı olabilir.
devamını gör...
7.
çok yaklaşma yanarsın
çok uzaklaşma donarsın
çok uzaklaşma donarsın
devamını gör...