#ödüllü filmler
orijinal adı: kurz und schmerzlos
almanya doğumlu ünlü filmci fatih akın'ın getürkt ve sensin adlı kısa filmlerinin başarısıyla finanse edebilip çektiği ilk uzun metrajlı işi olan, hamburg sokaklarında çekilen ve prömiyerini locarno enternasyonal film festivali'nde yapan ve bununla birlikte kimi başka festivallerden ödüllerle dönen 1998 çıkışlı suç ve drama filmidir. yapımda; türk cebrail, sırp bobby ve yunan costa; hamburg'un altona bölgesinde bir mahalle çetesi kurmuşlardır. cebrail yeni hapisten çıkar ve kriminal geçmişini unutup hayatında yeni bir sayfa açma amacındadır ancak diğer arkadaşlarının hala suçlara karışıyor olması onu da bir biçimde suç dünyasına yeniden çekecek midir? filmde yönetmen fatih akın'ın uyuşturucu satıcısı neco olarak kısa bir rolü de vardır.
almanya doğumlu ünlü filmci fatih akın'ın getürkt ve sensin adlı kısa filmlerinin başarısıyla finanse edebilip çektiği ilk uzun metrajlı işi olan, hamburg sokaklarında çekilen ve prömiyerini locarno enternasyonal film festivali'nde yapan ve bununla birlikte kimi başka festivallerden ödüllerle dönen 1998 çıkışlı suç ve drama filmidir. yapımda; türk cebrail, sırp bobby ve yunan costa; hamburg'un altona bölgesinde bir mahalle çetesi kurmuşlardır. cebrail yeni hapisten çıkar ve kriminal geçmişini unutup hayatında yeni bir sayfa açma amacındadır ancak diğer arkadaşlarının hala suçlara karışıyor olması onu da bir biçimde suç dünyasına yeniden çekecek midir? filmde yönetmen fatih akın'ın uyuşturucu satıcısı neco olarak kısa bir rolü de vardır.
*thessaloniki film festivali (1998) - en iyi aktör [mehmet kurtuluş]
*locarno enternasyonal film festivali (1998) - özel ödül [adam bousdoukos] [aleksandar jovanovic] [mehmet kurtuluş]
*angers avrupa ilk film festivali (1999) - jean carment ödülü [aleksandar jovanovic]
*bavarya film festivali (1999) - en iyi yönetmenlik - genç film (regienachwuchspreis) [fatih akın]
*grimme ödülü (2001) - adolf grimme ödülü: kurgu/eğlence
*locarno enternasyonal film festivali (1998) - özel ödül [adam bousdoukos] [aleksandar jovanovic] [mehmet kurtuluş]
*angers avrupa ilk film festivali (1999) - jean carment ödülü [aleksandar jovanovic]
*bavarya film festivali (1999) - en iyi yönetmenlik - genç film (regienachwuchspreis) [fatih akın]
*grimme ödülü (2001) - adolf grimme ödülü: kurgu/eğlence
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "apollonia" tarafından 27.07.2024 22:36 tarihinde açılmıştır.
1.
türk-alman yönetmen fatih akın'ın 1998 yılında çıkardığı ve kendisinin ilk uzun metrajlı filmidir.
dram türünde olan film üç arkadaşın hikayesini konu almaktadır. üçü de göçmen olan bu çocukluk arkadaşları, hamburg'un altona semtinde yaşarlar.
gabriel, costa ve bobby, aralarından su sızmayan üç arkadaştır. gabriel, yani cebrail, türk göçmen; costa yunan göçmen ve bobby sırp göçmendir. bir sebepten doları gabriel hapse girmiştir ve film, onun hapisten çıkıp yeniden hayatını düzene kuracağı gün ile başlar.
grubun yere bakan yürek yakan serserisi bobby ve her türlü hırsızlık gibi pis işleri halleden ve kolay yoldan para kazanan costa'nın yanı sıra, türk olan karakterimiz gabriel; delikanlı, adam gibi adam gösterilmiştir.
hapis ardından üç arkadaş da hayallerinin ve fikirlerinin ne denli farklı olduğunu fark ederler. sonunda git gide koparlar. bobby 'büyük adam' olma istekleri doğrultusunda mafyaya katılır ve büyük bir suç işlemeye hazırlanır. arkadaşlıklarına en büyük ihanet bobby'nin bu hareketiyle gelmiştir ve üçlü, giderek birbirinden bağımsızlaşır. ihanet, arkadaşlık, göçmenlik gibi bir sürü temanın işlendiği bir filmdir.
özellikle fatih akın'ın tüm filmlerinde görülebilecek bir göç/göçmen - kimlik arayışı, kültürel çatışmalar burada da kendini belli eder. karakterler hem birbirleriyle ayrışır, hem de kendi iç çatışmaları süregeliyor.
fatih akın, ilk filmi olmasına rağmen böyle bir anlatıma sahip olduğu için çok ilgi görmüş ve beğeni toplamıştır. bu da diğer filmlerinin önünü açmıştır (şükür ki!)
bir de yönetmenin huyudur, aynı oyuncuları kullanmayı pek sever. diğer 6-7 filminde de oynattığı aleksandar jovanoviç, burada da bobby olarak karşımızdaydı.
türk karakteri mehmet kurtuluş oynuyordu ve inanılmaz yakışan bir rol olmuştu. yağız bir türk delikanlı rolü, 26 yaşındaki mehmet kurtuluş'a inanılmaz yakışmıştı. çok karizmaydı.
fatih akın filmlerinde arada giren türkçe şarkıların hissettirdiği mutluluğu çoğu zaman hissedemiyorum. insan çocuk gibi heyecanlanıyor. durup dururken sezen aksu duymak hoş oluyor.
ve yine fatih akın'ın huyudur: filmlerinde abisini oynatmak. ilk filmde de abisi olmazsa olmaz olmuş ve cem akın'ı bu filmde de görebiliyoruz. bu oyuncu seçimleri ve işlediği günlük konular bana inanılmaz samimi ve değerli geliyor. fatih akın sinemasını çok seviyorum. özellikle duvara karşı gibi bir harikası varken adamın!...
bu film, ilk uzun metrajlı filmi olduğu için, bir nebze acemi işi olarak bakılabileceği için çok eleştirmek istemiyorum. sadece, fatih akın çok sıradan görünen hatta bazıları için saçma görünen konular bile ele alabilir, işleyebilir. fatih akın, alt metinleri çok seven biri. herkesin alt metin okuyamadığını fark etse bile tarzından ödün vermemesi ona saygımı arttırıyor.
filmlerini her izlediğimde başka bir şey dikkatimi çekiyor, hele film okumasında aklım duracaktı şaşkınlıktan mesela. sadece karakterler ve diyaloglara verdiği alt metinler değil; çekim açıları, ışıklar, dekor.. her şeyi o kadar ince düşünüyor ki, bu adam sinema için yaratılmış!
bu film nezdinde olmasa da fatih akın'a sevgilerimi sunuyooooorrrumm.. mutlaka 1-2 filmine şans veriniz..
dram türünde olan film üç arkadaşın hikayesini konu almaktadır. üçü de göçmen olan bu çocukluk arkadaşları, hamburg'un altona semtinde yaşarlar.
gabriel, costa ve bobby, aralarından su sızmayan üç arkadaştır. gabriel, yani cebrail, türk göçmen; costa yunan göçmen ve bobby sırp göçmendir. bir sebepten doları gabriel hapse girmiştir ve film, onun hapisten çıkıp yeniden hayatını düzene kuracağı gün ile başlar.
grubun yere bakan yürek yakan serserisi bobby ve her türlü hırsızlık gibi pis işleri halleden ve kolay yoldan para kazanan costa'nın yanı sıra, türk olan karakterimiz gabriel; delikanlı, adam gibi adam gösterilmiştir.
hapis ardından üç arkadaş da hayallerinin ve fikirlerinin ne denli farklı olduğunu fark ederler. sonunda git gide koparlar. bobby 'büyük adam' olma istekleri doğrultusunda mafyaya katılır ve büyük bir suç işlemeye hazırlanır. arkadaşlıklarına en büyük ihanet bobby'nin bu hareketiyle gelmiştir ve üçlü, giderek birbirinden bağımsızlaşır. ihanet, arkadaşlık, göçmenlik gibi bir sürü temanın işlendiği bir filmdir.
özellikle fatih akın'ın tüm filmlerinde görülebilecek bir göç/göçmen - kimlik arayışı, kültürel çatışmalar burada da kendini belli eder. karakterler hem birbirleriyle ayrışır, hem de kendi iç çatışmaları süregeliyor.
fatih akın, ilk filmi olmasına rağmen böyle bir anlatıma sahip olduğu için çok ilgi görmüş ve beğeni toplamıştır. bu da diğer filmlerinin önünü açmıştır (şükür ki!)
bir de yönetmenin huyudur, aynı oyuncuları kullanmayı pek sever. diğer 6-7 filminde de oynattığı aleksandar jovanoviç, burada da bobby olarak karşımızdaydı.
türk karakteri mehmet kurtuluş oynuyordu ve inanılmaz yakışan bir rol olmuştu. yağız bir türk delikanlı rolü, 26 yaşındaki mehmet kurtuluş'a inanılmaz yakışmıştı. çok karizmaydı.
fatih akın filmlerinde arada giren türkçe şarkıların hissettirdiği mutluluğu çoğu zaman hissedemiyorum. insan çocuk gibi heyecanlanıyor. durup dururken sezen aksu duymak hoş oluyor.
ve yine fatih akın'ın huyudur: filmlerinde abisini oynatmak. ilk filmde de abisi olmazsa olmaz olmuş ve cem akın'ı bu filmde de görebiliyoruz. bu oyuncu seçimleri ve işlediği günlük konular bana inanılmaz samimi ve değerli geliyor. fatih akın sinemasını çok seviyorum. özellikle duvara karşı gibi bir harikası varken adamın!...
bu film, ilk uzun metrajlı filmi olduğu için, bir nebze acemi işi olarak bakılabileceği için çok eleştirmek istemiyorum. sadece, fatih akın çok sıradan görünen hatta bazıları için saçma görünen konular bile ele alabilir, işleyebilir. fatih akın, alt metinleri çok seven biri. herkesin alt metin okuyamadığını fark etse bile tarzından ödün vermemesi ona saygımı arttırıyor.
filmlerini her izlediğimde başka bir şey dikkatimi çekiyor, hele film okumasında aklım duracaktı şaşkınlıktan mesela. sadece karakterler ve diyaloglara verdiği alt metinler değil; çekim açıları, ışıklar, dekor.. her şeyi o kadar ince düşünüyor ki, bu adam sinema için yaratılmış!
bu film nezdinde olmasa da fatih akın'a sevgilerimi sunuyooooorrrumm.. mutlaka 1-2 filmine şans veriniz..
devamını gör...