1.
cözülemeyen sudoku ukdesi.
bireyin ilk diktatör yancısı olma deneyimidir, güç karşısındaki iradesi test edilir; testi kaybedenler tüm vaktini aralarında geçirdiği insanları diktatöre teslim etmek üzere fişler.
fişleme beyanıdır.
bireyin ilk diktatör yancısı olma deneyimidir, güç karşısındaki iradesi test edilir; testi kaybedenler tüm vaktini aralarında geçirdiği insanları diktatöre teslim etmek üzere fişler.
fişleme beyanıdır.
devamını gör...
2.
sevdiği kızdan başka herkesi yazan 9 yaşındaki sınıf başkanı sözü.
devamını gör...
3.
4.
sınıf başkanı geleneksel repliği.
ilkokul ve lise.. ne güzel başkanlık yapardım. seçilmediğim dönemlerde nefret dolardım.
ve ben neredeyse gıcık olduğum herkesi yazardım. kankalarımı da yazardım ama. onlara az çarpı koyardım *
ilkokul ve lise.. ne güzel başkanlık yapardım. seçilmediğim dönemlerde nefret dolardım.
ve ben neredeyse gıcık olduğum herkesi yazardım. kankalarımı da yazardım ama. onlara az çarpı koyardım *
devamını gör...
5.
her seferinde yazilan ben .
devamını gör...
6.
bu yetkiyi; sınıfın en hareketli, en kuduruk, en atom bombası etkisi yaratan öğrencisine verdiğinizde görün etkiyi.
bu, olayın kaynağına inmek kaleyi içten fethetmektir.
bu, olayın kaynağına inmek kaleyi içten fethetmektir.
devamını gör...
7.
dedikodu yapıp yapıp sonra da aaaa biz olanı söylüyoruz diyen teyzemlerle ölümüne kapışır. yaz dostum, güzel sevmeyene adam denir mi?
devamını gör...
8.
sınıf başkanının fişleme repliğidir. bu tip, genellikle konuşanları değil de gıcık olduğu isimleri tahtaya yazar.
devamını gör...
9.
öff bir de ertesi güne teneffüse çıkmama cezası olurdu bundan.. sınıf başkanı histerik kız böyle konuşanları yazıyorum derken cinnet geçirircesine kızar bağırırdı fenaydı. yılbaşı çekilişinde bir arkadaşıma çıkmıştı onun ismi hediye almak üzere gitmiş evde yeni alınmış bitkilerden kaktüs olanını hediye etmiş kız ağlamış ne gülmüştük anlattığında.
devamını gör...
10.
yaz ya.... mı da yaz denilir.
devamını gör...
11.
eğitim hayatım konuşanların yazıldığı o tahtada hiç silinmeyen ismime, en arka sıralardan simsar gibi gülerek bakışmamla geçti...
aslında çok basit gibi görünüyor ama aslında o zamanlardan belliymiş; sivrilen tiplerin yadırgandığı, oyunu kuralına göre oynamayanların "işte bu" diye parmakla gösterildiği, ezilmeye ve herkesleştirilmeye çalışıldığı... beni susturmaya çalışmaları yerine keşke "neden bu kadar konuşuyorsun" diye sorsalardı, mantıklı açıklamalarım vardı elbette. ama hiç sormadılar; bende hiç susmadım :)
aslında çok basit gibi görünüyor ama aslında o zamanlardan belliymiş; sivrilen tiplerin yadırgandığı, oyunu kuralına göre oynamayanların "işte bu" diye parmakla gösterildiği, ezilmeye ve herkesleştirilmeye çalışıldığı... beni susturmaya çalışmaları yerine keşke "neden bu kadar konuşuyorsun" diye sorsalardı, mantıklı açıklamalarım vardı elbette. ama hiç sormadılar; bende hiç susmadım :)
devamını gör...