konya’da 3 katlı bir binanın çökmesi

buradan

öle öle bir hal olduk. bugün biri ölmez herhalde diyoruz yine birileri ölüyor. ülke değil tımarhane.

üzücü bir haber. umarım can kaybı olmaz. geçmiş olsun içerideki insanlara.

yine ucu rteye uzanan bir ihmal ve iş bilmezlik örneğidir. ülkede denetim yok, bütün belgelerinizi rtenin avantasını aldığı özel şirketlere para sıvayarak naylon şekilde alabiliyorsunuz. yaşadığınız her anı kar sayın. devlet var ama içinde adam yok.

başsorumlusunun akp olduğu o kasıtlı olaydır ve içinde bolca ağır ihmal içermektedir.

3 katlı binanın iki katı boşmuş 1. katta yaşayan 5 kişiden 2'si yaralı olarak kurtulmuş. diğer 3 kişinin aranmasına devam ediliyormuş.
bu ülkede normal eceli ile ölen birine tanık olursam cenaze namazı kılacağım söz..
buradan

adam “aile yılı” dedi, aile kalmayacak bu gidişle.

her gün bir noktada çürüyen, dökülenn, çöken yanan ölen bir sistem..
ve seyreden ve birbirini suçlamak için fırsat bekleyen potansiyel kurban insanlar..
hepsi ağır vergi, zam, ceza altında ve yükleri hergün biraz daha artıyor..
hamdolsun! başlarında bir hokümatları, accaip yetkili yöneticileri, kendilerine derhal iban atan bir devletleri var.. ya olmasaydı..!

binanın yıkılma sebebi, yaşam alanını büyütmek için kolonların kesilmesi olarak gösteriliyor. duvarları yıkıp, balkonu içeri alarak extra odalar vs. yapıldığı söyleniliyor. an itibariyle 200den fazla personelle enkaz araması yapılıyor. sorumlular diğer vahşet gibi 10 gün sonra mı bulunacak merak konusu.

7 üstü bir deprem olsa şehrin yüzde 70inin öleceğini gösteren yıkım.

fakiri 'sahte içkiden'

zengini 'otel yangınından'

orta hallicesi de 'kolonu kesik bina çökmesinden' ölür

öyle bir ülke ki şu olay diğerlerinin yanında sönük kaldı

göz göre göre gelmiş felaket...

3 gün önceden apartman görevlisi uyarmış. buna rağmen 5 kişi göçük altında kaldı. 2'si sağ kurtarıldı, 1'i de sağ ama henüz çıkarılmadı sanırım. fakat 2 kişinin yeri tespit edilemedi daha. umarım hayattadır onlar da. kaynak

hiçbirimiz, hiçbir yerde güvende değiliz. evimizde otururken bile...

sebep olanlar; mutlu musunuz? bu çürümüş, kokuşmuş, iğrenç düzene zerre kadar katkısı olan herkes katildir!

bakalım bir sonraki felaket ne zaman gerçekleşecek. acaba bu sefer biz mi sayı olacağız yoksa sevdiklerimiz mi?

adam sürekli 3 çocuk diyip duruyor; yenisini hayata getirmekle uğraşacağına, zaten var olanı hayatta tutmakla hiç ilgilenmiyor. belki de sorun yeterli oranda doğmamamız değil, yeterli süre hayatta kalamadan erkenden ölmemizdir.

madende ölüyoruz, depremde ölüyoruz, açlıktan ölüyoruz, kötü iş koşullarında ölüyoruz, güvensiz sokaklarda öldürülüyoruz, siyasi sebeplerle ölüyoruz, borçlar yüzünden intihar ediyoruz, sıkıntı stresten ölüyoruz, hastalıktan ölüyoruz.
ölmenin binbir türlü yolunu bulduk da yaşamanın bir yolunu bulamadık.

suçlusu, ne devlettir, ne belediye, ne mütayit, ne müyendist, ne usta ne de işçi. suçlusu ev sahabısı ve içinde oturanlardır! bu bizde beyle.

zümrüt apartmanı 2