kopya çeken yazarlar

lise 1...
fizik sınavındayız.
fizik hocası kareteci, boksör.
birini dövmeye başladığında ; görenler, dayak yiyen çocuğa acıyor.

elimde kopya kağıdı, en arka sıradayım.
hemen, aceleyle ; sorularda sorulan fizik formüllerini yazdım.
gerisi kolay, formül olduktan sonra, soruyu çözersin.
fizikçi ; kopya çektiğimi fark etmiş veya şüphelenmiş...
hızla bana doğru geliyor.

o zamanlar 7-8 cm genişliğinde pantolon kemerleri modaydı.
kopya kağıdını ; pantolonumla, kemerin arasına sıkıştırdım.
yanıma geldi.
ceketimi çıkarttı.
ceplerini ve astar içlerini titizlikle kontrol etti.
pantolonumun bel içine elini sokarak ; belimi yokladı.
pantolon ceplerim de kontrolden geçti.
ayakkabılarımı çıkarttı, içlerine baktı.
çoraplarımın içine de baktı.

++ özür dilerim.
++ kopya çektiğini zannettim, diyerek gitti.

teneffüste sınıf arkadaşlarım beni tebrik etmek için sıraya girdiler.
olmaz denileni başarmıştım.
fizikçinin sınavında kopya çekip yakalanmamış ve dayak yememiştim.

bir daha o fizikçinin sınavında kopya çekmedim.
cesaret edemedim.

online eğitim sürecindeki her sınavda...

okul hayatım kopya çekmekle geçti. en sonunda hukuk mezunu oldum. ama böyle hiç tadı çıkmıyor. örneğin çok sevdiğiniz bir oyunu oynuyorsunuz diyelim. oyunda para hilesi kullanıp her şeye sahip olunca o en sevdiğiniz oyunun nasıl tadı kaçıyorsa bu durumda biraz böyle.

amatör olanlarından olarak, dahil olduğum başlık.
elime yazılar yazardım, artık denk geldiyse ne ala, değilse mualla.
yaptığıma, elimi not defteri olarak kullanmak da diyebiliriz.
hala aklıma bir şey gelse ilk elime yazarım.
misal: yarın için unutmamam gereken notum.