1.
açıkçası pek iyi değildir. dedikodu başta olmak üzere pek çok rahatsız edici şeylerle karşılaşma ihtimaliniz fazladır. gün içerisinde aynı insanla bilmem kaç defa karşılaşırsınız. farklı giyim tarzınız varsa insanlar tuhaf tuhaf bakar.
devamını gör...
2.
sürekli aynı yüzleri görmek, maalesef herkesi tanıyıp tanınmakla sonuçlanır.
ve iğrençtir.
hiç de göründüğü gibi sıcak sevimli bir ortam yok.
ve iğrençtir.
hiç de göründüğü gibi sıcak sevimli bir ortam yok.
devamını gör...
3.
bu yaşadığınız ilçenin coğrafi ve sosyal konumu aslında ayıraç olarak, çok önemlidir.
ege veya akdenizde, ağaçlar, yeşillikler ve deniz içinde yaşıyorsanız...
gün görmüş, dışa dönük, görgülü, kültürlü insanlar arasında yaşıyorsanız çok keyiflidir.
fakaaaat...
doğuda veya çorak, çöl gibi bir yerlerdeyseniz...
üstüne üstlük dedikodu meraklısı, karınıza kızınıza ''başını örtsene'' diye karışan, her boka maydanoz, saygıdan ve insanlıktan nasibini almamış birileriyle yaşıyorsanız, hemen tayininizi isteyin.
ege veya akdenizde, ağaçlar, yeşillikler ve deniz içinde yaşıyorsanız...
gün görmüş, dışa dönük, görgülü, kültürlü insanlar arasında yaşıyorsanız çok keyiflidir.
fakaaaat...
doğuda veya çorak, çöl gibi bir yerlerdeyseniz...
üstüne üstlük dedikodu meraklısı, karınıza kızınıza ''başını örtsene'' diye karışan, her boka maydanoz, saygıdan ve insanlıktan nasibini almamış birileriyle yaşıyorsanız, hemen tayininizi isteyin.
devamını gör...
4.
bana hayatı sorgulatmaya başladı. ölünce ne olacak sorunsalının cevabını bu yerlerde düşünmemek zor. istisnasız her gün öğle ve ikindi zamanı sela duymaktan içim dışıma çıkacak. yaşlı veya hasta olsam her gün bunu duymaktan psikolojik olarak kötü etkilenirdim.
(bkz: sela okununca gelen hüzün)
gidiyor kim bilir nerelerde yaşıyor, ölünce vay efendim beni toprağıma gömün. köyümün yağmurlarında ıslanmak istiyorum. yargılamıyorum ama yanlış. 10k kişi ikamet eden ilçede her gün en az 2 vefat haberi duymak tehlikeli.
(bkz: sela okununca gelen hüzün)
gidiyor kim bilir nerelerde yaşıyor, ölünce vay efendim beni toprağıma gömün. köyümün yağmurlarında ıslanmak istiyorum. yargılamıyorum ama yanlış. 10k kişi ikamet eden ilçede her gün en az 2 vefat haberi duymak tehlikeli.
devamını gör...
5.
sıkıcıdır.
devamını gör...
6.
(bkz: allah sabır versin)
devamını gör...
7.
herkesin birbirinin eski sevgili olması gibi iğrenç bir durum oluşuyor.
devamını gör...
8.
devamını gör...
9.
allah sabır versin denilesi durumdur.
devamını gör...
10.
beni çıldırtırdı muhtemelen. düşünün ki tüm ilçe, iki sokak, bir ziraat bankası, bir karakol, bir de okuldan oluşuyor. alışveriş yapacağınız tek yer a101 ve bir de belediye fırını. sosyal tesis de ahalinin erkeklerinin fayans döşeyip yağlı kartlarla pastura oynadığı kaave.
örnek mi? ısparta'nın yenişarbademli ilçesi.
örnek mi? ısparta'nın yenişarbademli ilçesi.
devamını gör...
11.
şöyle söyleyeyim; yaşadığım ilçede trafik ışığı yok...evet gocaaa! ilçede trafik lambası yok... hiç bir yerinde. gerenk yok çünkü.
devamını gör...
12.
istanbuldan kaçıp küçük bir şehrin küçük bie ilçesine taşındım. kafam o kadar rahat ki anlatamam.
devamını gör...
13.
küçük ilçede yaşamak, tek caddesi olan bir kentte yaşamak bazılarına rutin bir hayat geliyor. ama iyi tarafından değerlendirilirse bu rutin hayat iyi bir durum. bu rutin, statik ve yaşamın yavaş aktığı ortam okumak, yazmak, kendini geliştirici hobiler yapmak için gayet uygun bir avantaj sağlıyor.
devamını gör...
14.
berbattır, yaşanmamalıdır, yaşanıyorsa da acilen oradan taşınılmalıdır.
insanların birbirini rahatsız edecek düzeyde yakından tanımasına vesile olması nedeniyle, ben gibi ketum, içe kapanık insanlar için zorlayıcıdır. insana bazen boğuluyormuş hissiyatı verir.
insanların birbirini rahatsız edecek düzeyde yakından tanımasına vesile olması nedeniyle, ben gibi ketum, içe kapanık insanlar için zorlayıcıdır. insana bazen boğuluyormuş hissiyatı verir.
devamını gör...
15.
ilçe de değil, kasabada yaşıyorum. o kadar rahatım ki anlatamam. sessiz sakin bir hayat en güzeli.
devamını gör...
16.
---! alıntı !---
şehir, caddeden her geçişle, ekonomik, mesleki ve toplumsal hayatın tüm temposu ve çeşitliliğiyle, ruhsal hayatın duygusal temelleri konusunda kasaba ve taşra hayatıyla kendisi arasında derin bir karşıtlık kurar. metropol farklılıklara bağımlı bir mahluk olarak insanı taşra hayatının gerektirdiğinden daha çok bilinçliliğe mecbur eder. taşrada hayatın ve duygusal zihinsel imgelerin ritmi daha yavaş, daha alışılmış ve düzenli şekilde akar. kasabalardaki duygulara ve duygusal ilişkilere dayalı ruhsal hayatın tersine, metropoldeki hayatın esasen düşünsel (itellectualistic) olduğunu görürüz. kasabadaki ilişkiler ruhun daha bilinçsiz katmalarına kök salmışlardır ve en rahat, en kesintisiz alışkanlıkların düzenli ritmi içinde serpilirler.
---! alıntı !---
georg simmel - metropol ve zihinsel hayat ( 1903 )
devamını gör...
17.
nüfusu yüz bin. ilgilendiğim nüfus: sıfır. gidip gelmeli iki caddesi var. bu bile bana çok geliyor. babam ölünce bahçeyi satıp bir köy evi satın alacağım.
devamını gör...
18.
karamurselde yasamistim 1 sene kalabildim.
bulundugu konum,ulasim,doga,deniz gayet guzel ama halkiyla yasamasi zor.
disaridan giden ogrencilere 10 kati evleri sokarlar ama nefret ederler.
7de tekel falan merkezde kapanir.
eve yakin iyi bi abimiz vardi sagolsun 11 e kadar ihtiyacimiza ulasabiliyoduk.
neyse sonraki seneler izmit e gectim 100km git gel yaptim ama karamursel de kalmadim.
yani buyuk sehirlerden gidenler ,ogrenciler icin zulumdur yasamasi.
ılerleyen yaslarda kucuk yerlerde cok guzel yasanir ama tabiki halkina bagli.
bulundugu konum,ulasim,doga,deniz gayet guzel ama halkiyla yasamasi zor.
disaridan giden ogrencilere 10 kati evleri sokarlar ama nefret ederler.
7de tekel falan merkezde kapanir.
eve yakin iyi bi abimiz vardi sagolsun 11 e kadar ihtiyacimiza ulasabiliyoduk.
neyse sonraki seneler izmit e gectim 100km git gel yaptim ama karamursel de kalmadim.
yani buyuk sehirlerden gidenler ,ogrenciler icin zulumdur yasamasi.
ılerleyen yaslarda kucuk yerlerde cok guzel yasanir ama tabiki halkina bagli.
devamını gör...
19.
yıllarca her amasra'ya gidişimde aklıma takılan fikir.
artık uzağım oralara, ama belki bir gün diyorum içten içe.
belki emekliliğe kısmet olur, bilemem.
gerçi sağım solum da belli olmaz, nasıl her şeyi yakıp canım izmir'e geldim. yine giderim bir gün...
ahşapla uğraşacağım ufak bir atölye, 8-12m bir tekne.
yeter.
oh, gündüzleri çalışıp geceleri mezgite düşerim.
hava kötüyse hop mustafa amca'da salataya gömülürüm, rakı bize eşlik eder.
olabilir ya, dur ben bunu ciddi ciddi düşüneyim.
artık uzağım oralara, ama belki bir gün diyorum içten içe.
belki emekliliğe kısmet olur, bilemem.
gerçi sağım solum da belli olmaz, nasıl her şeyi yakıp canım izmir'e geldim. yine giderim bir gün...
ahşapla uğraşacağım ufak bir atölye, 8-12m bir tekne.
yeter.
oh, gündüzleri çalışıp geceleri mezgite düşerim.
hava kötüyse hop mustafa amca'da salataya gömülürüm, rakı bize eşlik eder.
olabilir ya, dur ben bunu ciddi ciddi düşüneyim.
devamını gör...
20.
yararları kadar zararları da olan durum.
herkesin birbirini tanıması, ayağınıza diken batsa yardıma koşması, buna dezavantaj olarak da herhangi bir durumda, dedikodunuzun yapılacak olması durumu arasından seçim yaparsınız: yaşa ya da terk et.*
herkesin birbirini tanıması, ayağınıza diken batsa yardıma koşması, buna dezavantaj olarak da herhangi bir durumda, dedikodunuzun yapılacak olması durumu arasından seçim yaparsınız: yaşa ya da terk et.*
devamını gör...