başka bir sitedeki bana ait yazımdan alıntıdır.


termodinamiğin ikinci yasası bize evrendeki her şeyin düzensizliğe meyilli olduğunu ve karmaşık sistemlerde kaosun norm olduğunu söyler. yani doğal olarak evrenin dağınık olmasını beklersiniz.

ancak metronomların birbirleriyle senkron olduklarını, ayın yörüngesini, ateşböceklerinin eşzamanlı parlamalarını ve hatta doğanın düzensizlik eğilimine rağmen, kalbinizin atışını düzene sokan şeyleri nasıl açıklayacağız?

10 haziran 2000'de londra'da thames nehri üzerinde (bkz: millennium bridge) adında yeni bir yaya köprüsü açıldı ama kalabalık köprüyü doldururken ileri geri sallanmaya başladı polis köprüye erişimi kısıtladı, bu sefer de uzun kuyruklar oluştu. nihayet iki gün sonra 18 milyon sterline mal olan köprü tamamen kapandı ve iki yıl boyunca da öyle kaldı.

1831'de 60. tüfek birliğinden 74 erkeğin kuzey ingiltere'de getirilen asma köprüden geçerken senkronize ayak vurmaları köprünün çökmesine sebep olmuştu, bu çöküntüde 20 kişi yaralanmıştı.

neyse ki kimse ölmedi ama bundan sonra ingiliz ordusu tüm birliklere köprüleri geçerken uygun adım yürümemelerini emretti.

milenyum köprüsüne geri dönecek olursak, köprüden geçen insanlara bakılırsa bir ordunun parçası olmadığı halde insanların senkronize bir şekilde hareket ettiği görülebilir.


--30'uncu saniyeden itibaren--

her biri tamamen rastgele ve birbirlerinin tanımayan insanlar olmasına rağmen senkronize bir şekilde hareket ediyorlar. bu da köprüyü korkutan bir salınıma sevkediyor.

1656'da hollandalı fizikçi (bkz: christian huygens) ilk çalışan sarkaçlı saati icat etti. amaç güneşin veya yıldızların konumunu ölçüp zaman bilgisinden de faydalanarak denizcilerin dünyanın neresinde olduklarını bulmalarına yardımcı olmaktı.

huegen'in sarkaçlı saatleri gemideki ağır asılı bir kütleye bağlamayı planlıyordu. böylece saatin denizin dalgalanması ile savrulmasına engel olacaktı. ayrıca işi sağlama almak için yedekli olsun diye 2 saat bağlamayı düşünüyordu.

şubat 1665'te evde hastayken bu düzeneği test etti. saatlerinden ikisinin, sarkaçların saatlerce ileri geri sallanmasını izlerken, yarım saat kadar sonra fark etti ki, saatler bir süre sonra aynı anda birbirlerine zıt yönlerde senkronize bir şekilde hareket etmeye başlıyorlar.

emin olmak için sarkaçlara müdahele edip senkronizasyonu bozdu ancak 30 dakika içinde tekrar aynı duruma geri döndüler.

huygens, başta bu davranışın sarkaçlar arasındaki hava akımlarından kaynaklanmış olması gerektiğini düşündü.

bu yüzden aralarına büyük bir tahta yerleştirdi, ancak saatler senkronize olmaya devam etti, saatleri ayırdığında hava akımları değildi. huygens, iki saatin aynı ahşap kirişe asıldığı için senkronize olduğunu fark etti. böylece, mekanik titreşimleri bir saatten diğerine aktararak oluşan senkronizasyonu gözlemleyen ilk kişi oldu.

sonuç itibariyle aynı platform üzerinde duran metronomların zamanla senkronize olması da aynı durumun sonucuydu.

--metronomların senkronize olması--

şöyle ki başlangıçta farklı şekilde hareket eden metronomlar, üzerinde bulundukları platformun titreşimleriyle eş zamanlı hareket edinceye kadar her zıt yönde hareket edişlerinde mukavemet ile karşılaşırlar. bu mukavemet metronomun salınımı etkiler ve her seferinde salınım hızını düşürür, taa ki üzerinde bulunduğu zeminle aynı harmoniyi yakalayana kadar.

bu olaya ya da bunu açıklayan modele kuramoto modeli deniyor(muş)



bu model; her noktanın daire etrafında dönme hızının, doğal frekansına ve diğer tüm noktalardan ne kadar uzakta olduğuna bağlı bir miktara eşit olduğunu söylüyor. bu terimin boyutu, bağlantı kuvveti tarafından belirlenir.

bu modeli ateşböcekleri üzerinden düşünecek olursak; kuromoto modeli her ateş böceğinin diğeri üzerinde etkisi olduğu anlamına gelir.

bir ateş böceği, yakınında bir flaş görürse bundan etkilenir, ve biyolojik saatini buna uyumlu hale getirir, böylece olması gerekenden daha erken veya geç yanıp söner. böyleyken binlerce ateşböceğinin kısa zamanda aynı anda yanıp söndüklerini görebilirsiniz



ayrıca şöyle bir site denk geldi onu da buraya iliştiriyorum

suyun bir anda katılaşmaya/kristalleşmeye başlaması da bu alana giriyormuş.

budapeşte'de bir performanstan sonra alkışlayan seyircilere ait bu görüntülere bir bakalım

1'inci dakikadan itibaren göreceksiniz ki seyirciler hiç bir komut almadıkları halde senkronize oluyorlar.

gezegenler ve uyduları arasında da böyle bir ilişki vardır.

kalp ritminin bazı durumlarda değişmesi de yine bu durumla alakalıdır. bu da demek oluyor ki kağıt üzerinde birinin kalbini durdurmak mümkündür.

yazının başındaki milenyum köprüsüne dönecek olursak; milenyum köprüsünün bir ışık şeridi gibi görünecek şekilde tasarlanmış olması, tipik bir asma köprünün aksine benzersiz olması nedeniyle, onun salınım yapmasına neden olan şey, adım adım yürüyen insanlar mıydı?

inşaat mühendisliği literatüründe insan yürüme frekansına eşit rezonans frekansına sahip bir yaya köprüsü inşa edilmez diye bir kural varmış. insanlar saniyede yaklaşık iki adım atıyorlar. dolayısı ile köprüde iki hertzlik dikey yönde rezonans frekansı olmaması gerekiyor.

tek seferde bu önemli değil, ancak bu salınım sürekli tekrarlanıyorsa o zaman etkisini göstermeye başlar. bir sağ bir sol şeklinde atılan adımlar sadece dikeyde değil yatayda da etkisini gösterir. metronom örneğimizden hatırlayalım bu küçük salınımlar farkında olmadan insanların da uyum sağlamasına sebep olur. dolayısı ile çok kısa bir zamanda yeterince sayıya da ulaşınca (bu örnekte 166 kişi) artık bu senkronizasyon köprünün de yatayda sallanmasını arttırır.

yani köprünün sallanmasına neden olan senkronize yürüyen insanlar değildi. insanların senkronize bir şekilde yürümesini sağlayan sallanan köprüydü ve insanlar bu tuhaf penguen yürüyüşünü benimseyerek köprünün hareketine ayak uydurdukça, sonunda yanlışlıkla köprüye daha fazla enerji pompaladılar ve köprünün hareketini daha da kötüleştirdiler.

sorun böylece tespit edilmiş oldu. çözüm, güç dağılımını azaltmaktı. köprünün tamamına enerji dağıtan damperler yerleştirdiler. bu hesap hatası birkaç milyon sterline mal oldu.

kaynak
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kuramoto modeli" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim