kuran'ı hz. muhammed'in yazmış olma ihtimali

dünya'nın 7 günde yaratıldığı gibi akla-mantığa ve bilime aykırı, skandal bir yazıyı insan yazmayacakta kim yazacak? yeryüzünde ne söylendiyse insan söyledi ne yazıldıysa insan yazdı. (bkz: dinler insan ürünüdür)
hakka 40: "şüphesiz kur'an, çok şerefli bir elçinin sözüdür." bayraktar bayraklı meali
tekvir 19: "kuşkusuz o kur'an, değerli bir elçinin sözüdür." elmalılı hamdi yazır meali
kaynak: kuranmeali.com
not: doğaüstü olaylar yoktur, inanan da saftır.
evet, islam kolaylıklar dinidir ve bu dinde muhammed ağa'ya sayısız kolaylık vardır.
islam'ın kakafoni misali kendini tekrar eden paradoksal kısırdöngüsü
kuran'ın yazıldığı dönemde şimdiki gibi teknolojik araçlar yoktu, ulaşım sadece deve gibi binek hayvanlarla sağlanıyordu. mademki kuran'ın hükmü her asırda ve her çağda geçerliyse(!), her şeyi bilen(!) allah, kendi yarattığı insanoğlunun bir gün bilimde ve teknolojide gelişip otomobil, otobüs, uçak gibi ulaşım araçlarını icat edeceklerini ve bu son teknoloji araçlarla dünyada mesafelerin kısalacağını ve dünyanın küçük bir köye döneceğini bilmiyor muydu? sırf mekke'ye hacca gitmek için koskoca okyanusu binek bir hayvanla geçmek(!) nasıl saçma bir mantıktır öyle? bütün dinler insan beyninden uydurulmuş ilkel ve absürt şeylerdir.
kainatı yaratan kuran'ın allah'ının takıldığı mühim(!) meseleye bak: peygamber'in huysuzluk eden bazı karılarını azarlıyor. sizce böyle bir kitap, dünyadaki bütün insanlığa yol gösterebilir mi? kaldı ki yeryüzünde tonlarca küresel çapta önemli sorun varken? zooorrrttt...

şunu bilelim ki bütün kutsal kitaplar için bundan başka bir seçenek yoktur.
sadece kuran'ı bu kapsamda ele almayalım. hepsi birbirinden etkilenmiş. tevrat olmasa bugün kuran olmazdı.
isa da yeni şeyler söylemek ihtiyacı duymazdı içinde. lakin eğer öncesi varsa daha sonra farklı bir anlayış getirme ihtiyacı da kendini hissettirir...

belli ki inançlar bağımsız bir şekilde ortaya çıkmıyor. mevcut kaynaklardan yola çıkılarak, kültürden kültüre, zamandan zamana eklemeler ve çıkarmalar yapılmak koşuluyla doğuyor ve gelişiyor.

yüzyıllardır bilinen bazı hastalıklar hakkında tıbbın söylediklerinin ve tıptaki tedavi yöntemlerinin zaman içinde değişmiş olması, farklı ekoller ve yaklaşımların ortaya çıkması tıbbın bize vahye dayanmadığını, doğrusuyla yanlışıyla tamamen hekimlerin teşebbüslerine, çıkarımlarına
ve zaman içinde elde edilen sonuçlara dayandığını gösteriyorsa, dinlerin de inanç, toplu yaşam, insan davranışlarını yönlendirme, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleme, eskisinden daha farklı anlayışlar kazandırma, öte dünya, tanrı, cennet cehennem vb. şeyler için geliştirdiği söylemler tamamen içinde bulunduğu dönemin şartlarına, gereksinimlerine bağlı olarak ortaya çıktığını bize gösterir.

muhammed'i ve öncekileri bir peygamber olarak kabul etmek gerçekçilik ile asla ama asla bağdaşamaz.
insan olmanın ve dünyamızın hakikati bizlere var olduklarına inanılan bir takım ilahi güçlerle iletişim kurabilme 'ayrıcalığını' tanımıyor...

bu bakımdan peygamberlik iddiası, doğruyu, gerçekleri konuşmakla da bağdaşmıyor...

tanrı varsa dahi belli ki bizlerle iletişime geçmek için yaratmamış bizleri ve kurulu bulduğumuz bu sistemi...
insanın tanrıyı görmek, duymak, hissetmek adına vasıta kılabileceği ve ayet olarak değerlendirebileceği pek çok şey olsa da bu hayatta bunlar bize tanrının bizlerle konuştuğunu değil, bizlerin kendi içimizde tanrıyı konuşturmaya yatkın varlıklar olduğumuzu gösterir...

yanisi, ben içimde tanrıyı duydum, buldum diyen birinin hissettikleri şeyler çılgınca, tarifsiz şeyler olabilir. insan böylesi duygulara kapılmaya, kendini kaptırmaya yatkın bir varlıktır. içimizde böyle şeylerin olup bitmesi tanrının varlığının kanıtı değil, yorumudur. ve tüm bunlar tanrının birilerini seçip de kitaplar gönderebileceğine delalet değildir..

umarım açıklayıcı olabilmiştir yazdıklarım.

kuran benim için ar*p kültürünün bir romanı. toplumun aşağılık kültürünün doğuran kitap aynı zamanda. küçükken onu türkçe okuyup içinde yazanları mantıksız bulurdum çünkü gerçekçi bir insanım. yok deniz ikiye ayrılmış, yok gökten melekler inmiş. şimdi merede bu ilahi varlıklar? dünyadaki insanları 3'te 2'si acı ve sömürü içinde yaşarken neden 5.kitap inmiyor?

kitapların insan yazımı olduğu belli yani. bana göre isa'da tanrılık peşine düşen bir p*ç. meryem keklemiş herkesi.

şimdi bir durup düşünelim:
kurandaki emirlere uymak o kadar kolay değildir, seni malınla, canınla çalışmaya davet eder. şimdi bu emirlere en iyi sadık kalan peygamberimizdir. kuranı o yazmış olsa idi işlerini kolaylaştırır, kendisine bu kadar yüklenmezdi. mesela; cihat ibadeti esnasında en zor anlarda bile geri çekilmemiş, en ön safta canı pahasına korkusuzca savaşmaya devam etmiştir.
namaz ibadetinde de insanlar arasında namaza en düşkün olan yine kendisiydi. hatta, namaza olan düşkünlüğüyle sabahlara kadar namaz kılmış, ayakları şişmesine rağmen ibadetine devam etmiştir. ayrıca; ümmetine farz olmayan teheccüd namazı da kendisine farz kılınmıştır.



ve siz kur'an'ın allah kelamı olduğuna inanmayanlar, inanmadığınız kitaptan size de bir hitap var:

ve eğer kulumuza indirdiğimiz (kur'ân)’dan şüphe içindeyseniz, haydi onun benzerinden bir sure getirin. eğer (iddianızda) doğru kimseler iseniz allah’tan başka şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın! ” (bakara, 23)

papa'nin müslüman olma ihtimalinden düşük

olm biz sozluklerde buyuk kucuk karakter olmadigi icin allah'i buyuk harfle yazmadigimizdan dolayi carpilir miyiz diye diyanet'in "ne yenir, kiminle yatilir" temali fetva hattini ariyoruz. millet kalkmis "kuran'i insan yazdi. ha, bu arada soyleyeyim. isa aslinda piç" diyorlar. vay babayn kemugune.