1.
gerçeği taklit etme yöntemiyle ortaya çıkan hikaye, yazı veya durumlara denilen genel ifade.
devamını gör...
2.
peşin peşin terk edilmiş bir ilişkiye başlamadan önce yanımıza almamız gereken üç iç çamaşırıydı konumuz, ben çikolata meyvesine düşkün olanı seçmiştim, o iki top kavunlu arasına bir top limonlu istedi. fikirleri de tercihleri gibi uyduruktu. ama sevişiyorduk. zihinlerimizi bronzlaştırmak için soyunduk, titredik ve gevşedik bir süre. tütün reçeli ve kirazlı bir kaç şiir istedi benden, zulamı yokladım içim bomboş, ne yapmalı, papatya kokan bir şekil çizdim tırnaklarımla koluna. sevindi, artık yeterince delirdiğimizi düşündü. psikolojimizde oluşan güneş yanıklarından ibaretti hayalleri.
yüreğimden kocaman bir tüfek çıkarıp on iki burcun on ikisine nişan aldım, astrolojik bir paranoya içerisindeydim. gülüver'in gezilerinden edindiğim tecrübelere dayanarak sokağa çıkıp gerçek bir fıçı aramaya başladım, içi, bira, fıstık ve vahşi korsanlarla dolu bir fıçı umut lazımdı bana. ruhunda işlettiği hayvan barınağına olan sempatimden, bütün maceralarımda bana eşlik etmesine izin vermiştim. sonunda insanların kelebeğe dönüştüğü o sahillere vardık.
buraya kadar her şey, kaliteli bir yanılgı içerisinde olduğumuzu gösteren basit bir teoriye dayanıyordu. eğer yaşamaya devam edeceksek bazı şeyleri sonsuzlaştırmaya meyilli tavırlar ortaya koyarak kendimizi kandırmanın tadını çıkaracaktır. planımız her şeyin ağaçlarda yetiştiği bir bahçede şen şakrak dans edip eğlenirken, ölümün bize kıyamaması üzerine kuruluydu.
sonunda olan oldu, siyah bir mersedes gibi yabancılaştık kendimize olan inancımıza. birimizin çikolatası erimiş, diğerinin muz kabuğuna basıp hayatı kaymıştı. projelerimiz yarım kaldı kültürel bir komaya girdik. artık ne parmak arası terlik giyecek kadar bir gevşekliğimiz kalmıştı, ne de bundan gurur duyacak kadar bir namusumuz.
yüreğimden kocaman bir tüfek çıkarıp on iki burcun on ikisine nişan aldım, astrolojik bir paranoya içerisindeydim. gülüver'in gezilerinden edindiğim tecrübelere dayanarak sokağa çıkıp gerçek bir fıçı aramaya başladım, içi, bira, fıstık ve vahşi korsanlarla dolu bir fıçı umut lazımdı bana. ruhunda işlettiği hayvan barınağına olan sempatimden, bütün maceralarımda bana eşlik etmesine izin vermiştim. sonunda insanların kelebeğe dönüştüğü o sahillere vardık.
buraya kadar her şey, kaliteli bir yanılgı içerisinde olduğumuzu gösteren basit bir teoriye dayanıyordu. eğer yaşamaya devam edeceksek bazı şeyleri sonsuzlaştırmaya meyilli tavırlar ortaya koyarak kendimizi kandırmanın tadını çıkaracaktır. planımız her şeyin ağaçlarda yetiştiği bir bahçede şen şakrak dans edip eğlenirken, ölümün bize kıyamaması üzerine kuruluydu.
sonunda olan oldu, siyah bir mersedes gibi yabancılaştık kendimize olan inancımıza. birimizin çikolatası erimiş, diğerinin muz kabuğuna basıp hayatı kaymıştı. projelerimiz yarım kaldı kültürel bir komaya girdik. artık ne parmak arası terlik giyecek kadar bir gevşekliğimiz kalmıştı, ne de bundan gurur duyacak kadar bir namusumuz.
devamını gör...
3.
twitter ekmeği.
devamını gör...
4.
kurgulanmış. yani belirli bir şekilde bir araya getirilmiş ama gerçek olmayan.
devamını gör...
5.
türklerin attığı tweetlerin yüzde bilmem kaçını oluşturur.
devamını gör...
6.
sinemada görüntü, ses ve ışık ile birlikte anlam inşasının önemli süreçlerinden biridir. kurgu, birbirinden farklı görüntüler arasında anlam ilişkisi kurar.
auteur yönetmenler filmlerinin kurgusunu da kendileri yaparlar. kimseye güvenip de filmlerini emanet etmezler. zira kurgu aşamasında filmi rezil de edebilirsiniz vezir de.
fakat bizde lütfi akad gibi bir yönetmen bile filmlerini çektikten sonra dönüp bakmazmış. tabii yeşilçam döneminin seri üretim atmosferinde kurgu için vakit kalıyor muydu diyerek anlamak lazım. ama bugün nuri bilge ceylan'ın kurguyu başkasına emanet etme ihtimalini düşünmek bile komik geliyor.
auteur yönetmenler filmlerinin kurgusunu da kendileri yaparlar. kimseye güvenip de filmlerini emanet etmezler. zira kurgu aşamasında filmi rezil de edebilirsiniz vezir de.
fakat bizde lütfi akad gibi bir yönetmen bile filmlerini çektikten sonra dönüp bakmazmış. tabii yeşilçam döneminin seri üretim atmosferinde kurgu için vakit kalıyor muydu diyerek anlamak lazım. ama bugün nuri bilge ceylan'ın kurguyu başkasına emanet etme ihtimalini düşünmek bile komik geliyor.
devamını gör...
7.
hayal gücünün olaylar ve kişilerle bağdaştırılıp bütünlük oluşturması.
bi uzman tarafından yapılıyorsa kurgu güzel eserler çıkabiliyor ama bir kadının ruhani hisleriyle yapılıyorsa dikkat edin olmak istemediğiniz yerde olabilir yapmadığınız şeyleri yapmış olduğunuzu görebilirsiniz.
bi uzman tarafından yapılıyorsa kurgu güzel eserler çıkabiliyor ama bir kadının ruhani hisleriyle yapılıyorsa dikkat edin olmak istemediğiniz yerde olabilir yapmadığınız şeyleri yapmış olduğunuzu görebilirsiniz.
devamını gör...
8.
kurmaca olan edebiyat veya sanat ürünüdür. gerçeklerden esinlenilse de gerçeği yansıtmaz.
bir kitabın, bir filmin veya dizinin nasıl ve hangi adımlarla izleyeceği, nasıl kurgulandığıdır.
diğer anlamı ise dizi veya filmde birbirinden kopuk sahnelerin çekimler bittikten sonra birbirine bağlanmasıdır.
bir kitabın, bir filmin veya dizinin nasıl ve hangi adımlarla izleyeceği, nasıl kurgulandığıdır.
diğer anlamı ise dizi veya filmde birbirinden kopuk sahnelerin çekimler bittikten sonra birbirine bağlanmasıdır.
devamını gör...
9.
türk yarışma programları ile özdeşleşen şey.
devamını gör...
10.
her insanin bir kurgusu vardir.gecmise iliskin vardir.keske şöyle olsaydi,belki çok daha baska olurdu gibi gibi.. geleceğe iliskin vardir.bir hayal.belki gerçekle çok zayif bir komşuluğu vardir.ama sonucta yaşama iliskin bir tahmindir.umut deriz bazen buna.isimler değişir.şimdiye iliskin vardir.plan yapariz , düşünürüz.iyi ya da kötü olur.kimbilir.
kurgu olmasa yaşam çekilmez.
güzel bir kelimedir kurgu..
kurgu olmasa yaşam çekilmez.
güzel bir kelimedir kurgu..
devamını gör...
"kurgu" ile benzer başlıklar
bilim kurgu
16