1.
yakın ya da uzak gelecek ile ilgili öykülerin bugün olası olmayan bilim ve teknoloji unsurlarını da kullanarak oluşturulmasıdır.
devamını gör...
2.
evrim güzel bir örnektir zaten bilimde bazı şeyleri varsayıp bu varsayımın eksiklerini ve doğrularını öğrenerek gelişir,belirsizlikle olayları yürütmek çok zordur.
devamını gör...
3.
mantığın bir yere kadar götürdükten sonra yerini hayal gücüne bırakmasıyla ortaya çıkan keşif.
devamını gör...
4.
aslında bk filmleri mantıksız değiller ama hepsi sahte bilimdir ortaya çıkan şey. örneğin aya bir dolmuşla filan çıkabilir uzayda atari oynar gibi savaşabilirsiniz. burada sö zkonusu edilen şey bilimin diliyle hayal kurmaktan ibarettir. ama kullandığınız dil bir süre sonra sizi kısıtlar ve şöyle birşey olur: acaba evrende gerçekten yalnızsak?
devamını gör...
5.
ne olduğunu uzun uzun yazmayacağım ama ne olmadığı hakkında diyeceğim bir şey var:
muhterem romalılar, kader mahkûmları ve sinemadan zerre anlamamasına rağmen kendisine sinefil diyebilen yaşam formları,
"bilim kurgu" ve "fantastik" film türleri aynı şey değillerdir. bazen iç içe geçmiş olabilirler, bir fantastik film bilim kurgu ögeleri barındırıyor olabilir ya da tam tersi de olabilir, ama bu onları değerlendirirken birbirine karıştırabileceğiniz anlamına gelmez. ayrıca ikisinin arasındaki ayrımı yapamıyor olmanız da muhtemelen gerizekâlı olduğunuz anlamına gelir.
fazla ofansif oldu, biliyorum. yanlış anlaşılmasın, herhangi özel birine değil bu sitem. imdb de dahil olmak üzere bilimum sinema üzerine içerik platformuna. bilim kurgu izleyelim diyoruz, açıyoruz listeyi, taytlı taytlı adamlar cirit atıyor. bilmemne evreninin süper kahramanı diğer süper kahramanlarla kapışıyor. ya kurgu tamam da bilim nerede? sadece kurgu bir evrendeki dünya benzeri bir gezegende geçiyor diye bilim kurgu mu oluyor bu? ya böyle iş olur mu?
geçen joker (film)'e bilim kurgu demişler. joker'e... hani joaquin phoenix'in oscar aldığı joker'e... dram filmine... delireceğim.
muhterem romalılar, kader mahkûmları ve sinemadan zerre anlamamasına rağmen kendisine sinefil diyebilen yaşam formları,
"bilim kurgu" ve "fantastik" film türleri aynı şey değillerdir. bazen iç içe geçmiş olabilirler, bir fantastik film bilim kurgu ögeleri barındırıyor olabilir ya da tam tersi de olabilir, ama bu onları değerlendirirken birbirine karıştırabileceğiniz anlamına gelmez. ayrıca ikisinin arasındaki ayrımı yapamıyor olmanız da muhtemelen gerizekâlı olduğunuz anlamına gelir.
fazla ofansif oldu, biliyorum. yanlış anlaşılmasın, herhangi özel birine değil bu sitem. imdb de dahil olmak üzere bilimum sinema üzerine içerik platformuna. bilim kurgu izleyelim diyoruz, açıyoruz listeyi, taytlı taytlı adamlar cirit atıyor. bilmemne evreninin süper kahramanı diğer süper kahramanlarla kapışıyor. ya kurgu tamam da bilim nerede? sadece kurgu bir evrendeki dünya benzeri bir gezegende geçiyor diye bilim kurgu mu oluyor bu? ya böyle iş olur mu?
geçen joker (film)'e bilim kurgu demişler. joker'e... hani joaquin phoenix'in oscar aldığı joker'e... dram filmine... delireceğim.
devamını gör...
6.
bilimkurgu okumayı sevenler ve bu alanda kendini geliştirmek isteyenler için, lagari bilimkurgu internet sitesinde çıkan 'bilimkurguya dair kaynak metinler' incelemesini paylaşıyorum:
buradan
buradan
devamını gör...
7.
insanın hayal gücünün sınırlarını zorlayan, heleki görsel efektler harikaysa farklı dünyalara götüren film türüdür.
bazı önerilerim;
alita: savaş meleği
blade runner 2049
in time
bazı önerilerim;
alita: savaş meleği
blade runner 2049
in time
devamını gör...
8.
hayal gücünün beslediği ve oluşturduğu yakın gelecek veya uzak geleceğe yönelik hayal kurmanın ürünüdür. herkesin aşina olduğu bir isim ile tanıştım bilim kurgu ile tabii ki (bkz: jules verne) ve o günden beri bilim kurgu ögesi olan her şeye bayılıyorum . düşününce benim ya da benden sonra gelecek insanlığın bulunacağı ortamın bir tezahürü. bu zamana kadar yazılan bilim kurgu romanları da aslında geleceğin bir kılavuzu ,keza bilim kurgu filmleri de öyle. uzak ya da yakın geleceğin izleri bilim kurguda saklı bence....
devamını gör...
9.
science fiction kelimesinden 1971 yılının şubat ayında yayımlanan türk dili dergisinde orhan duru tarafından bilim-kurgu olarak çevrilmiş ve tdk tarafından kabul görmüştür.
sanat türlerinin bilim ile ilişkilendirildiğinde ortaya çıkan üründür.
gelecek, geçmiş, zaman yolculuğu, biopunk, dieselpunk, cyberpunk, post apokaliptik, distopya, ütopya, gibi alt ve benzer türlerle çok iyi ilişkileri vardır.
ülkemizde geçmiş dönemlerde çok fazla örneği yoktur. fakat 1971 yılında çıkmaya başlayan türkiye'nin ilk fanzini antares ile hareketlenen gruplar sürekli bir gelişim göstermiş.
bugünlerde topluluklar, web siteleri ve yüzlerce bilimkurgu yazarımız. fakat yurt dışına açılma konusunda oldukça problemli. umarım ileride bunu kıran yazarlarımız veya diğer sanat dallarından insanlar olur.
ayrıca severek aldığım nick name.
sanat türlerinin bilim ile ilişkilendirildiğinde ortaya çıkan üründür.
gelecek, geçmiş, zaman yolculuğu, biopunk, dieselpunk, cyberpunk, post apokaliptik, distopya, ütopya, gibi alt ve benzer türlerle çok iyi ilişkileri vardır.
ülkemizde geçmiş dönemlerde çok fazla örneği yoktur. fakat 1971 yılında çıkmaya başlayan türkiye'nin ilk fanzini antares ile hareketlenen gruplar sürekli bir gelişim göstermiş.
bugünlerde topluluklar, web siteleri ve yüzlerce bilimkurgu yazarımız. fakat yurt dışına açılma konusunda oldukça problemli. umarım ileride bunu kıran yazarlarımız veya diğer sanat dallarından insanlar olur.
ayrıca severek aldığım nick name.
devamını gör...
10.
kötü yazılırsa sadece "adama saldıran yaratık" ya da "uzaya giden gemi" seviyesinde kalmaya mahkumdur.
ama iyi yazılırsa o kadar inanılmaz deneyimler yaşatır ki size hastası olursunuz, aklınızı alır, kafanızda pencereler açar, bırakmazsınız.
(bkz: isaac asimov)*
(bkz: arthur c. clarke)**
(bkz: h.g. wells)*****
(bkz: frank herbert)*
(bkz: douglas adams)***
bunlar haricinde başka çok iyi bilim kurgu yazarları;
(bkz: orson scott card)
(bkz: robert heinlein)
(bkz: william gibson)
(bkz: ray bradbury)*
(bkz: jules verne)
ama iyi yazılırsa o kadar inanılmaz deneyimler yaşatır ki size hastası olursunuz, aklınızı alır, kafanızda pencereler açar, bırakmazsınız.
(bkz: isaac asimov)*
(bkz: arthur c. clarke)**
(bkz: h.g. wells)*****
(bkz: frank herbert)*
(bkz: douglas adams)***
bunlar haricinde başka çok iyi bilim kurgu yazarları;
(bkz: orson scott card)
(bkz: robert heinlein)
(bkz: william gibson)
(bkz: ray bradbury)*
(bkz: jules verne)
devamını gör...
11.
bilim kurgu sözlüğüburadan
devamını gör...
12.
bilim kurgu filmlere ilgim çocukluk yıllarımda başlamıştır. o dönemler bir ışın kılıcına sahip olmak, ne muhteşem olurdu. benim oldu bir tane. kartonu kesip rulo yapıp, yapıştırmış. arasında kalan boşluğa, kitap defter kaplamak için kullanılan kırmızı cilti kesip eklemiştim. çok fena olmuştu ya.
bana göre sinema türü olarak, yapılması en zor iş bilim kurgudur. elbette bu türü beğenmeyen, eleştiren bir kesim de vardır. kısmen hak veriyorum eleştirenlere çünkü bu tür adı altında o kadar saçma işler yapıldı ki. ancak bir farkın altını dolu dolu çizmek gerekiyor. bu tür adı altında yapılan her film, bilim kurgu değildir. kurgu vardır ancak bir çoğunda bilim yoktur. olmaz efendim, çöptür o. fantastik filmlerin çoğu bilim kurgu etiketiyle çıkar. fantastik film olur, fantezi müzik olur ama bunlar da bilim kurgu değildir. sağlam bir bilim kurgu izleyicisi daha filmin başında verir notunu ve “şakkadanak” anlar filmin ne olduğunu. bu anlamıyla yönetmenin de işi zordur. gerçek bilim kurgu bir filmi, bu izleyici kitlesine beğendiremezse, onun sonu da hazin olur. çünkü hiç gözünün yaşına bakmayız. bilimi sizden öğrenecek değiliz.
efendim, bilim kurgular izleyicilere bir vizyon sunar ve bunu sağlam argümanlarla besler. ciddi anlamda teknik bilgi ister, farklı bir hayal gücü ister, senaryosu akıl ister. öyle kolay iş değildir, iyi bir bilim kurgu filmi çekmek.
bana göre sinema türü olarak, yapılması en zor iş bilim kurgudur. elbette bu türü beğenmeyen, eleştiren bir kesim de vardır. kısmen hak veriyorum eleştirenlere çünkü bu tür adı altında o kadar saçma işler yapıldı ki. ancak bir farkın altını dolu dolu çizmek gerekiyor. bu tür adı altında yapılan her film, bilim kurgu değildir. kurgu vardır ancak bir çoğunda bilim yoktur. olmaz efendim, çöptür o. fantastik filmlerin çoğu bilim kurgu etiketiyle çıkar. fantastik film olur, fantezi müzik olur ama bunlar da bilim kurgu değildir. sağlam bir bilim kurgu izleyicisi daha filmin başında verir notunu ve “şakkadanak” anlar filmin ne olduğunu. bu anlamıyla yönetmenin de işi zordur. gerçek bilim kurgu bir filmi, bu izleyici kitlesine beğendiremezse, onun sonu da hazin olur. çünkü hiç gözünün yaşına bakmayız. bilimi sizden öğrenecek değiliz.
efendim, bilim kurgular izleyicilere bir vizyon sunar ve bunu sağlam argümanlarla besler. ciddi anlamda teknik bilgi ister, farklı bir hayal gücü ister, senaryosu akıl ister. öyle kolay iş değildir, iyi bir bilim kurgu filmi çekmek.
devamını gör...
13.
yeteri kadar vakit ayıramadığım türdür. yazılabilmesi için aslında ciddi araştırma yapılması gerekir. eleştirel olduğu gibi, geleceğe dair öngörüleri ya da tahminleri içerir. bunlar doğru çıksa da çıkmasa da zihin açıcıdır.
matematikle olan ilişkisine dair bir şeyler buldum. ne kadar da bilgisiz olduğum gün gibi aşikar.
bilimkurgu matematikten nasıl yararlanır
matematikle olan ilişkisine dair bir şeyler buldum. ne kadar da bilgisiz olduğum gün gibi aşikar.
bilimkurgu matematikten nasıl yararlanır
devamını gör...
14.
uzun süredir bir bilimkurgu okuru olarak kendi çapımda bilimkurgunun üç dönemi olduğunu düşünüyorum: soğuk savaş öncesi, sonrası ve günümüzdeki bilimkurguları ifade eden postmodern bilimkurgu olarak ayrılabilir bu dönemler.
soğuk savaş öncesindeki bilimkurguculardan aklıma ilk ve tek gelen jules verne. bu yazarın romanlarındaki karakterlerin tam birer rönesans insanı olduğunu görüyoruz. esrarlı ada'da mesela ıssız bir adaya düşen 5 tane adamın roman sonuna doğru adayı telgraf hatları ile donattığını, tnt yaptıklarını falan görüyoruz. şu anda fringe dizisinde walter bishop ile ifadelenen çokdisipliner bilimadamı olarak görülüyor mühendisler. ateş mi lazım oldu, saat camlarının arasına deniz suyu damlası koyup mercek yapalım gibi şeyler var. ilk okuduğum romanlardan olduğu için çok fazla ayrıntı veremiyorum ve bu yüzden hızlıca geçiyorum. ancak ben her ne kadar koymasam da böyle bir dönem var.
soğuk savaş dönemi ise asimov, herbert, heinlein ve şu anda bilimkurgunun altın çağının yazarları olarak görülen yazarlarla donanmış halde. benim okuduğum kadarıyla bu dönemde bir umut hakim. insanlık uzayı fethedecek ve geleceğimizde intergalaktik imparatorluklar olacak gibi bir anlayış mevcut. ayrıca karakterlerin öyle süper güçleri de yok, senin benim gibi insanlar. tek avantajları teknolojinin çok çok geliştiği bir dönemde doğmaları. ama dediğim gibi, ortak temaları umut. daha iyi şeyler olacak ve güzel günler göreceğiz gibi bir anlayışları var.
soğuk savaş sonrasında ise damgasını vuran esas yazar william gibson bence. john brunner ve neal stephenson'da konulabilir bu döneme. burada ise soğuk savaş sonrasında tuhaf bir biçimde bir umutsuzluk hakim. insanoğlu kendi yarattığı bok çukurunda ölmeye mahkum. bern'in nükleer savaşla yaralanmış yerleri, berlin'deki snuff genelevleri ve para kazanmak için bilinçlerini belli sürelerde yokederek fahişelik yapan kadınlarla dolu bir gelecek bu. karamsar, çünkü bir zamanların nükleer tehditinin yokolması ile geleceğin şimdiyle aynı olduğunu idrak etmişiz insanlık olarak. diğerlerinden farklı olarak bu dönemde insan olmanın ne olduğu da tartışılır hale geliyor. bir yapay zekanın hakları var mıdır? bilinç sahibi bir varlığın sadece hümanoid bir bedene sahip olmaması onu bu haklardan mahrum mu bırakır? günümüz bilimkurgusunda önemli bir yer tutan transhümanizm ve bedensel geliştirim; işte tırnaklar yerine titanyum pençeler, internete bilincinizi göndermeniz gibi kavramlar hakim aynı zamanda.
günümüz bilimkurgusu ise biraz daha fantastik kurguya kaçar halde bir nevi. aklıma yine ilk gelen örnekler warhammer 40.000 ) romanları, china mieville ve eğer çizgiromanları roman olarak sayarsanız warren ellis. soğuk savaş sonrası dönemde ortaya atılan transhümanizm kavramına çok eğilen bir çizgideler - kabul warhammer 40klar böyle değil ancak onlar da klasik bilimkurgunun ezberini bozma niteliği taşıyorlar. insanoğlunun uzay ve uzaylıyla olan tek ilişkisi savaş olabilir ve bu 2. dünya savaşı analojisi ile anlatılabilir -space marineler ise augmentation tarafında gibi geliyor bana-.
kritik olan nokta şu, günümüzdeki romanlarda da o umut hissini bulamıyorsunuz. zira gelecek zaten burada, sadece eşit olarak dağıtılmamış halde* ve bunun son derece net biçimde idrakindeyiz.
soğuk savaş öncesindeki bilimkurguculardan aklıma ilk ve tek gelen jules verne. bu yazarın romanlarındaki karakterlerin tam birer rönesans insanı olduğunu görüyoruz. esrarlı ada'da mesela ıssız bir adaya düşen 5 tane adamın roman sonuna doğru adayı telgraf hatları ile donattığını, tnt yaptıklarını falan görüyoruz. şu anda fringe dizisinde walter bishop ile ifadelenen çokdisipliner bilimadamı olarak görülüyor mühendisler. ateş mi lazım oldu, saat camlarının arasına deniz suyu damlası koyup mercek yapalım gibi şeyler var. ilk okuduğum romanlardan olduğu için çok fazla ayrıntı veremiyorum ve bu yüzden hızlıca geçiyorum. ancak ben her ne kadar koymasam da böyle bir dönem var.
soğuk savaş dönemi ise asimov, herbert, heinlein ve şu anda bilimkurgunun altın çağının yazarları olarak görülen yazarlarla donanmış halde. benim okuduğum kadarıyla bu dönemde bir umut hakim. insanlık uzayı fethedecek ve geleceğimizde intergalaktik imparatorluklar olacak gibi bir anlayış mevcut. ayrıca karakterlerin öyle süper güçleri de yok, senin benim gibi insanlar. tek avantajları teknolojinin çok çok geliştiği bir dönemde doğmaları. ama dediğim gibi, ortak temaları umut. daha iyi şeyler olacak ve güzel günler göreceğiz gibi bir anlayışları var.
soğuk savaş sonrasında ise damgasını vuran esas yazar william gibson bence. john brunner ve neal stephenson'da konulabilir bu döneme. burada ise soğuk savaş sonrasında tuhaf bir biçimde bir umutsuzluk hakim. insanoğlu kendi yarattığı bok çukurunda ölmeye mahkum. bern'in nükleer savaşla yaralanmış yerleri, berlin'deki snuff genelevleri ve para kazanmak için bilinçlerini belli sürelerde yokederek fahişelik yapan kadınlarla dolu bir gelecek bu. karamsar, çünkü bir zamanların nükleer tehditinin yokolması ile geleceğin şimdiyle aynı olduğunu idrak etmişiz insanlık olarak. diğerlerinden farklı olarak bu dönemde insan olmanın ne olduğu da tartışılır hale geliyor. bir yapay zekanın hakları var mıdır? bilinç sahibi bir varlığın sadece hümanoid bir bedene sahip olmaması onu bu haklardan mahrum mu bırakır? günümüz bilimkurgusunda önemli bir yer tutan transhümanizm ve bedensel geliştirim; işte tırnaklar yerine titanyum pençeler, internete bilincinizi göndermeniz gibi kavramlar hakim aynı zamanda.
günümüz bilimkurgusu ise biraz daha fantastik kurguya kaçar halde bir nevi. aklıma yine ilk gelen örnekler warhammer 40.000 ) romanları, china mieville ve eğer çizgiromanları roman olarak sayarsanız warren ellis. soğuk savaş sonrası dönemde ortaya atılan transhümanizm kavramına çok eğilen bir çizgideler - kabul warhammer 40klar böyle değil ancak onlar da klasik bilimkurgunun ezberini bozma niteliği taşıyorlar. insanoğlunun uzay ve uzaylıyla olan tek ilişkisi savaş olabilir ve bu 2. dünya savaşı analojisi ile anlatılabilir -space marineler ise augmentation tarafında gibi geliyor bana-.
kritik olan nokta şu, günümüzdeki romanlarda da o umut hissini bulamıyorsunuz. zira gelecek zaten burada, sadece eşit olarak dağıtılmamış halde* ve bunun son derece net biçimde idrakindeyiz.
devamını gör...
15.
çizgi romanları veya filmleri vardır. uzay mekikleri, yıldız yolculukları, lazer silahları, saçtan ayakkabıya metalik renkte erkek ve kadınların yer aldığı fantastik bir dünya.
devamını gör...
16.
genellikle kitap film ve dizi olarak içerikler vardır.
en yaygın temalar
*gelecek, geçmiş, zaman
*yapay zeka , robotlar , teknoloji
* uzay veya hayal dünyası
*duygular, soyut şeyler
*distopya, ütopya
en yaygın temalar
*gelecek, geçmiş, zaman
*yapay zeka , robotlar , teknoloji
* uzay veya hayal dünyası
*duygular, soyut şeyler
*distopya, ütopya
devamını gör...