1.
az önce karşıma çıkan bir video sonrası aklıma düşen,deli yürek dizisinden bir karakterdir.bol bol çay içer ve çay içmeye teşvik eder.güzel hikayeleri ve sözleri vardır. bunlardan bazılarını paylaşmak istedim.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.ytimg.com/vi/BLjsIVt8sB4/maxresdefault.jpg)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://img-s2.onedio.com/id-57eae450714ab6491945e99f/rev-0/raw/s-671056d660fd4a2220a063b29f29bc4242e5f411.jpg)
güzellik ve çirkinlik bir gün deniz kıyısında karşılaşmışlar. biri diğerine hadi denize girelim demiş. giysileri çıkarıp yüzmüşler. biraz sonra çirkinlik sudan çıkıp güzelliğin giysilerini giyip gitmiş. sonra güzellik kıyıya çıkmış kendi giysilerini bulamayınca çıplak kalmamak için çirkinin elbiselerini giymiş.o gün bugündür, erkek ve kadınlar güzellikle çirkinliği birbirine karıştırır olmuş. ama önceden güzelliği ve çirkinliği görmüş olanlar giysilere aldanmaz kimin hangisi olduğunu tanırlar.
nasreddin hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri:
- "efendi, az önce nar gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler," demiş.
hoca aldırış etmeksizin ;
- "bana ne ?" demiş.
- "amma, baklava tepsisini sizin eve götürdüler" demiş geveze.
hoca terslemiş adamı;
- "o zaman sana ne
aşık insan aşkını zorlayıp durmaz,aşk o dur ki sevdiğin kişi senden nefret etse bile aşkın eksilmez. aşk dediğin can vermektir, can verilir değiş tokuş edilmez.
buradan
-ben bir dostumun güvenini kaybetsem var ya; kapısının dibinde, eşiğinde dururum köpek gibi, ta ki beni affedene kadar.
-hayatta üç en üstün erdem vardır yusuf’um, üç erdem; biri seninle bağını koparmış kişiyle yeniden bağ kurman, ikincisi, senden esirgeyen kişiye cömertlik etmen, üçüncüsü de sana kötülük edeni bağışlaman.
-aşkın yarısı bozgundur be yusuf’um, kara sevda kara dağları bile dağıtır.
-helada uyuyunca rüyada kendini krallık tahtında oturmuş görürsün, emme uyandığında yalnızca kendi pisliğinin değil başkalarının pisliğinde de durmuş kalmışsındır.
-sen başkalarının felaketlerinden ibret al ki başkaları senin felaketlerinden ibret almasın.
-hayat bedel ödemekten başka bir şey değil! hiç yokken, ortalarda sen diye biri yokken geliyon hayatta varolan biri oluyon, yoktan varoluyon. eee... bedava mı varolcan? varoldun mu, başın dertte demektir!
buradan
sen şaşıymışsın diyom şaşı, biri iki görüyon; ustanın biri çırağına demiş ki "evladım bana şu şişeyi ver","hangi şişeyi" demiş çırak.
usta "şu şişeyi" diye tekrar etmiş. çırak yine diretmiş(b:"ama burda iki şişe var hangisini istiyorsun").
usta demiş ki:(b:"evladım iki şişe varsa bir tanesini kır öbürünü getir")
çırakta şişenin birini kırmış birde bakmış ki öteki şişe de yok
gülü seviyorsan dikenine katlanacaksın.dikensiz gül olmaz ama illa dikensiz olsun diyorsan lale var,zambak var,sümbül var,karanfil var, varoğlu var ama dikensiz gül yok.
güzel adamdın kuşçu güzel.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.ytimg.com/vi/BLjsIVt8sB4/maxresdefault.jpg)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://img-s2.onedio.com/id-57eae450714ab6491945e99f/rev-0/raw/s-671056d660fd4a2220a063b29f29bc4242e5f411.jpg)
güzellik ve çirkinlik bir gün deniz kıyısında karşılaşmışlar. biri diğerine hadi denize girelim demiş. giysileri çıkarıp yüzmüşler. biraz sonra çirkinlik sudan çıkıp güzelliğin giysilerini giyip gitmiş. sonra güzellik kıyıya çıkmış kendi giysilerini bulamayınca çıplak kalmamak için çirkinin elbiselerini giymiş.o gün bugündür, erkek ve kadınlar güzellikle çirkinliği birbirine karıştırır olmuş. ama önceden güzelliği ve çirkinliği görmüş olanlar giysilere aldanmaz kimin hangisi olduğunu tanırlar.
nasreddin hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri:
- "efendi, az önce nar gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler," demiş.
hoca aldırış etmeksizin ;
- "bana ne ?" demiş.
- "amma, baklava tepsisini sizin eve götürdüler" demiş geveze.
hoca terslemiş adamı;
- "o zaman sana ne
aşık insan aşkını zorlayıp durmaz,aşk o dur ki sevdiğin kişi senden nefret etse bile aşkın eksilmez. aşk dediğin can vermektir, can verilir değiş tokuş edilmez.
buradan
-ben bir dostumun güvenini kaybetsem var ya; kapısının dibinde, eşiğinde dururum köpek gibi, ta ki beni affedene kadar.
-hayatta üç en üstün erdem vardır yusuf’um, üç erdem; biri seninle bağını koparmış kişiyle yeniden bağ kurman, ikincisi, senden esirgeyen kişiye cömertlik etmen, üçüncüsü de sana kötülük edeni bağışlaman.
-aşkın yarısı bozgundur be yusuf’um, kara sevda kara dağları bile dağıtır.
-helada uyuyunca rüyada kendini krallık tahtında oturmuş görürsün, emme uyandığında yalnızca kendi pisliğinin değil başkalarının pisliğinde de durmuş kalmışsındır.
-sen başkalarının felaketlerinden ibret al ki başkaları senin felaketlerinden ibret almasın.
-hayat bedel ödemekten başka bir şey değil! hiç yokken, ortalarda sen diye biri yokken geliyon hayatta varolan biri oluyon, yoktan varoluyon. eee... bedava mı varolcan? varoldun mu, başın dertte demektir!
buradan
sen şaşıymışsın diyom şaşı, biri iki görüyon; ustanın biri çırağına demiş ki "evladım bana şu şişeyi ver","hangi şişeyi" demiş çırak.
usta "şu şişeyi" diye tekrar etmiş. çırak yine diretmiş(b:"ama burda iki şişe var hangisini istiyorsun").
usta demiş ki:(b:"evladım iki şişe varsa bir tanesini kır öbürünü getir")
çırakta şişenin birini kırmış birde bakmış ki öteki şişe de yok
gülü seviyorsan dikenine katlanacaksın.dikensiz gül olmaz ama illa dikensiz olsun diyorsan lale var,zambak var,sümbül var,karanfil var, varoğlu var ama dikensiz gül yok.
güzel adamdın kuşçu güzel.
devamını gör...