
1.
"iki insan birbirini en çok ayrılmak üzereyken tanır."
devamını gör...
2.
"ne ben bir kimseye benziyordum ne de bir başkası bana. 'onlar hep birlikte, bense onlardan farklıydım' diye derin düşüncelere dalıyordum."
(bkz: yeraltından notlar)
(bkz: yeraltından notlar)
devamını gör...
3.
''bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim.''
devamını gör...
4.
her şey insanın elindedir, insan bu korkaklık yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor... bu artık bilinen bir gerçek. merak edilecek bir sey: acaba insanlar en çok neden korkarlar?...herhalde her şeyden çok yeni bir adım atmaktan, kendi söyleyecekleri yeni bir sözden olsa gerek...
devamını gör...
5.
büyük düşünceler, büyük bir zekadan çok, büyük bir kalpten doğar.
devamını gör...
6.
baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
devamını gör...
7.
duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, kendimi parçalayacak değilim elbette. ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem.
(bkz: yeraltından notlar)
(bkz: yeraltından notlar)
devamını gör...
8.
zamana güven, her şey unutulur. şu anda aklı başında davranmak, sonradan aklı başına gelmekten iyidir.
devamını gör...
9.
bilincin her türlüsü hastalıktır.
devamını gör...
10.
“kusuruma bakmayın, demek istiyorum ki, krestyan ivanoviç, öyle sanıyorum ki ben hoş söz
söyleme konusunda asla usta sayılamam,” dedi bay golyadkin bir kez daha, hafif kırılgan bir ses
tonuyla, ne diyeceğini şaşırıp karıştırarak. “bu anlamda, krestyan ivanoviç, ben herkes gibi
değilimdir,” diye ekledi sonra anlamlı bir gülümsemeyle, “çok fazla konuşmayı da beceremem; bir söze güzellik katmayı öğrenmemişim. buna karşılık, krestyan ivanoviç, ben harekete geçerim, krestyan ivanoviç!”
“hım… nasıl yani… harekete mi geçersiniz?” dedi krestyan ivanoviç merakla. sonra bir an
sessizlik oldu. doktor, bay golyadkin’e biraz tuhaf ve şüpheli bir ifadeyle baktı. bay golyadkin de
şüpheyle doktoru süzüyordu.
“krestyan ivanoviç, ben,” dedi bay golyadkin konuşmasını aynı tonda, biraz sinirli ve krestyan
ivanoviç’in aşırı inatçılığından ötürü şaşkın bir halde sürdürerek, “ben, krestyan ivanoviç, huzuru
severim, sosyete gürültüsünü değil. onların orada, yani yüksek sosyetede demek istiyorum, krestyan
ivanoviç, parkeleri çizmelerinle parlatmayı bileceksin… (bu esnada bay golyadkin ayağını yere hafifçe sürttü), orada sizden istenen budur ve tabii bir de kelime oyunları isterler… kulağa hoş gelen bir iltifat düşünüp söyleyivereceksin… işte bunu isterler orada sizden. bense bunlardan anlamam, krestyan ivanoviç, böyle kurnazlıkları öğrenmedim ben, vaktim olmadı hiç. ben sıradan bir insanım, içim dışım birdir, parlak bir dış görünüşüm olduğu da söylenemez. işte, krestyan ivanoviç, bu bir silahtır derim, bana sorarsanız; bu anlamda söyleyecek olursak, silahımı teslim ediyorum.”
öteki syf 17.
söyleme konusunda asla usta sayılamam,” dedi bay golyadkin bir kez daha, hafif kırılgan bir ses
tonuyla, ne diyeceğini şaşırıp karıştırarak. “bu anlamda, krestyan ivanoviç, ben herkes gibi
değilimdir,” diye ekledi sonra anlamlı bir gülümsemeyle, “çok fazla konuşmayı da beceremem; bir söze güzellik katmayı öğrenmemişim. buna karşılık, krestyan ivanoviç, ben harekete geçerim, krestyan ivanoviç!”
“hım… nasıl yani… harekete mi geçersiniz?” dedi krestyan ivanoviç merakla. sonra bir an
sessizlik oldu. doktor, bay golyadkin’e biraz tuhaf ve şüpheli bir ifadeyle baktı. bay golyadkin de
şüpheyle doktoru süzüyordu.
“krestyan ivanoviç, ben,” dedi bay golyadkin konuşmasını aynı tonda, biraz sinirli ve krestyan
ivanoviç’in aşırı inatçılığından ötürü şaşkın bir halde sürdürerek, “ben, krestyan ivanoviç, huzuru
severim, sosyete gürültüsünü değil. onların orada, yani yüksek sosyetede demek istiyorum, krestyan
ivanoviç, parkeleri çizmelerinle parlatmayı bileceksin… (bu esnada bay golyadkin ayağını yere hafifçe sürttü), orada sizden istenen budur ve tabii bir de kelime oyunları isterler… kulağa hoş gelen bir iltifat düşünüp söyleyivereceksin… işte bunu isterler orada sizden. bense bunlardan anlamam, krestyan ivanoviç, böyle kurnazlıkları öğrenmedim ben, vaktim olmadı hiç. ben sıradan bir insanım, içim dışım birdir, parlak bir dış görünüşüm olduğu da söylenemez. işte, krestyan ivanoviç, bu bir silahtır derim, bana sorarsanız; bu anlamda söyleyecek olursak, silahımı teslim ediyorum.”
öteki syf 17.
devamını gör...
11.
"sizi kimlere benzetiyorum biliyor musunuz? etleri dilim dilim doğranırken, cellatlarına gülümseyerek bakan insanlara!"
devamını gör...
12.
önemli olan kendinize yalan söylememeniz. kendi kendine yalan söyleyip, söylediği yalana inanan kimse sonunda işi kendi çevresindeki gerçekleri tanımamaya, bunun sonucu olarak da kendisine ve çerçevesindekilere saygı duymamaya dek vardırır.
(bkz: karamazov kardeşler)
devamını gör...
13.
"etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız."
"ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlere battım, sıkıştım kaldım."
-yeraltından notlar-
"böylesine güzel bir gökyüzünün altında,
bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyor?"
-beyaz geceler-
"ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlere battım, sıkıştım kaldım."
-yeraltından notlar-
"böylesine güzel bir gökyüzünün altında,
bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyor?"
-beyaz geceler-
devamını gör...
14.
''belki parıltı yok, ışıltı yok, renk yok, ama yine de insanım, kalbiyle ve düşünceleriyle bir insanım ben.''
insancıklar (kitap).
insancıklar (kitap).
devamını gör...
15.
"bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir."
devamını gör...
16.
"hiç olmazsa tek bir insanla, sanki kendi kendimleymişim gibi konuşmak istiyorum."
"kendinize en yakın bildiğiniz, yardım beklediğiniz insanlardan sadece kötülük gördünüz."
"inanır mısın kimseye acımaz oldum. akıllandım mı dersin?"
"kendinize en yakın bildiğiniz, yardım beklediğiniz insanlardan sadece kötülük gördünüz."
"inanır mısın kimseye acımaz oldum. akıllandım mı dersin?"
devamını gör...
17.
bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.
devamını gör...
18.
"duvarı" baslik duzeltilince cümleye tamamlayacagım suan durumum yok.
devamını gör...
19.
''bence şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, insanoğlu uydurmuşsa, kendine bakarak kendisini örnek alarak uydurmuştur.''
''insan kendi kendine karşı tamamıyla samimi olabilir mi? sırası geldiği için söyleyeyim; heine inandırıcı bir otobiyografi yazmanın hemen hemen imkansız olduğunu, insanın kendi hakkında mutlaka birtakım yalanlar uyduracağı iddiasındadır.''
''insan kendi kendine karşı tamamıyla samimi olabilir mi? sırası geldiği için söyleyeyim; heine inandırıcı bir otobiyografi yazmanın hemen hemen imkansız olduğunu, insanın kendi hakkında mutlaka birtakım yalanlar uyduracağı iddiasındadır.''
devamını gör...
20.
"suç; kişinin topluma karşı gösterdiği bir tepkidir"
devamını gör...