laiklik ne işe yarıyor sorunsalı

markette okulda iş hayatında hiç bir işime yaramadı şimdiye kadar nerde işimize yarıyor merak ediyorum.

ayrıştırıcı üslup kullanmaya, ülkenin gençleri saçma sapan tartışmalar yapsın, zaman zaman da kafası çalışan gençlerin önünü kesmeye yarıyor.

cevabı, kişiyi marabalıktan çıkarıp vatandaş olmasını sağlıyor olan sorudur. fakat ne yazık ki kölelik sistemi olan siyasal islam, buna karşı olarak, bu topraklarda bireylerin vatandaş olarak bu dünyadaki varlığını unutursa ölünce mükafatlandırılacağı inancını yaydığı için çoğu insan gönüllü köleliğine devam eder, hatta bunu çoğunluğun isteği olarak geri kalanlara dayatır.
oysa laiklik fırsat eşitliği demektir. herkesin, din adamlarının, yöneticinin, zenginin hukuka hesap vermesi, çiftçinin, köylünün, kimsesizin hesap sorabilmesi, okuyabilmesi, iş sahibi olabilmesi demektir.

iran'a, afganistan'a bak anlarsın laiklik ne işe yarıyor. idealde solcunun sağcıya sağcının solciya karışmamasını sağlıyor fakat laiklik sanki solcunun argumanıymış gibi davranılıyor. hayır, laiklik hristiyana da müslümana da museviye de eşit davranmayı sağlayan bir doktrin. özellikle çok kültürlü ülkelerde gerekli bir şey. yoksa bir tarafın diğerine zulmü kaçınılmaz olur. tabii ki hiçbir şey pratikte tam anlamıyla %100 çalışmaz ya da %100 verimli olmaz. onlar da hukuk yoluyla düzeltilmeye çalışılır fakat yine de yeterli gelmeyebilir. insanın olduğu hiçbir şey tam olarak muntazam olmuyor.

gelinen noktada laiklikten daha sıkıntılı şeyler var. örneğin beyliklerin büyüyüp imparatorluklara dönüşmesi köylünün belli bir zümreyi beslemesine yol açtı. bu da fransız ihtilali ve cumhuriyetlerin doğmasına sebep oldu. 100 yıl önce demokrasi iyi bir şeydi. fakat günümüzde şirketleşme, markalaşma, marketing gibi sebeplerden bu sefer seçilenler kendi şirketlerine ya da güçlü şirketlere çalışmaya başladı. eskiden belli bir zümreyi besliyorduk şimdi belli şirketleri besler olduk.

üstelik vitrine çıkanlar bilim, psikoloji, marketing alanında uzmanlaşmış kadrolarla çalışıp vitrinde başka pratikte başka davranıyorlar.

bu noktada teknokratlaşma idealde güzel bir düşünce gibi dursada pratikte ulaşılacak nokta yine aynı belli zümreye çıkacaktır. insanı koyduğun her tür yönetim sistemi zümreleşmeye sebep oluyor. çözümü yabancının deyimiyle 1 milyon dolarlık cevap olur. yapay zekaya devir gibi şeyler konuşuluyor mesela. tahminim 100 yıla kalmadan bu tür bir şey olacaktır.

laiklik ise bu noktada mikro doktrin olarak hala iş görür eşitlik noktasında.

onbaşı bile olmayan, tek başına ayakta duramayan, burnunu silmekten aciz bir pezevenk girmesine yetkisinin olmadığı bir yere dalıp; sonra kucağında büyüttüğü kuklasıyla ters düşüp, devletin kendi uçağıyla devletin topraklarını bombalamıştı. peki yetkisi olmayan bir yere nasıl girmişti. cevap basitti, bu pezevengi hoca sanan, onu elestirirse dini elestirecegini sanan, dini sorgulamaktan korkan milyonlar ve onları güden topçu artığı sayesinde. heh işte, kağıt üstünde kalmayıp uygulandığı zaman laiklik bunun önüne geçiyor.

sokağa etkisini uzun uzun yazayım mı. mesela o olayın maddi manevi etkilerini düşünün. o örgütün hakkını yediği insanları düşünün. polis, asker olmak isterken yerlerine kendi adamlarını yerleştirmek için yalandan bahanelerle önü kesilenleri düşünün. yandaşa peşkeş çekilen sorular yüzünden canından vazgeçen gençleri düşünün.

yılbaşı kutluyor diye milleti taradılar eğlence mekanında. laiklik yobazın din dayatmasına engel olan bir savunma kalkanı. düzgün uygulansa bu olayların onu kesilir ama güç hoşgörü (!) dini islamcıların elinde olduğundan bu insanlar adeta ödüllendiriliyor.

peki dininiz sokakta ne işe yarıyor; bir kandırma aracı, suçluyu haklı görme ceza indirme yoldaşı olmak dışında. bunca cemaat ne işe yarıyor hadi siz anlatın da biz de onu dinleyelim.

insan doğadaki diğer canlılardan farklı bir varlık. diğer tüm canlılar, istisnasız bulundukları ortamın dengesinin bir parçasıdır. hepsi bilinçsiz bir şekilde, iç güdüsel olarak yaşadıkları doğanın döngüsünün bir parçasıdır. insan bu döngünün dışına çıkma ve dengeyi bozma potansiyeline sahiptir. çünkü insan cahildir, zalimdir. yani içinde yaşadığı doğanın işleyişini bilmez. umursamaz da. o sadece kendine göre doğru bildiklerini, çoğunlukla da çıkarlarına uygun düşeni yapar.

din ise insanı doğanın bir parçası haline getirir. içinde yaşadığı doğanın dengesinde yerini bulmasını sağlar. bu kadar tarif sanırım yeter.

akıl ve mantık ilkeleri ile yönetilmene ve faydalar sağlamana neden oluyor.

dinciler yobazlar ve akapeliler, hırsızlıktan başka ne işie yarıyor ? bildikleri başka bir şey var mı ? zaten yakında alayını ittir edecez, kendi taraflarında sahtekarlıklarına devam etsinler, kene gibi yapıştılar bize.