levent yüksel’in eserlerde bağırmaktan öte bir şey yapmaması

bu adam bildim bileli bağırır. en ballad şarkılarda bile bağırır. beni bırakın şarkısında bile avaz avaz bağırıyor düşünün. karaağaç’ta bağırıyor, zalim’de bağırıyor, yeter ki onursuz olmasın aşk’ta bağırıyor, medcezir’de bağırıyor ve bu gece son’da bağırıyor. unutmadan ekleyeyim istanbul şarkısında da bağırıyor. bu adam dünyaya sadece bağırmak için gelmiş galiba.

(bkz: haksızlık)

sen çıkıp bağıraydın da seni dinleseydik be hristiyan.

hayatımda duyduğum en güzel bağırış. hatta biz ona levent yüksel haykırışı deriz. haykırmasa, şarkılarının anlamı kalmazdı. kusura bakma ismail dostum bu hususta sana katılamıyorum.

levent yüksele bunu söylemek allaha şirk koşmaktır hristiyan tövbe de çarpılırsın

adettendir diyerek şöyle bir örneğinin temel teşkil ettiğini düşündüğüm tavır, tarz, eylem.

bazı seslerin karakteri öyledir, sadece icrasında belli olur.

kaldı ki levent yüksel, rahmetli harun kolçak da dahil olmak üzere, aslen vokalist değil bas gitaristtir. sonradan kendi albümlerini yapmış ve kendine has bir çizgi yaratmıştır.

kısacası bağırmaktan öte yaptıkları "şey"ler, "dikkatli" dinlenirse çok daha derinde gizli ve niteliklidir.

"levent yüksel'inki bağırmaysa rahmetli murat göğebakan'ınkisi neydi? totoyu yırtmak mı" dedirten soru.

diğer yandan, her yiğidin yoğurt yiyişi başka başka. ister bağırarak şarkı söylersin (tenorların çoğu gibi), ister erkan oğur gibi usul usul...

allah taş yapar, o oktavda o nameyi yapan adama denilirmi bu.

bende çıkıp bağırıyorum ama gecenin köründe deli misin be adam deyip mahallede kovalıyorlar. adamı milyonlar dinliyor. sanırım arada baya büyük fark var. anlatabildiğimi düşünüyorum.

ulan daha az önce levent yüksel dinliyordum ki bu durum iyice dikkatimi çekti.

dedim bizim ismail tüm sanatçılara bir iki giydirme yapar, ama herhalde bunu fark etmemiştir. ama adam bunun bile başlığını açmış. yanılmışım…

bazı sanatçılar yüksek sesle okusalar da keyif verirler ama levent yüksel yükseldikçe keyif kaçırıyor.

ben de sevmem.

evet şu an gözümün önüne damarları patlarcasına şişmek suretiyle hindi gibi bağırıp kabaran bir levent yüksel portresi geldi.

bilmyorum ama bi yerde iyi şarkıcıların bağıra bağıra şarkı okuduğunu duymuştum. birde iyi şarkıcılarşarkı söylerken ağzını tam açarlarmış. ve kafalarını yukarı kaldırarak okurlarmış.

adam geleceğini garantiye almış siz şöyle böyle diyorsunuz. yarın şarkılarını dinleyen son kişi de "yetti be bilader, kulağımızı silktin" dese adamın işi hazır. 50 nc kamyon, prodesyonel ehliyet, belediyeden izin hepsi okay; mahalle aralarında "patdis sovan patdis sovan" diye patates-soğan, "kesmece bunlar ettereeeey" diye karpuz, "bir kilo sarımsak 20 lira bir kilo sarımsak 20 lira, sarımsağın kilosu 20 lira" diye sarımsak satacak. megafona da gerek yok. idmanlı. sesiyle kadıköy iskelesinden bağırsa beşiktaş'tan duyulur.
siz kendinize bakın.