liselerde sınıfta kalmanın kaldırılması

sonra da öğretmenlerin suçlanması.

her şehre bir üniversite politikasıyla aynı sonuçları doğuracaktır bence. kast ettiğim şey çok düşük puanlarla insanlar tanrı'nın unuttuğu bir yerde üniversiteler kazanıyorlar sonra atanamayıp işsizler kervanına katılıyorlar. liselerde de kalmanın kaldırılması dileyenlerin hiç çalışmadan lise diploması elde edecek olmaları demek olmuyor mu? nitelikli okumadan sadece okuyarak mezun olacaklar.

yani sınıfta kalmak bence iyi bir şeydi. çünkü sınıfta kalmak o dersi anlamak için yeterli olan temel bilgiyi bile alamadığın takdirde gerçekleşiyordu. yani temel bilgilerin bile yoksa veya eksikse sınıfta kalıyordun. bu da o bilgileri öğrenmen için seni sınıfa geri gönderiyordu. ki temel bilgiler çok önemlidir. bu kalktığına göre aile içi şiddet azalacak gibi açlsğwşwiw ama bu da öğrencinin öğrenemediği şeyleri sınıfı geçip üniversite sınavı geldiğinde bir seneye bütün 4 seneyi sığdırmasını sağlayacak. ya da her şey baştan mahvolacak. iki ucu da b...klu değnek.

mevcutta yetiştirdikleri geri zekalı nesil yetmemiş olacak ki şimdi önlerini açıyorlar..

zaten yoktu ki olmayan şeyi nasıl kaldırdılar.

lise son zamanında aklımda kalan bir anımı hatırlatan başlıktır. lise son, mezun olmamıza oldukça az bir zaman kalmıştı. bazı nedenlerden dolayı devamsızlık hakkım bitti ve okula kalmayan devamsızlık hakkım ile devam ettim. 1 gün daha gitmesem kalıyorum yani sözde öyle. 73 gün devamsızlık yapan bir arkadaş okulu geçti gitti. "af çıktı yahu af" denildi. yahu? ne? ne rapor hakkım ne de devamsızlık hakkım kalmadı diyerek aynı nedenlerin bulunduğu başka günlerde de okula devam etmek zorunda kalmıştım.

meslek lisesi çıkışlıyım diye her öss döneminde yumruk yedim. sisteme inat okudum bir adet eşit ağırlık bir adet sayısal bir adet ise sözel bölüm bitirdim.

okuyan adam zaten bunlara kafayı takmaz okur gider mezun olur. sistem doğru olmadıktan sonra sınıf tekrarı yapsan ne olur ? ş.ö.k.k ile geçsen ne olur ?

ben fen lisesinde edebiyat dergisi çıkartmaya çalışan, kimya derlerinde yaşar kemal külliyatını bitirip fizik derslerini şiire ayıran bir model olarak lise 1. sınıfta sene tekrarı yapmak zorunda kalmıştım.
2. defa okuduğum lise 1.sınıfın sonunda sınıfı geçmiştim ama öğretmenlerim ailemi okula çağırıp "beni okuldan alıp eşit ağırlık sınıfında okuyabileceğim bir okula kaydetmelerini" söylemişti.
bu vesileyle fen lisesinden şutlanmış başarılı bir öğrenci olarak bitirdim liseyi, istediğim bölüme gittim v.s. ama sınıfta kalmış bve sene tekrarı yapmış olmanın ezikliği hiç geçmedi benden. kaldı ki okul tarihinde sınıfta kalıp sene tekrarı yapan ilk öğrenciydim.
bu başlık altında bu hikayeyi anlattıktan sonra bir yandan da düşünüyorum: okula devam edip sayısalcı olarak kalsam nasıl bir hayatım olurdu, diye. işin içinden çıkamadım.
sınıfta kalmanın kaldırılması zaten herhangi bir lisede herhangi bir nitelik kazanmadan okuyan herhangi bir öğrencinin, herhangi bir zorluk yaşamadan lise diplomasına kavuşmasını sağlayacaktır. bu öğrenci herhangi bir şehirdeki herhangi bir üniversitede herhangi bir bölümü okuyup mezun olursa da üniversite mezunu işsizler ordusuna katılıp herhangi bir şehrin herhangi bir ilçesinde akp ilçe gençlik kollarına kaydolup kendisine uygun görülen işe (muhtemelen bekçi yada sözleşmeli işçi) yerleştirilmeyi bekleyecektir.
yani lise eğitiminde herhangi bir nitelik olmadığı gibi öyle bir kaygı da olmadığından her şey kağıt üzerinde gerçekleşip kağıt üzerinde yaşanan bir hayata vesile olmaktan başka bir işe yaramaz lise mezuniyeti.
ülkemizde hayat böyle bir şeydir maalesef.

entelektüel elitizmi ortadan kaldırmak, eğitime yapılabilecek en kötü şeydir.

eğitilmek istemeyen insanın eğitimde yeri olmamalı. sınıfta kaldıysa affı olmadan sınıfta bırakılmalıdır sürekli kaldığı takdirde okuldan atılmalıdır.

politik doğruculuğu bırakınız, saygılar.