londra'dan ev alırken dikkat edilmesi gereken hususlar

bugün zuhal şeker tucker'ın t24 haber portalında yayınlanan köşe yazısı.

gerçekten konjonktürel anlamda bakıldığında vatandaşlar için son derece yararlı olan ve bu bağlamda başarılı bulduğum yazıdır. günümüzde "ya acaba victorian mı alsam, georgian mı? yok yok en iyisi edwardian tarzda alayım" gibi sorular toplumumuzun çok geniş bir kesiminin ciddi bir şekilde zihnini karıştıran, yardıma muhtaç olduğu konular haline gelmiş vaziyette. e zuhal hanım da ne yapmış? düşünmüş, taşınmış, detaylıca araştırmalarını derlemiş ve kamuoyunun o çok ihtiyacı olan bilgileri t24 okurlarıyla paylaşmış.

üzülüyorum sözlük. gerçekten üzülüyorum...

gazetecilik ve köşe yazarlığının yaşadığı erozyonun, içten çürümesinin geldiği boyutları gördükçe içim yanıyor. daha da kötüsü, artık sadece buruk hissediyorum. acı vermiyor. o kadar alışılagelmiş bir durum ki.

t24 okurlarını şöyle bir ele alalım. hatta bırakın t24 okurlarını, türkiye nüfusunun genelini ele alalım. londra'dan ev alacak/almak üzere olan vatandaşların toplamı acaba nüfusun yüzde 0 buçuğuna tekabül eder mi? bu tırnak içerisinde "yararlı bilgiler" tam olarak kime ne kattı?

yoldan gelirken tam küfür ediyordum ki, habermiş.

t24 zaten boş beleş bir medya artık. twitter'da geceleri seks içerikli haberler atan, saçma sapan bir kuruluş.

londra'da olması bile yeterli.

bloomberg sunucularından aslı şafak'a iletilmesi gereken köşe yazısıdır, kendisinin hayali, zaten öncesinde yıllarca yaşadığı, londra'da ev sahibi olmak. köşe yazısının en az bir muhattabı olduğunu bilmek güzel.

tabiki hyde park ve civarı. yalnız batı tarafini pek önermem. özellikle exhibition caddesi ve ara sokakları. hem garanticiyim hem yatırım olsun diye düşünenler kaçırmasın. bölgede
imperial collage london ve çeşitli elçilik yerleşkeleri de bulunmakta. ayrica victoria coach station yürüme mesafesinde.
ev ararken birinci öncelik ihtiyaçlar olmalı ama ben size güzellik yapayım. amac yatırımsa malum salgın günleri, sahil kentleri artık çok daha popüler.
brighton & hove şehri düşünülebilir.
eğer niyet birleşik krallık ise penzance'yi öneririm. evsanevi turkuaz renkli plajlara çok yakindir. hani burası bir aile ortamıymış ya parayı kaptirmayin diyorum kafa'cılar.
google sağ olsun.

öte yandan link'teki yazıyı okumadım. hiç ilgimi çekmedi. t24 okurum orası ayrı. belki zamanla burası gelisir gündemi buradan takip ederiz. entriyi beğendim. yüzde 0,5 çok çok iyimser tahmin olmuş.

1- londra da olması
2- sizin de londrada olmanız
3- türk lirası kullanmaya kalkmamanız.

doğuya ve güneye baksın, güneş görsün, mutfağı büyük olsun, evin planı kullanışlı olsun, atıl alan olmasın ve bolca dolabı ya da dolap yeri olsun.

tabiki ışık alma hakkı yasası (bkz: ancient light” ya da “right to light) kapsamına girmiş güneş gören bir ev... 20 yıldan fazla suredir güneş gören bir penceren varsa o pencerenin güneş almasını engelleyecek herhangi bir yapının yapılması yasaktır.

lan paramız mı varda bırak londra'yı türkiye'den ev alamıyoruz kimse sorgulamadı mı¿

güney cepheden alınmasını tavsiye ederim. büyük pencereli, beyaz parkeli evleri tercih edin. laminat döşeme işindense seramik tercih edin. rutubetli, yağmurlu bir hava sizi bekliyor.

arsa tapuluysa almamak lazım.
ne olur ne olmaz.
kat mülkiyeti iyidir.

ankaranin doğusuna daha gitmemis biri olarak, londra da eksik kalsın diyorum.