#ödüllü filmler
türkçesi sihirli kız olan 2014 yapım yıllı dram filmidir.
lösemi kızının son dileğini gerçekleştirmek için işsiz edebiyat öğretmeni olan babasının uğraşmasını konu edinir.
lösemi kızının son dileğini gerçekleştirmek için işsiz edebiyat öğretmeni olan babasının uğraşmasını konu edinir.
*2014 san sebastián uluslararası film festivali- en iyi film dalında altın kabuk
*2015 20. forque ödülleri- en iyi kadın oyuncu (barbara lennie)
*2015 20. forque ödülleri- en iyi kadın oyuncu (barbara lennie)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "sissy hankshaw" tarafından 11.03.2023 06:36 tarihinde açılmıştır.
1.
carlos vermut'un 2014 yapımı neo noir filmi. (neo noir diye özellikle belirttim. bilmiyordum neymiş, baktım öğrendim. benim gibi sinema cahiliyseniz siz de bakın öğrenin.) yine 2014 senesinde san sebastian uluslararası film festivali'nde ödül almış.
galiba ben izlemedim daha önce carlos vermut'un filmini. bir daha izler misin derseniz, off tam benim kalemim işler bunlar arkadaşlar, kesin izlerim.
manyaklığın "ben manyaklığım" diye bağırmadığı, kendi halinde akıp gittiği her şeye okeyim ben, tabii kurguda. bu film bence tam olarak öyle bi film.
şimdi, bir kız çocuğunu öğretmeninin azarlamasıyla başlıyor. bu kız kim, bu hoca kim asla bilmiyoruz.
hop, bi baba ve kızı. kız anime aşığı 12 yaşında bi çocuk. lösemi ve kurtulma ihtimali yok. artık baba için hayat, kızının son dileğini gerçekleştirmek etrafında dönmeye başlamış: hayran olduğu karakterin bilmem kaç bin dolara satılan kıyafetini kızına verebilmek.
adamın böyle bir parası olmayınca kuyumcu soymaya karar veriyor. tam eline koca bi taş almış cama fırlatacakken üst kattan biri üzerine kusuveriyor.
şimdi bambaşka bi yerdeyiz. kusan kadın, eski bir fahişe ancak şimdi bir psikiyatrla evli, sorunlu bir kadın. artık sadist mi, mazoşist mi, kadının nesini tedavi ediyorlar anlamadım. ya zaten eşiyle arasında da bu köle - efendi ilişkisi varmış gibi. neyse kocası sinsi bunu terk edince bu alkolle beraber ilaçlarını alıyo sonra kusuveriyo. eee intihar etmek kolay iş mi? tezer özlü kusmiyim ilaçları diye reçelli ekmekler püskevitler yiye yiye yapmış bu işi. neyse. koşuyo adamın peşinden, özür diliyo ve gelin diyo duş alın kıyafetlerinizi temizleyelim. tabi işte arada bi de sevişiyorlar.
kadının zengin bir evde yaşadığını gören kahramanımız sevişme anlarını kaydedip kızına istediği elbiseyi alabilmek için kadına şantaj yapıyor.
bu istenen parayı kocasından isteyemeyecek olan ve geliri de olmayan kadın eski bir "dostunun" (kendisine müşteri bulan kadın) yanına gidiyor ve 1 günlük, penetrasyonun asla söz konusu olmayacağı bir iş istiyor. böylece işkencenin kucağına fırlatıyor kendini. ilk seferde elinde bir "güvenli kelime" olsa da, 2. seferde istediği para artınca "güvenli kelime"si olmaksızın çalışmayı kabul ediyor ve neredeyse ölecek kadar hasar alıyor.
"ee tamam ne ki şimdi nooldu" diye burun kıvıracakken, film burada patlıyor. filmin bir sahnesi o kadar basit ki o basitliği oraya sokmak dahiyane. sonuna dair spoilerlı veya spoilersız bir anlatımım olmayacak. hadi koşun izleyin.
not: iyi adamın 10 günü sana sesleniyorum, haz peşinde koşmakmış hazzı ölümde bulmakmış, ruh hastası karaktermiş, gerçekte bu işler böyle olur yüzü gözü pudralı türk işi targaryenler ile çok yavan be.
galiba ben izlemedim daha önce carlos vermut'un filmini. bir daha izler misin derseniz, off tam benim kalemim işler bunlar arkadaşlar, kesin izlerim.
manyaklığın "ben manyaklığım" diye bağırmadığı, kendi halinde akıp gittiği her şeye okeyim ben, tabii kurguda. bu film bence tam olarak öyle bi film.
şimdi, bir kız çocuğunu öğretmeninin azarlamasıyla başlıyor. bu kız kim, bu hoca kim asla bilmiyoruz.
hop, bi baba ve kızı. kız anime aşığı 12 yaşında bi çocuk. lösemi ve kurtulma ihtimali yok. artık baba için hayat, kızının son dileğini gerçekleştirmek etrafında dönmeye başlamış: hayran olduğu karakterin bilmem kaç bin dolara satılan kıyafetini kızına verebilmek.
adamın böyle bir parası olmayınca kuyumcu soymaya karar veriyor. tam eline koca bi taş almış cama fırlatacakken üst kattan biri üzerine kusuveriyor.
şimdi bambaşka bi yerdeyiz. kusan kadın, eski bir fahişe ancak şimdi bir psikiyatrla evli, sorunlu bir kadın. artık sadist mi, mazoşist mi, kadının nesini tedavi ediyorlar anlamadım. ya zaten eşiyle arasında da bu köle - efendi ilişkisi varmış gibi. neyse kocası sinsi bunu terk edince bu alkolle beraber ilaçlarını alıyo sonra kusuveriyo. eee intihar etmek kolay iş mi? tezer özlü kusmiyim ilaçları diye reçelli ekmekler püskevitler yiye yiye yapmış bu işi. neyse. koşuyo adamın peşinden, özür diliyo ve gelin diyo duş alın kıyafetlerinizi temizleyelim. tabi işte arada bi de sevişiyorlar.
kadının zengin bir evde yaşadığını gören kahramanımız sevişme anlarını kaydedip kızına istediği elbiseyi alabilmek için kadına şantaj yapıyor.
bu istenen parayı kocasından isteyemeyecek olan ve geliri de olmayan kadın eski bir "dostunun" (kendisine müşteri bulan kadın) yanına gidiyor ve 1 günlük, penetrasyonun asla söz konusu olmayacağı bir iş istiyor. böylece işkencenin kucağına fırlatıyor kendini. ilk seferde elinde bir "güvenli kelime" olsa da, 2. seferde istediği para artınca "güvenli kelime"si olmaksızın çalışmayı kabul ediyor ve neredeyse ölecek kadar hasar alıyor.
"ee tamam ne ki şimdi nooldu" diye burun kıvıracakken, film burada patlıyor. filmin bir sahnesi o kadar basit ki o basitliği oraya sokmak dahiyane. sonuna dair spoilerlı veya spoilersız bir anlatımım olmayacak. hadi koşun izleyin.
not: iyi adamın 10 günü sana sesleniyorum, haz peşinde koşmakmış hazzı ölümde bulmakmış, ruh hastası karaktermiş, gerçekte bu işler böyle olur yüzü gözü pudralı türk işi targaryenler ile çok yavan be.
devamını gör...