1.
urla'nın yerlisine bereket verip, yabancısına kazık yeme olanağı sağlayan meşhur pazar yeri.
devamını gör...
2.
haftada bir illaki yolumu düşürdüğüm urla'nın en eski halk pazarı. içinde tarihi arastası da bulunan bir meydan bu.
tuhafiyecisinden kasabına, nalburundan, züccaciyecisine, katmercisinden kahvelerine, sepetçisine, manavına, saatçisine, bileycisine kadar bir sürü dükkanın olduğu; içine girdiğinizde, çınar ağaçlarının altında hemen her ihtiyacınızı bir turla karşılayabildiğiniz bir yer. urla'ın asırlık kalbi.

tuhafiyecisinden kasabına, nalburundan, züccaciyecisine, katmercisinden kahvelerine, sepetçisine, manavına, saatçisine, bileycisine kadar bir sürü dükkanın olduğu; içine girdiğinizde, çınar ağaçlarının altında hemen her ihtiyacınızı bir turla karşılayabildiğiniz bir yer. urla'ın asırlık kalbi.


devamını gör...
3.
bir sabah evet, bir sabah belki.

yol yorgunu canımız adım atacak buraya, yıl yorgunu bacaklar dinlenecek.
önce neco gelecek yanımıza, yüzünde o tuhaf ve yaralı bir gülümseme, "hoş geldiniz" diyecek, 2 çay diyeceğiz, bir de kocaman hayat.
kasabın beyaz kedisi oralardaysa çıkıp gelecek yanıma her zamanki gibi, sen bi ona bi bana bakıp "manyak bunlar" diye düşüneceksin biz boğuşurken.
biri, büyük ihtimalle boşnak manavın çocuklarından biri bi' türkü açacak, bi' inceden, bi' sakin..
kulak kabartacaksın, "bu bizim olsun dediğin türkü değil mi?" diye soracaksın, "evet o" diyeceğim, bu türküyü neden seçtiğimi hiç sormayacaksın, yüzünde bir gülümseme, elinde coğrafyanın yandan çarklısı bi' zeytin dalı.
çaylar gelecek, yanında da "bunlar babamdan" diye masaya bırakılan mideyi yakma garantili ama sıcacık 2 poğaça, "cidden urla'da mıyız biz ?" diye soracaksın, türkünün sesi biraz açılacak, bana gerek kalmayacak..
o güne..

yol yorgunu canımız adım atacak buraya, yıl yorgunu bacaklar dinlenecek.
önce neco gelecek yanımıza, yüzünde o tuhaf ve yaralı bir gülümseme, "hoş geldiniz" diyecek, 2 çay diyeceğiz, bir de kocaman hayat.
kasabın beyaz kedisi oralardaysa çıkıp gelecek yanıma her zamanki gibi, sen bi ona bi bana bakıp "manyak bunlar" diye düşüneceksin biz boğuşurken.
biri, büyük ihtimalle boşnak manavın çocuklarından biri bi' türkü açacak, bi' inceden, bi' sakin..
kulak kabartacaksın, "bu bizim olsun dediğin türkü değil mi?" diye soracaksın, "evet o" diyeceğim, bu türküyü neden seçtiğimi hiç sormayacaksın, yüzünde bir gülümseme, elinde coğrafyanın yandan çarklısı bi' zeytin dalı.
çaylar gelecek, yanında da "bunlar babamdan" diye masaya bırakılan mideyi yakma garantili ama sıcacık 2 poğaça, "cidden urla'da mıyız biz ?" diye soracaksın, türkünün sesi biraz açılacak, bana gerek kalmayacak..
o güne..
devamını gör...