ben hayatımda bu kadar şiddetli bir üzüntüyü , 2016 yılının mart ayında yaşamıştım. babam gibi sevdiğim , komşumuz hüseyin amca tüm müdehalemize rağmen ecele yenik düştüğünde.
sessiz ve sakin bir adamdı hüseyin amca , eşi yıllar evvel çalıştığı iş yerinde , bir iş kazası sonucu ölmüştü.senelerce adliye koridorlarında , sessiz çığlıklar , sesli ricalarla karısının hakkını aramış , adaletin tecelli edeceği yanılgısıyla , adliyede günlemiş , aylamıştı. sonucunu aldı hüseyin amca 5bin türk lirası ve kaymakamlıktan verilen 2 ramazan kolisi. sonra oradan da ses kesildi.
bu yıllar benim ortaokul öğrenciliğime denk geliyor. o yıllarda hüseyin amca benim kelimenin tam anlamıyla mentorumdu.belki ahmet kaya’nın şarkısında, balıkçı teknesinde tütün içip , das kapital okuyan yorgun demokrat suphi kadar gizemli ve ürkütücü değildi ama kendi çapında çokça tonton ve çokça kaniydi.
o zamanlar bir kıza aşık olmuştum , adı münevver, yahu kalp denilen organ göğüs kafesini böyle nasıl dövebilir hüseyin amca derdim. o da kocaman bıyıklarının altından sırıtıp , ha ha ha döğer döğer hem de dibekte bir kahvenin mahzar olduğu insaftan çok daha azını göstererek döğer , derdi.
ulan ne diyor bu adam der , eve gider , bilgisayarımdan facebook’a giriş yapıp , dostlarımın kasım kasım kastığı aforizmaları , kola çekirdek ve kıskançlık eşliğinde okurdum.
o zamanlar bir kadın rakı içiyorsa aşık olunası , saçını kısa kestiriyorsa omuza yatırılıp mutlu edilesi , kahkaha atıyorsa içerisindeki kırıklıklar görülesiydi.

heyy gidinin hüseyin toprak’ı ölümünün acısına denk bir acıyı yaşıyorum bugün , yıllar sonra ve sen toprağın altında tamamen kemikten ibaret kalmışken , gördün mü ?

t : olmayan üzüntüdür.

devamını gör...

(6) (1)