mülteci düşmanıyım ve bununla gurur duyuyorum

bir vatansever beyanı. evet yabancı düşmanıyım, evet ırkçıyım, evet faşistim. var mı sorun?

seven varsa aynı odaya koyalım 24 saat geçirsinler.
aynı odada dolu sırtlanla mı akbaba ile mi yoksa mülteci ile mi kalmak isterdiniz?
yiyorsa yapın lan bunu. hadi bakim..

aklın bittiği ve sustuğu yerde son karar şiddete aittir ve ben fransa'yı veya fransızları asla sevmedim ve bunu söylemekten asla vazgeçmedim. gibi sözleri söyleyen diktatör adolf hitler tarzı bir söylem.

sevmemek ayrı, düşman olmak ayrı. mesela ben de sevmiyorum? neden sevmek zorunda mıyım? ama düşman olamam. o başka bir şeydir çünkü.

neyse. allah herkese akıl fikir versin.

yine buradaki yazarların iyiniyetine inandığım için şu kanun maddesini hatırlatmak isterim:

tck m.216- (1) halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

tebrikler.

tanım: söy*

ben hayatım boyunca patlıcan sevmedim. neden sevmediğimi de bilmiyorum böyle doğmuşum. mayonez için de aynısı geçerli. bunu rahatlıkla söylüyorum çünkü hangi patlıcanı getirirsen getir yine sevemiyorum.

şimdi... ben kontrolsüz göçe ve artık b.kunun çıkmaya başladığı bu misafirliğe etimle kemiğimle karşıyım, sevmiyorum. lakin şunu da biliyorum. insanlar, ırklar patlıcan değildir. hepsini sevebilmem de hepsinden nefret edebilmem de mümkün değil. kabul edin her biriniz için bu böyledir.

"evet faşistim var mı bir sorun?" diye sorabilen ve cümlenin içindeki çelişkiyi fark etmeyen yazar beyanı. sorun zaten faşist olman. boşuna demiyorlar hoşgörü sınırsız olursa salak salak işler başlar diye. gurur duyarak faşist olduğunu söylüyor adam. 1945'te bu işlerin bitmiş olması lazımdı. antifa'yı hiç sevmem ama güzel bir antifa dayağı hak ediyor bunlar.

şimdiden not: düzensiz göç karşıtıyım, mültecilerin gitmesi gerektiğini savunuyorum, bunun için faşist olmuyorum ve herhangi bir sebeple faşizme göz yumamam.

mülteci deyince aklınızda canlandırdığınız tip ne ise artık o sizin bileceğiniz iş, ben sakarya istanbul arası yolculuk yapa yapa en az 6-7 arap mülteci ile sohbet etmişidir, hepsi de eğitimli güler yüzlü insanlardı. bugün de baba-oğul-torun ile tanıştım. *

baba ile sohbet ediyoruz, adam dişçiymiş burada kaçak 2 yıl çalışmış sonra yakalamışlar , denklik almaya uğraşıyormuş şu an ailesi gaziantep’te yaşıyor. dedim nerelisin falan suriye, homs tanmış. benim tanıştığım 2 suriyeli kız-erkek kardeş arkadaşım vardı onlarda homstandı ama onlar suudi arabistan’a gitmişlerdi siz neden oraya gitmesiniz dedim hem aynı dil falan. dediki suriyelilerden ikamet için kişi başı 20 bin dolar istiyorlarmış o yüzden gidememişler, bende yoktan sordum ortaya aslında sorduğum sorunun cevabını biliyorum az çok ama o ne diyecek diye merak ettim sordum dedim ki siz arapsınız onlarda arap neden böyle yapıyorlar. durdu bi acı gülümsedi, birkaç saniye düşündü herhalde cümleyi nasıl kurarım diye sonra dediki “eğer vicdanın yoksa öyle yaparsın” öyle diyince üzüldüm bende keşke sormasaydım dedim.

bu arada tipleride öyle düşündüğünüz gibi değil
dede bembeyaz babacan bir adam 190 falan vardır. küçük çocuk sapsarı saçları masmavi gözleri ve pamuk gibiydi, çok güzeldi maşallah ama bunlar benim için önemli değil başlığı açan arkadaş için yazıyorum onun için önemli çünkü, o mülteci diyince onun aklında böyle bir şey canlanmıyor.

o yüzden mülteci vardır aynı yerde kalırsın ne güzel insanlarmış dersin, vatandaşın vardır aynı yerde kalırsın bela okursun. önemli olan insan.