napoleon (2023)

yönetmenliğini ridley scott'un yaptığı bir apple tv plus filmi.napolyon bonapart'ın hayat hikayesinin anlatıldığı epik drama türünde ki filmde başrolleri joaquin phoenix, jodie comer , vanessa kirby ve tahar rahim paylaşıyor. filmin yayınlanma tarihi 22 kasım 2023.

napoleon - official trailer (hd) / sony pictures entertainment

napolyon bonaparte'nin hayatını ridley scott gözüyle göreceğimiz film. mihail kutuzov ve efsanevi 19. yy. rus savunması üzerinden sürekli hakkında bir şeyler okumanın yanında savaş ve barış'ta lev nikolayeviç tolstoy'un yaklaşık 1000 sayfa hakaret ettiği bu adamı sırf seyretmek için seyahat yaptım. bir film seyretmek için seyahat ilk defa yapıyorum. değer mi? kesinlikle değer ve farklı bir açıdan napolyon'un anlatımını merak ediyorum. savaş ve barış'ta zaten onlarca sahne var da, kutuzov'un etrafındaki komutanlarla uyukladığı, hepsi kafa patlatırken gözlerini kapattığı ve umursamadığı anlar vardır. tolstoy öyle bir tasvir eder ki kutuzov'u, sebep yokken bünyeye napolyon nefreti basar. murat, davut ve napolyon'a o kadar aşina olursunuz ki diğer bütün seferlerdeki başarılar gözünüzde hiç olur. bu seviyede zekaya sahip olan, olağanüstü insan lev tolstoy bir insana neden bu kadar nefret duyar? roman boyunca merak edersiniz.

rus seferi'nin pek olmadığını düşünmekle beraber özel hayat ve başarı seferlerinin ciddi yer tuttuğunu düşünüyorum. aksi olursa ve biraz daha tarafsız bakılırsa acayip şaşırırım. keşke çok sevdiğim insan kutuzov da güzel şekilde yer alsa.

uzun yıllar sonra sinemaya gitmemi sağlayan film. bi aksilik olmazsa yarın izleyeceğim inşallah. ne atatürk filmi ne de oppenheimer falan beni bu film kadar heyecanlandırmamıştı. izledikten sonra yazarım elbet bişiler.

özellikle oyunculukların ve savaş sahnelerinin etkileyici olduğunu düşündüğüm sinema filmi.

fakat filmin henüz fragmanını izlemiş biri olarak ilaveten şunu demek istiyorum. vanessa kirby sarışın olarak kalmalı. rol icabı seni o hale soktular biliyorum ama öyle müthişsin be vanessacım. öyle kal .

vanessa kirby'nin sarışın hali


vanessa kirby'nin napeleon' daki josephine hali

olmamış film.

ridley scott amcamız savaş belgeseli gibi bir şey yerine görsel şölen olan, bol şehvetli bir film ortaya çıkartmak istemiş. fakat gelinen noktada rezalet bir film olmuş. borodino? yok. mısır? yok ve bunlar görselde olsa da bize geçmiyor. bakın savaş ve barış örneği vermiştim. savaş ve barış'ta yaralanmalar sonrasında yerde yaralı yatan ya prens andrey ya da bezuhov olması lazım (bezuhov sanırım cepheleri bir kamera gibi arkasına alan kişiydi. savaş ve barış başlığında yazmışsam öyledir yani sanırım yerde yatan kişi andrey) şöyle bir tolstoy anlatımı ile onun yerde yatması sırasında napolyon'un kılık kıyafeti, fiziki özellikleri anlatılır. kafama bunu yerleştirmiş tolstoy. peki ridley scott yapabiliyor mu? yine kitaptan örnek vereyim bütün cepheleri dolaşan kont bezuhov gibi oluyorsunuz. sürekli oradan oraya atlama ile geçiyor film. söylediğim, ridley scott'un belgesel tadı yerine görsel şölen seçimi sebebiyle film özel ve güzel olabilecek tarihi bölümleri resmen eş geçiyor. bunu yapıyorsak o halde bize güzel bir film seyrettirmen gerekir. fakat başaramıyor. ridley scott bu tarz filmleri güzel anlatan birisiyken bu sefer beni hayal kırıklığına uğrattı. görsel olarak çok güzel ama genel anlamda ortaya çıkan şeyleriyle üzücü bir film. ponçik josephine teyzenin cinsel fantezileri pek benlik değil. ben napolyon görmek istiyorum. mesela ben yönetmen olsaydım. beklentimin olduğu tanımda söylediğim şekliyle ya çok nefret edilecek bir napolyon portresi çizer ya da tarantino tarzı ağır ve uzun diyaloglarla napolyon övücü bir film yapardım.

#ridleyscottkapatılsın
#napolyonumadokunma
#tarihöğretmenlerineatamaistiyoruz

görsel efektlerin gayet güzel olduğu fakat içi bomboşmuş gibi hissettiren yapım. yönetmen herhalde ölmeden bir şeyler saçmalayayım demiş gibi. sanata saygım bolca olduğu ve sinemada bir şey yenmesine bile karşı olduğum halde sinemada uyudum. film beni uyuttu. tarihi çokça yanlış vardı ama zaten filmin tarihi anlatması gerekmiyordu, bunu bekleyerek gitmedim. film bir yere varmadı, napoleon ve josephine ilişkisi içi dolu anlatılacak bir ilişkiyken filmde bu da yoktu. zaman kaybıydı benim için.

sinemada izlemeyemediğim için üzüldüğüm filmdi. malum ortamlara düştükten sonra izleme imkanı buldum. izlerken “ulan iyi ki sinemaya gidip boşa zaman ve para harcanmamışım” dedirtti sağ olsun. tamam bi yerde biyografi filmi eyvallah.

ama muhteşem yüzyıl dizisinden hallice abaza bir generalin her fırsatta eşine sulanıp illede çocuk yapacaaazzz, meme, seks diye gösterilir mi lan?

mısır seferinde cezzar ahmed paşa’dan tokat yiyip topukları kıçını vura vura kaçan napolyon’u “eşin josephine, seni aldatıyor hafız çabuk memlekete dön” diye dedikodu ile cepheden göndermiş senaristler. olm bu türk dizisi mi? bu neyin kafası, bu nasıl senaryo? neyse sana puanım 4,5/10 kanka o da merak edip izlediğim için.

konuşursam ağır konuşurum, yaşlı başlı adam diye şimdilik susuyorum. öyle bir film öyle bir gariplik!

4 saatlik versiyonunu bekliyorum o da bu şekilde bir rezillik çıkarsa o zaman gelir bu başlığa iki kelam ederiz. bekleme sebebim ikinci bir once upon a time in america vakası olabilir diye.

sonuçta pazarlama ayrı sanat ayrı, bazen şirketler kim izleyecek 4 saat filmi diyebiliyorlar, apple üzerinden full halini izleyince tekrar konuşalım.

ha bu haliyle yayınlanması yine yönetmenin suçu ama neyse. koskoca ridley scott istediğini yaptıramıyorsa vay halimize.

4dx salonda izlenmesini tavsiye ettiğim film.

napoleon ile birlikte savaşıyorsunuz resmen. bi' an dedim ''n'oluyor daha fazla savaşma, yorulduk da''

rusya'ya gittiğinde o soğuğu hissediyorsunuz, ata bindiğinde siz de onunla zıplaya zıplaya yürüyorsunuz. çok heyecanlı bir o kadar da keyifli bir deneyim.

filme gelecek olursak, kesilmiş haliyle bence birçok olay güzel özetlenmiş. film izleyerek tarih, biyografi öğrenmeye çalışanları anlamıyorum zaten. kaldı ki bu filmde yorum da var. filmi yapan fransız da değil.

tutup napoleon'u amazon'da bir kabilenin lideri olarak göstermişler gibi tepki verilmesini anlamıyorum.

sırf görüntü kalitesi ve savaş sahneleri için bile izlenebilir.

ama yüksek puanı hak ediyor mu? hayır (insanın kendisiyle çelişmesi neydi? insanın kendisiyle çelişmesi buydu).

bir riddley scott filmidir.

filmin senaryosunu david scarpa yazmıştır. filmin başrollerinde son zamanların en gözde oyuncularından joaquin phoenix, the crown ve mission impossible dead reckoning part one'da rol alan vanessa kirby, tahar rahim, rupert everett, mark bonnar, paul rhys ve ben miles oynamıştır.

film 96. akademi ödüllerinde en iyi görsel efekt, en iyi kostüm tasarımı ve en iyi prodüksiyon tasarımı dallarında oscar adayı olmuştur.

1789 yılında gerçekleşen ve tarihin seyrini değiştiren olaylardan biri olan fransız ihtilalinden sonra git gide yükselen ve en sonunda fransız imparatoru olan napoleon bonapart'ın hikayesi anlatılıyor filmde. sanırım hollywood senaryo konusunda artık iyice dara düştü. biyografi filmlerinden geçilmiyor ortalık.

bu zamana kadar izlediğim en kötü ya da benim en az beğendiğim riddley scott filmi oldu diyebilirim. ne oyuncuları beğendim ne de filmin akışını. film benim için tam anlamıyla hayal kırıklığı oldu. uzun uzun sıkıldım film boyunca.

buna rağmen çok önemli olmasa da üç dalda oscar adayı olması filmi bir anlamda kurtarmış gibi görünüyor.

neden 6.4 imdb puanı olduğunu 40-45 dk izleyip dayanamayıp salınca anladım, o kadar puan fazla bile. bu nasıl film olum? joaquin abi joker filminin etkisinde baya bi kalmış anlaşılan çünkü tam bir kaçık spastik gibi göstermişler napolyonu.

ulan bu adam birçok ülkenin tarihinde alamadığı zafer sayısını tek başına almış, ama filmde elektroşok yemiş gibi davranıyor. filmde piramitlere top ateşinde bulunuyor, bakın normalde bilmediğim bir konuydu fakat bu duruma gram inanasım gelmedi ve haklı da çıktım, öyle bir şey yaşanmamış. en son karısı buna manipülasyon uygularken gözünün içine çaresizce bakıp onun söylediklerini tekrar edince kapattım. baştan aşağı rezalet bir film, tam anlamıyla karalama filmi yapmışlar. ucube gibi göstermişler, sakın izlemeyin.

ridley scott, napoleon’un biyografisini çekeyim derken günümüzün toksik ilişkisi ırz düşmanı mauro icardi ve wanda nara’nın aşkını beyaz perdeye taşımış. zamanında filmi sinemada izleyemedim diye üzülmüştüm. şimdi iyi ki sinemaya para ödememişim diyorum.