napoleon ile mehmet berk yaltırık radyo söyleşisi

bu akşam saat 21:00'da sözlük radyosunda gerçekleşecek söyleşidir. davetimizi reddetmeyip sözlüğümüzün radyosuna konuk olmayı kabul eden tarihçi, yazar ve akademisyen mehmet berk yaltırık hocamız ile elveda rumeli dizisini ve o dönemi konuşacağız. tatlı ve güzel bir sohbet olacak. ittihat terakki, ikinci abdülhamit, makedonya'da çıkan isyanlar, o dönemin insan hikayeleri vs vs pek çok güzel konularımız mevcut.

kulaklarınızı radyoya, sorularınızı bu başlığın altına bekliyorum. görüşmek üzere!

merakla beklediğim yayın.emeği geçen herkese teşekkürler.

merakla beklediğim yayın olacak efenim...
sevgiler,saygılar.

dolu bir radyo yayını ama benim katılmam gereken online eğitimim var. adaletin bu mu dünya?

elveda rumeli en sevdiğim bir iki diziden biriydi. seti, müzikleri,tarzı, dönemi vb.

podcasti olur mu acaba diye sesli düşünüyorum.

bu akşam beklediğim yayındır. çok keyifli geçeceğine inanıyorum. iyi yayınlar.

mehmet berk yaltırık gelecekmiş yayına, kaç gündür bu akşamı bekliyorum.
çok güzel bir yayın olacak bence kimse kaçırmasın.
haydi bakalım saatler kaldı.

muhteşem bir anlatı kabiliyetine sahip mehmet bey. keyifle dinletiyor kendimi. tanıma şansınız olmadıysa bile bu akşam tam zamanı.

reklam gibi olacak ama bu fırsat kaçmaz.

belkide ilk defa sözlük radyosu dinlemem vesile olacak programdir.
kendimeaitbiryer tavsiye ettiyse bu anlatim ve sohbet kacmaz .

sorum yok, kökleri ağırlıklı nasliç ve biraz da arnavutluk'a kadar giden bir rumelili olarak merakla beklediğim program.
cinli perili hikayeler başlarsa kaçarım yalnız baştan söylüym.*
yok be aganın valla korkmüym bak. en kötü gelirlerse çekeriz ense köküne iki tane. sanki yan komşunun çocuğu...
(bkz: karabasan)

siz konuşursunuz, ben de tatlı tatlı suluboya yabarak dinlerim. akşam buralardayım.

pöf zihnimi boşaltmam lazım keşke şimdi başlasa..

#2400755
az kaldı az. ben de sabırsızlıkla bekliyorum.

bir miktar gecikme yaşayacağız yayında. yayına girmeden önce buradan haber vereceğim.

ben de kahvemi yapayım o zaman.
haydi bekliyoruz.

biraz geç açtım baktım makedonya'dan bohemianların queen çalıyor sevindim.
aha bismillah diyorlar şarkıda çok iyi.*

yettim ben de!

iyi yayınlar diliyorum, güzel bir program olsun.

ben maalesef diziyi tam olarak izleyemedim, evde annemler falan izlerken denk geldiğim olmuştu. lakin tarihçi olmam hasebiyle programı ilgiyle takip edeceğim.

programı duyunca, elbette hem hafızamı hem de kütüphanemi kontrol ettim, ıgor despot'un doktora tezi olan "balkan savaşları" adlı eserine göz gezdirdim. hepsini de okumak isterdim lakin mümkün olmadı, şöyle bir tespiti var eserinde, "türkler balkan savaşları sonrası, kendi içlerine dönerek ilk başta çok şey kaybetseler de, zamanla diğer balkan devletlerine göre çok daha güçlü hale geldiler." altını çizdim tabii bu tespitin, aslında tespitin doğru olup olmamasından ziyade, doğu avrupa savaşları sonrası zorunlu olarak kendi içimize dönüp, cumhuriyetin ilanı ile birlikte her alanda kendimizi geliştirmeye başladık.

19. yüzyıl başı itibarıyla, osmanlı devleti sürekli savaşlar ve isyanlar ile uğraşırken en çok dikkatini verdiği nokta, rumeli coğrafyasıydı zira hem devletin kuruluş dinamiklerini barındırıyordu hem de, coğrafyanın en bereketli toprakları burada bulunuyordu. diğer yandan, balkan coğrafyasına sarkmadan anadolu'da bir devletin ayakta kalacağını da pek düşünmüyorlardı. en nihayetinde bu coğrafyada insanlık trajesi de olarak iki büyük savaş yaşandı, biri bizim 93 harbi olarak da adlandırdığımız 1878 osmanlı rus savaşı, diğeri de balkan savaşları olarak bilinen dünya savaşı öncesi yaşanan savaş.

93 harbinde, bölgeden göçen, kovulan türk-müslüman sayısı, 2-2.5 milyon olarak veriliyor ki, bu korkunç büyüklükte bir rakam, cumhuriyet kurulduğunda türkiye'nin nüfusunu 10 milyon olarak düşünürsek, rakamın ne boyutta olduğu daha net anlaşılır. doğu avrupa, yer isimleri üzerine araştırmalar yapan sevan nișanyan gelen göçün türkiye'nin demografik yapısını değiştirdiğini söyler.

ardından da balkan savaşları yaşandı ve hem bizim adımıza hem de bölgede yaşayan diğer halklar açısından insanlık trajedesine sahne oldu. bu iki savaşın bana göre önemi en fazla insanlık trajedileri açısından önemli çünkü ilk defa tüm bu bölgede etnik olarak yöre halkını göçe zorlayıp, demografik yapının değişimine neden olundu. yüzyılın başında da kafkasya çerkeslerin büyük sürgünü var. ilk önce güney sırbistan sonra kuzey ve batı bulgaristan derken bu bölgede türklerin sayısı marjinal düzeye geldi. aynı şekilde özelikle selanik yahudileri de bu bölgeden kovuldu ve katledildi. sadece türkler açısından değil, demografik yapıyı değiştirmek için bölgenin diğer halklarına da ciddi baskılar yapıldı. örneğin makedonya'ya hakim olmak isteyen, sırbistan, bulgaristan ve de yunanistan ciddi bir emperyalist güç savaşına tutuştu. balkan coğrafyası ve kafkasya'da olanlardan sonra, türkiye'de bilindiği üzere ermeniler de bundan nasibini aldı.

açıkçası bu dönem benim açımdan genel olarak insanı açıdan bir trajediye tekabül ediyor, işin de en kötü yanını bu nokta oluşturuyor.

mehmet berk yaltırık’ı mert günhanın kanalında dinlemiştim ve o gecenin sabahında uyandığımda elimde kınaya benzer lekeler çıkmıştı. bu yüzden bu yayınını da dinlesem mi dinlemesem mi kararsızım.

o değil de, şarkı beni biraz duygusallaştırdı şu an.

evete arkadaşlar gecikme için öncelikle özür dilerim. 5-10 dakika içinde yayında olacağım. hocamız yakın çevresinde yaşanan acil bir sağlık problemi nedeniyle katılamayacak yayına ne yazık ki. gecikmenin sebebi; bu ani gelişen durum nedeniyle hocamızla iletişimde yaşadığımız sıkıntıdır. bugün için ne yazık ki söyleşiyi gerçekleştiremiyoruz. ancak en kısa zamanda yayını gerçekleştireceğiz kendisiyle. sözlüğe ve dinleyicilere çok selamı var kendisinin.

az sonra ben gireceğim yayına, görüşmek üzere.

olm bu adamda bir şey var he. ilk dinlediğimde elimde kına çıktı, şimdi de dinliyim bakalım bu gece ne olacak dedim, adamın çevresinden birine bir şey olmuş...

sorun bende de olabilir.