1.
blind guardian’ın 1998’de çıkan silmarillion temalı konsept albümü.
yüzüklerin efendisi ve the hobbit seri filmlerinde howard shore inanılmaz başarılı bir soundtrack’le olaya el atmışsa da; gönlümün blind guardian’ın yapmış olmasından yana bir ukdeyle dolmasına bu albüm sebep olur. albümdeki when sorrow sang şarkısı beren and luthien’e yazılmış.
ayrıca bu albümde yer almayan the bard’s song’un da bard the bowman için yazıldığını eklemeliyim.
yüzüklerin efendisi ve the hobbit seri filmlerinde howard shore inanılmaz başarılı bir soundtrack’le olaya el atmışsa da; gönlümün blind guardian’ın yapmış olmasından yana bir ukdeyle dolmasına bu albüm sebep olur. albümdeki when sorrow sang şarkısı beren and luthien’e yazılmış.
ayrıca bu albümde yer almayan the bard’s song’un da bard the bowman için yazıldığını eklemeliyim.
devamını gör...
2.
blind guardian'ın orta dünya hikayeleriyle bezediği muhteşem albümü. azap savaşı'ndan morgoth'un çığlığına, feanor'un lanetinden ani ateş savaşı'na pek çok hikayeyi ele alır. tolkien'in hikayelerine sadık kalmak amacıyla grup üyeleri sıkı bir şekilde orta dünya tarihine çalışmıştır bu albümün öncesinde. yoğun melodik yapılar, power metal, progresif unsurlar vb pek çok dokunuşla oldukça zengin bir müzikal tecrübe yaşatır dinleyiciye.
devamını gör...
3.
blind guardian'ın 98 çıkışlı albümü. bir önceki giride yüzeysel bir şeyler yazıp bırakmışım. şimdi tek tek albümteki parçaların silmarillion'da nerelere denk düştüğünü irdeleyerek ele alalım;
war of wrath
albüm, bir savaşın yankılarıyla açılıyor. bir şarkıdan ziyade acılarla dolu bir hikayenin girişindeyiz. savaş çığlıkları, çarpışan metallerin sesleri, hızlı adımlarla efendisi morgoth'un yanına yürüyen sauron... morgoth’un ona "kaç, saklan, beni bırak, ama intikamımı unutma." deyişi. valar’ın öfke savaşı sırasında morgoth’un mağlubiyeti ve onun kaçışıyla birleşiyor. parça albümün geri kalanında şahit olacağımız hikayelerin gerilimini kuruyor adeta. karanlığa karşı yapılan kuşatma adeta.
into the storm
fırtına sesleri öylesine bir gerilim unsuru olarak eklenmiş denemez. feanor’un içinde kopan öfkenin, nefretin metaforu. morgoth’un silmarilleri çalmasıyla zirveye çıkan öfkesi hem feanor’un hem de tüm orta dünyanın hatta aman'ın kaderini sonsuza dek değiştiriyor. feanor’un “ı’ll face it, ı’ll embrace it, the storm” sözleri, ne pahasına olursa olsun morgoth’u takip edeceğini ve kendisini karanlığın içine atacağını gösteriyor. bu, tolkien’in anlattığı noldor’un hırsını ve trajedisini işaret ediyor.
lammoth
güçlü bir çığlıktan ibaret kısacık bir geçiş parçası olan lammoth hikayeye küçük bir selam çakmaktan ibaret. beleriand'da ered lomin'e sınır olan bu bölge, ungoliant'ın saldırması sonucu melkor'un orada sonsuza dek yankılanacak çığlığından adını alıyor.
nightfall
silmarillion'dan hüzünlü bir kesiti ele alıyor. morgoth’un hırsı ve feanor’un yeminiyle başlayan lanet, beleriand’ın üzerine bir kabus gibi çöker. “nightfall quietly crept in and changed us all” dizeleri, sadece fiziksel bir karanlığa değil, ruhlara çöken bir umutsuzluğa da işaret eder. şarkıda, elflerin pişmanlıkları ve kaybettikleri masumiyete yer verilir. özellikle finrod gibi karakterlerin, geçmişte yapılan hataların ağırlığını taşırken hissettikleri derin acıyla bağ kurarız dinlerken.
the minstrel
bu kısa ve duygusal parçada, feanor’un oğlu maglor’un sesini duyuyoruz. maglor, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda bir ozan. şarkıları, silmariller için dökülen kanların ağıtlarıyla bezenmiştir. bu parçada, maglor’un silmaril’in laneti karşısında duyduğu derin pişmanlığı görüyoruz.
the curse of feanor
feanor’un laneti burada esas olarak ele alınıyor. öfkesi, ailesini ve halkını felakete sürükleyen bir alevdir. şarkı boyunca, feanor’un perspektifinden bir pişmanlık ve hiddet duyarız: “ı will always remember their cries, like a shadow which covers the light.” bu dizeler, onun kendi kararlarının sonuçlarına dair farkındalığını ama aynı zamanda kontrol de edemediği hırsını anlatıyor. silmariller’in peşindeki yemin, sadece onun değil, nesillerinin de kaderini mühürlemiştir artık.
captured
morgoth’un ellerine düşen maedhros’un acısı. angband’ın zirvesinde zincirlere asılan maedhros, sadece fiziksel değil, ruhsal bir işkence de yaşar. “chained and betrayed” diye özetlenir mahkumiyeti. morgoth’un zalimliği ve maedhros’un takati üzerinedir.
blood tears
finrod felagund’un içsel çatışmasındayız. feanor’un kararlarının sonuçları, gölgesi, finrod gibi asil bir karakterin üzerine düşer. “blood tears ı’ve cried for my fallen kin” sadece bir pişmanlık ifadesi değil, aynı zamanda onun halkını koruma arzusunu da işaret eder.
mirror mirror
gondolin’in yükselişi ve turgon’un hikayesindeyiz. ulmo’nun rüyalarına girip turgon’a gondolin’i inşa etmesi için verdiği ilham, bir halkın umutla sığınacağı bir yerin doğumunu işaret eder. ancak turgon, gondolin’in yıkılacağını da içten içe bilir. şarkıda geçen “a hidden gate to save us from the shadow, mirror, mirror, what will be?” dizeleri, turgon’un bu umudu ile yaklaşan yıkım arasında sıkışıp kaldığını ifade ediyor. albümün stand alone en sevilen şarkılarından birinin de bu hikayeden doğan bir şarkı olması beni ayrıca mutlu ediyor.
face the truth
bu kısa geçiş parçasıyla yeniden feanor'layız. içindeki karanlık ve silmariller’in cazibesiyle yüzleşmekte. “face the truth, accept the blame” sözleri, feanor’un kendisiyle ve lanetiyle yüzleşmesini anlatır. kısa ama etkili bir şekilde, onun kaderine duyduğu inatçılığı görüyoruz tekrar.
noldor (dead winter reigns)
noldor halkının işlediği günahlar ve bu günahların bedelleri, şarkının ağır temposu ve kasvetli melodisiyle dinleyiciye sunuluyor. alqualonde katliamı’nın izleri hala tazedir. noldor, teleri elflerinin gemilerini çalar ve onları katleder. bu eylemler valar’ın gözünde noldor’un lanetlenmesine yol açar. şarkı boyunca “betrayed by my love” sözleri yankılanırken, feanor’un kararlarının sadece kendisine değil, tüm halkına ne kadar büyük bir yıkım getirdiği ifade edilir.
battle of sudden flame
dagor bragollach *, tüm dehşetiyle karşımızda. morgoth, angband’dan fışkıran bir alev deniziyle elflerin ve insanların topraklarını yakar, yıkar. şarkının hızlı temposu, savaşın kaotik halini ve elflerin kendilerini savunmaya çalışırken yaşadıkları çaresizliği ifade ediyor. “they broke the oath, and the flames will devour them” dizesi, morgoth’un zulmünü betimliyor.
time stands still (at the ıron hill)
bu parça, silmarillion’un en destansı sekanslarından biri olan (kişisel favorilerim listesinde ilk üçte kesinlikle) fingolfin ve morgoth’un düellosunu anlatıyor. fingolfin, halkının acılarına dayanamayıp morgoth’a birebir meydan okumaya karar veriyor. “the doom shall be mine” diyerek morgoth’un kalesine yürüyor. öfkesinden gözleri bir vala gibi parlamaktadır altındaki atı rochallor son sürat koşarken. öyle ki etrafına yaydığı bu görüntüyle birlikte, vala orome ve atı nahar sanılır ve kendisini gören türlü varlığın sağa sola kaçıştığı rivayet edilir. nihayetinde angband'ın kapısına dayanır ve onunla dövüşür. şarkı, bu düellonun azametini, fingolfin’in cesaretini ve morgoth’un bile ondan nasıl çekindiğini anlatır. her darbe, morgoth’u acıya boğar, ancak fingolfin sonunda yenilir.
the dark elf
bu parçada da karanlık tarafa geçmiş bir elf olan eol’ün hikayesine yer verilir. “a shadow creeps among the trees” dizesi, eol’e bir atıftır.
thorn
hurin’in trajedisinin derinliklerindeyiz. morgoth tarafından esir alınan hurin, zincire vurulmuş halde, ailesinin başına gelecek korkunç olayları izlemeye zorlanır. morgoth’un hurin’e işkencesi, sadece fiziksel değil aynı zamanda ruhsal bir işkencedir. “a thorn in my heart, darkens my soul” dizesi, hurin’in yaşadığı içsel acıyı betimliyor.
the eldar
finrod felagund’un ölümüne bir ağıt denebilir. finrod, beren ve luthien’e yardım etmek için hayatını feda eder. parça da onun bu fedakarlığına dair. “oh, shall we ever see the light again?” dizesi, eldar’ın umutlarını ve kederlerini ifade eder.
nom the wise
bir başka kısa parçaylayız. nom the wise da finrod felagund’a bir selam niteliğinde. şarkı, onun sadece bir kral değil, aynı zamanda bilge ve sevilen bir lider olduğunu anlatıyor. “his spirit won't fade, though he died to save the day” sözleri, finrod’un fedakarlığını ve halkı tarafından nasıl hatırlandığını ifade ediyor.
when sorrow sang
beren ve luthien’in destansı aşkı bu şarkının konusu. luthien’in beren için yaptığı fedakarlıklar anlatılıyor. luthien, ölümlü sevgilisi için her şeyi göze alır, morgoth’un kalesine bile girer. “you are my guiding light” sözleri, beren’in luthien’e duyduğu aşk ve minnettarlığın bir ifadesi.
out on the water
kısa ve sakin bir mola gibi gelen bu parça, büyük olayların arasında bir nefes alma vakti tanıyor. belirsizlikle dolu bir geleceğin düşüncesi var şarkıda. kısacık bir melodi, kısacık bir vokal sekansı. huzurlu ve rahatlatan ama ne yazık ki kısacık.
the steadfast
hurin’in kararlılığı ve iradesi anlatılıyor. morgoth’un karşısında bile eğilmeyen hurin, tüm trajedilere rağmen inancını koruyor. “steadfast ı’ll stand” dizesi, onun bu direncinden ileri gelir.
a dark passage
morgoth’un zaferleri, dünyayı karanlığa sürüklemiştir. feanor’un yemini, noldor’un laneti ve silmariller’in peşindeki felaketlerin ağırlığı... hepsi burada birleşir artık ve “a dark passage to my fate” dizesi, albümün temel temasını suratımıza fırlatır. tolkien'in evrenindeki tek tanrı ibrahimî dinlerin yaratıcısıyla paraleldir. tolkien'e göre herkesin ve her şeyin ötesinde ilahi bir örgü vardır ve kader yaşanmalıdır. feanor'un ve onunla birlikte orta dünyanın kaderi de buradadır işte; kader, lanet ve trajedi.
final chapter (thus ends)
albüm morgoth’un yenilmesi ve valar’ın orta dünya’ya müdahalesiyle yeni bir çağın başlamasıyla kapanır.
war of wrath
albüm, bir savaşın yankılarıyla açılıyor. bir şarkıdan ziyade acılarla dolu bir hikayenin girişindeyiz. savaş çığlıkları, çarpışan metallerin sesleri, hızlı adımlarla efendisi morgoth'un yanına yürüyen sauron... morgoth’un ona "kaç, saklan, beni bırak, ama intikamımı unutma." deyişi. valar’ın öfke savaşı sırasında morgoth’un mağlubiyeti ve onun kaçışıyla birleşiyor. parça albümün geri kalanında şahit olacağımız hikayelerin gerilimini kuruyor adeta. karanlığa karşı yapılan kuşatma adeta.
into the storm
fırtına sesleri öylesine bir gerilim unsuru olarak eklenmiş denemez. feanor’un içinde kopan öfkenin, nefretin metaforu. morgoth’un silmarilleri çalmasıyla zirveye çıkan öfkesi hem feanor’un hem de tüm orta dünyanın hatta aman'ın kaderini sonsuza dek değiştiriyor. feanor’un “ı’ll face it, ı’ll embrace it, the storm” sözleri, ne pahasına olursa olsun morgoth’u takip edeceğini ve kendisini karanlığın içine atacağını gösteriyor. bu, tolkien’in anlattığı noldor’un hırsını ve trajedisini işaret ediyor.
lammoth
güçlü bir çığlıktan ibaret kısacık bir geçiş parçası olan lammoth hikayeye küçük bir selam çakmaktan ibaret. beleriand'da ered lomin'e sınır olan bu bölge, ungoliant'ın saldırması sonucu melkor'un orada sonsuza dek yankılanacak çığlığından adını alıyor.
nightfall
silmarillion'dan hüzünlü bir kesiti ele alıyor. morgoth’un hırsı ve feanor’un yeminiyle başlayan lanet, beleriand’ın üzerine bir kabus gibi çöker. “nightfall quietly crept in and changed us all” dizeleri, sadece fiziksel bir karanlığa değil, ruhlara çöken bir umutsuzluğa da işaret eder. şarkıda, elflerin pişmanlıkları ve kaybettikleri masumiyete yer verilir. özellikle finrod gibi karakterlerin, geçmişte yapılan hataların ağırlığını taşırken hissettikleri derin acıyla bağ kurarız dinlerken.
the minstrel
bu kısa ve duygusal parçada, feanor’un oğlu maglor’un sesini duyuyoruz. maglor, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda bir ozan. şarkıları, silmariller için dökülen kanların ağıtlarıyla bezenmiştir. bu parçada, maglor’un silmaril’in laneti karşısında duyduğu derin pişmanlığı görüyoruz.
the curse of feanor
feanor’un laneti burada esas olarak ele alınıyor. öfkesi, ailesini ve halkını felakete sürükleyen bir alevdir. şarkı boyunca, feanor’un perspektifinden bir pişmanlık ve hiddet duyarız: “ı will always remember their cries, like a shadow which covers the light.” bu dizeler, onun kendi kararlarının sonuçlarına dair farkındalığını ama aynı zamanda kontrol de edemediği hırsını anlatıyor. silmariller’in peşindeki yemin, sadece onun değil, nesillerinin de kaderini mühürlemiştir artık.
captured
morgoth’un ellerine düşen maedhros’un acısı. angband’ın zirvesinde zincirlere asılan maedhros, sadece fiziksel değil, ruhsal bir işkence de yaşar. “chained and betrayed” diye özetlenir mahkumiyeti. morgoth’un zalimliği ve maedhros’un takati üzerinedir.
blood tears
finrod felagund’un içsel çatışmasındayız. feanor’un kararlarının sonuçları, gölgesi, finrod gibi asil bir karakterin üzerine düşer. “blood tears ı’ve cried for my fallen kin” sadece bir pişmanlık ifadesi değil, aynı zamanda onun halkını koruma arzusunu da işaret eder.
mirror mirror
gondolin’in yükselişi ve turgon’un hikayesindeyiz. ulmo’nun rüyalarına girip turgon’a gondolin’i inşa etmesi için verdiği ilham, bir halkın umutla sığınacağı bir yerin doğumunu işaret eder. ancak turgon, gondolin’in yıkılacağını da içten içe bilir. şarkıda geçen “a hidden gate to save us from the shadow, mirror, mirror, what will be?” dizeleri, turgon’un bu umudu ile yaklaşan yıkım arasında sıkışıp kaldığını ifade ediyor. albümün stand alone en sevilen şarkılarından birinin de bu hikayeden doğan bir şarkı olması beni ayrıca mutlu ediyor.
face the truth
bu kısa geçiş parçasıyla yeniden feanor'layız. içindeki karanlık ve silmariller’in cazibesiyle yüzleşmekte. “face the truth, accept the blame” sözleri, feanor’un kendisiyle ve lanetiyle yüzleşmesini anlatır. kısa ama etkili bir şekilde, onun kaderine duyduğu inatçılığı görüyoruz tekrar.
noldor (dead winter reigns)
noldor halkının işlediği günahlar ve bu günahların bedelleri, şarkının ağır temposu ve kasvetli melodisiyle dinleyiciye sunuluyor. alqualonde katliamı’nın izleri hala tazedir. noldor, teleri elflerinin gemilerini çalar ve onları katleder. bu eylemler valar’ın gözünde noldor’un lanetlenmesine yol açar. şarkı boyunca “betrayed by my love” sözleri yankılanırken, feanor’un kararlarının sadece kendisine değil, tüm halkına ne kadar büyük bir yıkım getirdiği ifade edilir.
battle of sudden flame
dagor bragollach *, tüm dehşetiyle karşımızda. morgoth, angband’dan fışkıran bir alev deniziyle elflerin ve insanların topraklarını yakar, yıkar. şarkının hızlı temposu, savaşın kaotik halini ve elflerin kendilerini savunmaya çalışırken yaşadıkları çaresizliği ifade ediyor. “they broke the oath, and the flames will devour them” dizesi, morgoth’un zulmünü betimliyor.
time stands still (at the ıron hill)
bu parça, silmarillion’un en destansı sekanslarından biri olan (kişisel favorilerim listesinde ilk üçte kesinlikle) fingolfin ve morgoth’un düellosunu anlatıyor. fingolfin, halkının acılarına dayanamayıp morgoth’a birebir meydan okumaya karar veriyor. “the doom shall be mine” diyerek morgoth’un kalesine yürüyor. öfkesinden gözleri bir vala gibi parlamaktadır altındaki atı rochallor son sürat koşarken. öyle ki etrafına yaydığı bu görüntüyle birlikte, vala orome ve atı nahar sanılır ve kendisini gören türlü varlığın sağa sola kaçıştığı rivayet edilir. nihayetinde angband'ın kapısına dayanır ve onunla dövüşür. şarkı, bu düellonun azametini, fingolfin’in cesaretini ve morgoth’un bile ondan nasıl çekindiğini anlatır. her darbe, morgoth’u acıya boğar, ancak fingolfin sonunda yenilir.
the dark elf
bu parçada da karanlık tarafa geçmiş bir elf olan eol’ün hikayesine yer verilir. “a shadow creeps among the trees” dizesi, eol’e bir atıftır.
thorn
hurin’in trajedisinin derinliklerindeyiz. morgoth tarafından esir alınan hurin, zincire vurulmuş halde, ailesinin başına gelecek korkunç olayları izlemeye zorlanır. morgoth’un hurin’e işkencesi, sadece fiziksel değil aynı zamanda ruhsal bir işkencedir. “a thorn in my heart, darkens my soul” dizesi, hurin’in yaşadığı içsel acıyı betimliyor.
the eldar
finrod felagund’un ölümüne bir ağıt denebilir. finrod, beren ve luthien’e yardım etmek için hayatını feda eder. parça da onun bu fedakarlığına dair. “oh, shall we ever see the light again?” dizesi, eldar’ın umutlarını ve kederlerini ifade eder.
nom the wise
bir başka kısa parçaylayız. nom the wise da finrod felagund’a bir selam niteliğinde. şarkı, onun sadece bir kral değil, aynı zamanda bilge ve sevilen bir lider olduğunu anlatıyor. “his spirit won't fade, though he died to save the day” sözleri, finrod’un fedakarlığını ve halkı tarafından nasıl hatırlandığını ifade ediyor.
when sorrow sang
beren ve luthien’in destansı aşkı bu şarkının konusu. luthien’in beren için yaptığı fedakarlıklar anlatılıyor. luthien, ölümlü sevgilisi için her şeyi göze alır, morgoth’un kalesine bile girer. “you are my guiding light” sözleri, beren’in luthien’e duyduğu aşk ve minnettarlığın bir ifadesi.
out on the water
kısa ve sakin bir mola gibi gelen bu parça, büyük olayların arasında bir nefes alma vakti tanıyor. belirsizlikle dolu bir geleceğin düşüncesi var şarkıda. kısacık bir melodi, kısacık bir vokal sekansı. huzurlu ve rahatlatan ama ne yazık ki kısacık.
the steadfast
hurin’in kararlılığı ve iradesi anlatılıyor. morgoth’un karşısında bile eğilmeyen hurin, tüm trajedilere rağmen inancını koruyor. “steadfast ı’ll stand” dizesi, onun bu direncinden ileri gelir.
a dark passage
morgoth’un zaferleri, dünyayı karanlığa sürüklemiştir. feanor’un yemini, noldor’un laneti ve silmariller’in peşindeki felaketlerin ağırlığı... hepsi burada birleşir artık ve “a dark passage to my fate” dizesi, albümün temel temasını suratımıza fırlatır. tolkien'in evrenindeki tek tanrı ibrahimî dinlerin yaratıcısıyla paraleldir. tolkien'e göre herkesin ve her şeyin ötesinde ilahi bir örgü vardır ve kader yaşanmalıdır. feanor'un ve onunla birlikte orta dünyanın kaderi de buradadır işte; kader, lanet ve trajedi.
final chapter (thus ends)
albüm morgoth’un yenilmesi ve valar’ın orta dünya’ya müdahalesiyle yeni bir çağın başlamasıyla kapanır.
devamını gör...