21.
darabe fiyilinin kıvrılması ile 4 çü zangin erkeklerin işine gelir bir şekilde çarpıyılmış kur'an ayeti.
devamını gör...
22.
benden önce açıklayanlar olmuş; orada dövmek fiilinden değil ayrılıktan bahseder allah. beni üzen bazı insanların her durumda dinle dalga geçmesidir. dalga geçmek size ne kazandırıyor merak ediyorum sadece? tamam etrafınızda islam’ı kullanıp islam dışı her şeyi yapan gelenekçilere kızın ama işin özü olan kuran ayetleriyle lütfen dalga geçmeyiniz. doğrusuna siz de bakın ve etrafınıza anlatın ve inanmayacaksanız böyle inanmayın. şu gelenekçilerden bir farkınız olsun; onlar bizim gibi doğruları söyleyenleri yakalasa kafamızı gövdemizden ayıracak belki, siz de üzerine tüy dikiyorsunuz arkadaşlar.
devamını gör...
23.
80'li yıllara kadar hiçbir yerde " darabe" kelimesinin dövmek dışında bir anlama geldiğini savunan kimse yoktu. ilk dönem islam eserlerinde, dövmenin nasıl yapılacağına dair özel bölümler vardir.. buradan, ilk dönemlerde de darabe kelimesinin dövmek olarak anlaşıldığı anlamı çıkmaktadır..
16. yy osmanlı'sinda yaşasaydik veya türkiye güneydoğudan ibaret bir ülke olsaydı, hayır dövmek değil kovmak yorumunu kim yapabilirdi?
kur'an'ın içinde yazan her şey dindir diye, en başından kendini bağlayan bu güruh şimdi tükürdüğünü yalamak istememektedir. günümüzde hangi kadın bir adamın 4. eşi olmayı memnuniyetle kabul eder yahut döv karını diye bir anlayışı onaylar?
73 ayrı kol.mezhep ve yolun her ne kadar yanlış aykiri ve batıl olursa olsun hepsinin yeterince kuran'dan ayetle kendini desteklediği bir inanış biçimidir islam. ben hayatımda bu kitap bize yetmiyor benim anlayışımi destekleyecek ayet bulamıyorum diyen bir güruh görmedim.. çözüm aranacaksa bu meseleler kuran üzerinden değil, sünnet üzerinden konuşmalıdır. geleneksel anlayış yüzyıllarca kadını döv diye anlamis, modern çağın bakış açısı kelimeyi revize ederek, uzaklaştır evden kov anlamına çevirmiştir.. nitekim ekseri tüm klasik islam eserlerinde bu kelimenin dövmek mi kovmak mı tartışması yaşanmaması da, kelimenin dövmek anlamına geldiğinin kabul edildiğini gösterir...
yani 1300 yıldır bu ayeti tüm islam camiasi darp etmek olarak algılamış bu darp kelimesine başka bir alternatif kelime sunmamasina rağmen, bunu 1980'lerde meal verenler mi düzeltti?
16. yy osmanlı'sinda yaşasaydik veya türkiye güneydoğudan ibaret bir ülke olsaydı, hayır dövmek değil kovmak yorumunu kim yapabilirdi?
kur'an'ın içinde yazan her şey dindir diye, en başından kendini bağlayan bu güruh şimdi tükürdüğünü yalamak istememektedir. günümüzde hangi kadın bir adamın 4. eşi olmayı memnuniyetle kabul eder yahut döv karını diye bir anlayışı onaylar?
73 ayrı kol.mezhep ve yolun her ne kadar yanlış aykiri ve batıl olursa olsun hepsinin yeterince kuran'dan ayetle kendini desteklediği bir inanış biçimidir islam. ben hayatımda bu kitap bize yetmiyor benim anlayışımi destekleyecek ayet bulamıyorum diyen bir güruh görmedim.. çözüm aranacaksa bu meseleler kuran üzerinden değil, sünnet üzerinden konuşmalıdır. geleneksel anlayış yüzyıllarca kadını döv diye anlamis, modern çağın bakış açısı kelimeyi revize ederek, uzaklaştır evden kov anlamına çevirmiştir.. nitekim ekseri tüm klasik islam eserlerinde bu kelimenin dövmek mi kovmak mı tartışması yaşanmaması da, kelimenin dövmek anlamına geldiğinin kabul edildiğini gösterir...
yani 1300 yıldır bu ayeti tüm islam camiasi darp etmek olarak algılamış bu darp kelimesine başka bir alternatif kelime sunmamasina rağmen, bunu 1980'lerde meal verenler mi düzeltti?
devamını gör...
24.
yalniz 80'li yillara kadar darabe'nin dovmek disinda anlama geldigini savunan vardi.
ibn arabi mi ata'dan yaptigi nakilde ne bunu savunmustu.
ayrica tabiin'in buyuklerinden ata'nin dovmeyi mekruh kabul ettigi soylenmistir.
zaten ata kuran'daki bu emri sembolik olarak anlamis, ve fircayla dovun demistir.
islami kitaplar dovmenin siddetini azaltan, bunu semboliklestiren nakillerle dolu.
nitekim bununla alakali da kac tane hadis vardir.
kadina siddete sahsen karsi degilim.
siddete layik bi insan erkek olsun kadin olsun bence dovulmelidir.
ama 80'lere kadar yoktu demek cok da dogru degil.
ibn arabi mi ata'dan yaptigi nakilde ne bunu savunmustu.
ayrica tabiin'in buyuklerinden ata'nin dovmeyi mekruh kabul ettigi soylenmistir.
zaten ata kuran'daki bu emri sembolik olarak anlamis, ve fircayla dovun demistir.
islami kitaplar dovmenin siddetini azaltan, bunu semboliklestiren nakillerle dolu.
nitekim bununla alakali da kac tane hadis vardir.
kadina siddete sahsen karsi degilim.
siddete layik bi insan erkek olsun kadin olsun bence dovulmelidir.
ama 80'lere kadar yoktu demek cok da dogru degil.
devamını gör...
25.
zannedersem bir önceki yazının anahtar kelimesi ''günümüzde''. işte o günümüzde meselesi din'in zamanlar üstünü konumuna zıt. dinin temel metni olan kuran ve hadisleri de zamanın siyaseti, sosyolojisi ve bilimsel anlayışına uygun ve ehil ! hale getirmeyi düşünen dindar veya dindar olmayan ama din üzerinde kafa yoran kişilerin açmazı.
1- kur'an allah'ın indirdiği ve o'nun kelamı olan ilahi bir nizamname midir ? ( evet diyorsanız 2'ye geçelim)
2- allah'ın nisa 34'te emir buyurduğu sözün sözlük manası dışında o dönem ve sonraki süreçte arap dili istilahında başka yorumu var mıdır ?
3- peygamber sav , ashabı, ehli beyt'i ve sonradan gelenler bu ayeti nasıl anlamışlar ve nasıl uygulamışlardır ?
4- tarih boyunca islam toplumlarında kadının yeri ve konumunun kur'an'ın çizdiği sınır ve tanıdığı hakların altında mı üzerinde mi seyretmiştir ? örneğin adeta maderşahi bir toplum olan iran ile, afganistan'daki kadınların sosyal hayattaki statüsü ile bosna'daki yahut amerikan islam toplumundaki kadınların konumu aynı mıdır ?
ayete bakıldığında baş edilmesi oldukça güç ve muhtemelen hem kocasıyla cedelleşip, hem aile huzurunun korunmasına katkı yapmadığı gibi, kendi namusuna halel getirecek davranışlarda ve iffeti zedeleyecek hareketlerde bulunan kadınlardan bahsedildiği anlaşılıyor. boşanma, islam'da öylesine sevilmeyen bir mübah ki, allah cc kadının belki davranışlarını düzeltir ve dönemin arap toplum yapısı içerisinde, boşanmış ve kendi üzerinde çirkin emelleri olan kişilerin elinde bir zevk aracına dönüşmemesi için, erkek kişisinin sorunu çözmesi için bir kaç aşamalı bir yol çiziyor.
tabi, iş artık darabe ( vurma) noktasına geldiğinde ailenin fazla devam edemeyeceği günümüz koşullarında aşikardır. erkeğin sabırlı olması, kendisinin ve kadınının zor duruma düşmesine izin vermemesi gerekmektedir. günümüz toplumunda artık erkekler, zaten serkeşlik olarak görülen hareketlerin çoğunu olumlamasa da sineye çektikleri için, darabe mevzusu bir uyarı olmaktan çıkmış, sadece psikopatların karıları üzerinde kendi ezilmişlikleri tatmin ettikleri bu güç gösterisine dönmüştür. onun haricinde aşk, fedakarlık, sabır ve tolerans gibi kavramlar da aile ve toplum hayatında yok olduğu için iş o aşamalara gelmeden taraflar boşanmaktadır. zaten kadının ekonomik özgürlüğü de varsa, tüm bu aşamalar yaşanmadan mesele boşanmaya gitmektedir.
üstteki yazının sonunda '' günümüzde hangi kadın bir erkeğin dördüncü eşi olmayı kabul eder ? '' sorusunu soran kişinin toplumu tanıdığı ama kadınları tanıdığını düşünmüyorum. fedakarlık göstermeden alma hususu kadınların çoğunun uzmanlığıdır. erkek yeterince muktedir ( cinsel anlamda değil), güçlü, ekonomik açıdan çok şey vaat eden yahut serbest toplum yapısında beğenilen ve arzu edilen bir kişiyse, onun dört değil on dördüncü kadını olmayı isteyen pek çok kadın bulabilirim. ünlü erkek oyuncular, modeller, sporcuların instagram dm'lerinde kim bilir kimlerin ne mesajları vardır.
1- kur'an allah'ın indirdiği ve o'nun kelamı olan ilahi bir nizamname midir ? ( evet diyorsanız 2'ye geçelim)
2- allah'ın nisa 34'te emir buyurduğu sözün sözlük manası dışında o dönem ve sonraki süreçte arap dili istilahında başka yorumu var mıdır ?
3- peygamber sav , ashabı, ehli beyt'i ve sonradan gelenler bu ayeti nasıl anlamışlar ve nasıl uygulamışlardır ?
4- tarih boyunca islam toplumlarında kadının yeri ve konumunun kur'an'ın çizdiği sınır ve tanıdığı hakların altında mı üzerinde mi seyretmiştir ? örneğin adeta maderşahi bir toplum olan iran ile, afganistan'daki kadınların sosyal hayattaki statüsü ile bosna'daki yahut amerikan islam toplumundaki kadınların konumu aynı mıdır ?
ayete bakıldığında baş edilmesi oldukça güç ve muhtemelen hem kocasıyla cedelleşip, hem aile huzurunun korunmasına katkı yapmadığı gibi, kendi namusuna halel getirecek davranışlarda ve iffeti zedeleyecek hareketlerde bulunan kadınlardan bahsedildiği anlaşılıyor. boşanma, islam'da öylesine sevilmeyen bir mübah ki, allah cc kadının belki davranışlarını düzeltir ve dönemin arap toplum yapısı içerisinde, boşanmış ve kendi üzerinde çirkin emelleri olan kişilerin elinde bir zevk aracına dönüşmemesi için, erkek kişisinin sorunu çözmesi için bir kaç aşamalı bir yol çiziyor.
tabi, iş artık darabe ( vurma) noktasına geldiğinde ailenin fazla devam edemeyeceği günümüz koşullarında aşikardır. erkeğin sabırlı olması, kendisinin ve kadınının zor duruma düşmesine izin vermemesi gerekmektedir. günümüz toplumunda artık erkekler, zaten serkeşlik olarak görülen hareketlerin çoğunu olumlamasa da sineye çektikleri için, darabe mevzusu bir uyarı olmaktan çıkmış, sadece psikopatların karıları üzerinde kendi ezilmişlikleri tatmin ettikleri bu güç gösterisine dönmüştür. onun haricinde aşk, fedakarlık, sabır ve tolerans gibi kavramlar da aile ve toplum hayatında yok olduğu için iş o aşamalara gelmeden taraflar boşanmaktadır. zaten kadının ekonomik özgürlüğü de varsa, tüm bu aşamalar yaşanmadan mesele boşanmaya gitmektedir.
üstteki yazının sonunda '' günümüzde hangi kadın bir erkeğin dördüncü eşi olmayı kabul eder ? '' sorusunu soran kişinin toplumu tanıdığı ama kadınları tanıdığını düşünmüyorum. fedakarlık göstermeden alma hususu kadınların çoğunun uzmanlığıdır. erkek yeterince muktedir ( cinsel anlamda değil), güçlü, ekonomik açıdan çok şey vaat eden yahut serbest toplum yapısında beğenilen ve arzu edilen bir kişiyse, onun dört değil on dördüncü kadını olmayı isteyen pek çok kadın bulabilirim. ünlü erkek oyuncular, modeller, sporcuların instagram dm'lerinde kim bilir kimlerin ne mesajları vardır.
devamını gör...
26.
mevzu, güçlü ve varlkklı erkeklerin birden çok ve en güzel kadınlara sahip olma arzusudur. bu istek dışa vurmasak da her erkeğin fıtratında kodlu.
kur'an'ın iniş gayesi de bu arzuyu adalete bağlamak.
nisa suresimin ilk 12 ayeti direkt yetimlerle ilgilidir.
" yetim kadınlar hakkında adaleti korumaktan korkarsanız size helal kılınan o kadınlardan ikişer üçer dörder evlendirin, yine adaleti korumaktan korkarsanız elinizin altındaki ile yetimin"
bu ayet, yetim kadınlar hakkında inmiş ve mevzu yetim kadınların evliliğiyken birden ulema mevzuyu parantez içinde ( hoşunuza giden diğer hür kadınlar) a çevirmiştir.
oysaki mevzu, savaş sonrası dul ve yetim kalan kadınların sosyal bakımıdır, ihtiyaçlarıdır. eğer bu kadınlar üzerinde inen hükümleri yapmayıp ortalığa düşürmekten korkuyorsanız bu kadınları evlendirin, poligami de yaparak sayılarını eritin. poligamiye izin verildi diye elinizi şeyinizden tutarak sevirtmeyin. bu konudaki adaleti de gerçekleştiremezseniz yakarım. haa ne oldu mevzu? yetim kadını, evdeki kadın ile yetim kadın arasında adalet hususunda kendine güvenen ( allah'tan korkan) kişiler nikahlasın. olay bu.
aksi halde kadın- erkek müfusu eşit olduğu için fakir erkeklere zulum olurdu. fakir erkeller ve bekarlar da nur 32 ile emir olarak evlendirilir. hep matematik yani.
darabe mebzusu evliliği tehlikeye sokan kadınlar için ayet " uyar, yatak ayır, döv" diye yorumlanmış. allah aşkına, uyardım, yatak ayırdım, baktım geri adım atmıyor kadın gidecek, bane diyor döv ki gitmesin ve evliliğe devam etsin! lan dövsem anında gider, buradaki darebe yol vurmak ( ayrılmak) anlamında. yoksa " seni istemedi bu kadın, ne yapsan olmuyor, sen de döv için rahatlasın) anlamında olamaz heral!
şimdi iişin özü: zangin ve güçlü erlek 50- 60 yaşında 4 karı alıyor.. tabi son 2 karı da 18- 22 yaşları arasında. bu gavatın cinsel gücü ve otoritesi kadınlara yetmiyor tabi. kadınların gözü dışarı kaymasın, kemdine iteat etsin diye bel'amlara baskı ile bu ayeti bu şekilde yorumlatıyor.
kur'an'ın iniş gayesi de bu arzuyu adalete bağlamak.
nisa suresimin ilk 12 ayeti direkt yetimlerle ilgilidir.
" yetim kadınlar hakkında adaleti korumaktan korkarsanız size helal kılınan o kadınlardan ikişer üçer dörder evlendirin, yine adaleti korumaktan korkarsanız elinizin altındaki ile yetimin"
bu ayet, yetim kadınlar hakkında inmiş ve mevzu yetim kadınların evliliğiyken birden ulema mevzuyu parantez içinde ( hoşunuza giden diğer hür kadınlar) a çevirmiştir.
oysaki mevzu, savaş sonrası dul ve yetim kalan kadınların sosyal bakımıdır, ihtiyaçlarıdır. eğer bu kadınlar üzerinde inen hükümleri yapmayıp ortalığa düşürmekten korkuyorsanız bu kadınları evlendirin, poligami de yaparak sayılarını eritin. poligamiye izin verildi diye elinizi şeyinizden tutarak sevirtmeyin. bu konudaki adaleti de gerçekleştiremezseniz yakarım. haa ne oldu mevzu? yetim kadını, evdeki kadın ile yetim kadın arasında adalet hususunda kendine güvenen ( allah'tan korkan) kişiler nikahlasın. olay bu.
aksi halde kadın- erkek müfusu eşit olduğu için fakir erkeklere zulum olurdu. fakir erkeller ve bekarlar da nur 32 ile emir olarak evlendirilir. hep matematik yani.
darabe mebzusu evliliği tehlikeye sokan kadınlar için ayet " uyar, yatak ayır, döv" diye yorumlanmış. allah aşkına, uyardım, yatak ayırdım, baktım geri adım atmıyor kadın gidecek, bane diyor döv ki gitmesin ve evliliğe devam etsin! lan dövsem anında gider, buradaki darebe yol vurmak ( ayrılmak) anlamında. yoksa " seni istemedi bu kadın, ne yapsan olmuyor, sen de döv için rahatlasın) anlamında olamaz heral!
şimdi iişin özü: zangin ve güçlü erlek 50- 60 yaşında 4 karı alıyor.. tabi son 2 karı da 18- 22 yaşları arasında. bu gavatın cinsel gücü ve otoritesi kadınlara yetmiyor tabi. kadınların gözü dışarı kaymasın, kemdine iteat etsin diye bel'amlara baskı ile bu ayeti bu şekilde yorumlatıyor.
devamını gör...